14.08.2020, 22:17

Erbakan'ın Gözyaşları

Çarşamba günü Kemalettin Erbakan’ın vefatını öğrenince, “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” (Biz, O’ndan geldik ve yine O’na döneceğiz) teslimiyetini terennüm ettikten 25 Ekim 2012 Perşembe gününe gidiverdim. Bu tarihin kısa bir süre öncesinde Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan hoca  ahirete irtihal etmiş, Millî Gazete’nin hafızası sayılabilecek isimlerin çoğu tenkisâta tâbi tutulmuştu. Açıkçası Millî Görüş camiası hem siyaseten, hem de  kardeşlik hukuku açısından sıkıntılı bir dönemden geçiyordu. Zaman zaman Fatih Camii’nde karşılaştığımız ve ayaküstü hasbihâl ettiğimiz Kemalettin Erbakan bu gelişmelerden rahatsız olmasına rağmen çözüm üretmekte zorlanıyordu.

Neyse biz 25 Ekim 2012’ye dönelim...

***

Kurban Bayramı’nın 1. günü Fatih Camii’ndeyiz. Cemaatin içinden gözüme merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın kardeşi Kemalettin Erbakan takılıyor. Bayramlaşıyoruz. Önceki görüşmemiz üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen durumunda hayli değişiklikler inkişaf etmiş. Beli biraz daha bükülmüş, ak sakalı simasında nûranilik tezahür ettirmiş.

Caminin merdivenlerinden inerken, Hamdi Arslan hocanın mahdumu ile birlikte kendisine yakın âlâkamızdan çok memnun oluyor. “Bu sabah, merhum Nizamettin ağabeyimin hanımı Sabiha yengeyi kaybettik. Ailede benden büyük kimse kalmadı” diyerek üzüntüsünü paylaşıyor. Sonra bizleri Fevzipaşa Caddesi’nin hemen karşısındaki baba ocağına tatlı ikramı için davet ediyor.

Apartmanın hemen girişindeki eskiden diş hekimliği görevini icra ettiği mütevazı mekâna geçtikten sonra tatlılar ikram ediliyor. Erbakan biraz nefeslendikten sonra, “artık çok yaşlandım” diyor. Gençliğinde okuyup, kendine düstur edindiği bir kıssayı anlatmaya başlıyor:

Hz. Ebubekir, bir yolculuk esnasında devesinin yuları düşünce devesini çöktürüp alır. Bu durum bir kaç defa tekerrür edince yanındakiler, ‘Efendim sizin devenin sırtından inmenize lüzum yok. Söyleseniz de biz o yuları sizin inmenize gerek kalmadan alıp versek’ derler. Hz. Ebubekir, ‘Resulullah bana, yapabileceğim bir işi başkalarından istemememi emretti buyurdu.” Bu kıssayı hayatı boyunca kendine düstur edinmeye çalıştığını ifade eden Erbakan, “ihtiyarlıktan da olsa başkalarından bir şey talep etmek bana ağır geliyor” diyor.

***

Yaşlılar bazı şeyleri sebebe dayandırarak aktarmak için bahane ararlar; bayramlarda bu anlamda en güzel vesilelerdendir. Erbakan da bizleri karşısında bulmuşken, tâ 1800’lü yıllara gidiyor. Sohbetini Adana’nın Kozan ve Saimbeyli bölgelerinde uzun süre hüküm süren Kozanoğulları Beyliği’ne dayandırıyor. Sonra sözü oralardan kalkıp İstanbul’a gelerek, Sultan 2. Abdulhamid’le dost olan Hüseyin Bey’in oğlu baba Mehmet Sabri beye getiriyor.

Hukuk tahsilinden sonra Erzurum’a tayin olan savcı Mehmet Sabri beyin Sabire hanımla izdivacından sonra bu evliliğin meyvesi olan Nizamettin ve Selahattin’den bahsederken birdenbire hüzünleniyor. Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşananlardan bahsettikçe hikâye mâteme dönüşüyor. Rusların Erzurum’u işgaliyle yaşanan ağır şartlar sonucu babası Mehmet Sabri bey ve ailesinin göç yolunda maruz kaldıkları acıları anlatırken gözlerinden akan yaşlar bembeyaz sakalını ıslatıyor. “Sabire Hanım göç esnasında Hakkın rahmetine kavuşarak Nizamettin ve Selahattin ağabeyimi öksüz bırakmış” diyor. Erbakan, “Babam bir süre sonra Ağır Ceza Reisi olarak Sinop’a tayin edilince, burada Rusların baskısından dolayı hicret eden ve Sinop’a yerleşen bölgenin en önemli eşrafından Kafkas Kartalı Şeyh Şamil’in torunlarından olan annem Kamer Hanım’la evlenmiş” ifadeleri ağzından dökülürken yalnız kalmanın burukluğu içinde kardeşleri NecmeddinAtıfet ve Akgün’ün isimlerini terennüm ediyor. “Ağabeyim Necmeddin Erbakan çok zeki bir insandı” diyek onunla ilgili birbirinden ilginç anekdotlar aktarıyor.

***

Kemalettin Erbakan, sözün yönünü son dönemlerde adından çokça bahsedilen fakat bir türlü içi doldurulamayan “Osmanlı Medeniyeti”ne çeviriyor. Huzursuzluğun kaynağının sosyo-kültürel dinamiklerin genlerinin oynanmasından kaynaklandığından bahsederek “yerinden yönetim”e dikkat çekiyor. İç kavgaların yoğunlaşmasının altında sosyal yapının en önemli dinamiklerinden olan “eşraf” geleneğinin yok edilmesinin olduğunu söylüyor. Osmanlı’nın yaşamın temelini örfî davranışlarla destekleyerek toplumu birbirine kenetlediğini, fakat son asırda oluşturulan anlayışın toplumu değerlerinden uzaklaştırarak; yalnızlaştırdığını ve birbirinden kopardığını ifade ediyor.

Erbakan, toplumun manevi dinamiklerinin etkisizleştirilmesinden dolayı, kaliteli insanın yetişmediğinden bahsediyor. Abdülhakim Arvasi’siz Necip Fazıl’ı, Abdûlaziz Bekkine’siz Nurettin Topçu’yu, Mehmed Zahid Kotku’suz Necmeddin Erbakan’ı düşünmenin ahde vefasızlık olacağını ifade ediyor. Kendi “değerleriyle diyalog” kurmayı reddedip “diğerleriyle diyalog” kurarak “ümmeti yumuşak lokma” haline getiren hadiseler zincirinden bahsediyor. “Bir kaşık suda koparılan fırtına”ların altında yatan gerçekleri açıkladıkça bizleri hayrete düşürüyor.

Zamanın akıp gittiği sohbetin ardından, bizleri Halıcılar Caddesi No: 4’teki baba ocağından yarınki cenaze namazında buluşmak üzere uğurluyor.

***

Kurban Bayramı’nın 2. günü... Cuma namazını müteakip kılınan 4 cenaze namazından birisi de merhum Prof. Dr. Nizamettin Erbakan’ın eşi Sabiha Erbakan için kılınıyor. Taziyeleri Erbakan Ailesi, Van eski Milletvekili Fethullah Erbaş, İstanbul İl Başkanı Selman Esmerer kabul ediyor. Cenazeyi Merkezefendi’deki sonsuzluk yurduna taşımak da içindeki ahde vefa ateşi sönmeyen bir avuç insana düşüyor. Sabiha Erbakan, Merkezefendi’de bulunan diğer aile fertlerinin yanındaki ebedi istirahatgâhına defnediliyor.

Diğer günlerde olduğu gibi bayramın 3. gününde de yolunu Merkezefendi’ye düşürenler, Fatihalarını ve Yasin-i Şeriflerini soluklanmaksızın kalplerinde beyaz sayfa açan hocalarına gönderiyor. İkindi ezanı ile birlikte Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak merhum “Erbakan Ailesi”nin ayak ucuna oturuyor. Ayetler dualara, gözyaşları yakarışlara karışıyor. Diller susuyor, kalpler vuslata kavuşanlarla hasbihâle dalıyor.

İslâm Âlemi’de oluşturulan kan denizinde yüzenler, haksızlık ateşinin ortasına atılanlar, “suskunluğum asaletimdendir” diyenler merhum Erbakan hocanın yokluğunu daha derinden hissediyor.

***

Bu hasbihâlin üzerinden 8 yıl geçmiş. Yaklaşık 6 ay önce oğlu Hüseyin beyle karşılaşmış, Kemalettin (Erbakan) amcanın durumunu sormuştum. O da, artık eve bağımlı olduğunu, dışarı çıkamadığını ifade etmişti. 92 yaşında Hakkın rahmetine kavuşan Kemalettin Erbakan dün öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Merkez Efendi’deki aile kabristanına defnedildi.

Merhum Kemalettin Erbakan’a Allah’tan af ve mağfiret, ailesine sabr-ı cemil, ecri cezil niyaz ediyoruz.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 23 Nisan 2024
İmsak 04:31
Güneş 06:06
Öğle 13:07
İkindi 16:54
Akşam 19:59
Yatsı 21:28
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 33 74
2. Liverpool 33 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 33 43
12. Fulham 34 42
13. Bournemouth 33 42
14. Crystal Palace 33 36
15. Brentford 34 35
16. Everton 33 30
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 33 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Günün Karikatürü Tümü