Haberin Kapısı

Ben kimim? Bu dünyada işim ne?

İSLAM VE KÜLTÜR

"Ben kimim? Bu dünyada işim ne? Dünya ve hayat karşısında tavrım ne olmalı? Münasebetlerimi hangi ölçülere göre düzenlemeliyim? Olaylara hangi açıdan bakmalıyım? Hükümler verirken, ölçüm ne olmalı?"

insanları, bu suallere verdiği cevaplara göre tasnif etmek mümkün. Nüfus cüzdanında "müslüman" ibaresi olduğu hâlde, hiçbir dine inanmayan, fakat o ibareyi sildirmeye de cesaret edemeyenler... "Müslümanım" dediği hâlde, inaçlarını hayata geçiremeyenler... Müslümanca yaşar gibi göründüğü hâlde, islâmın bakış açışını bir türlü kazanamayanlar.... Ve, neye niçin inandığını veya neye niçin inanmadığını bilmeyen, düşünmeyen, olaylar denizinde bir tahta parçası iradesizliğiyle yüzenler...

Burada, inanmayana ve Kuran güneşine karşı perdelerini sımsıkı kapatana diyeceğim yok. Ona başka bir makamda, başka türlü sözler söylenmeli. Bu mevkide asıl muhatabım, sorulduğu zaman "müslümanım" diyen, fakat meseleleri îmanın nuruyla değerlendiremeyenlerdir.

"Ben de müslümanım," diye söze başlayan, sonra da, "ama" deyip, islâma taban tabana zıt bir görüş beyan eden şahıslar nâdirattan değil. Ne yazık ki, çevre faktörü zihinlere başka ölçüler yerleştirebiliyor.

Oysa islâm bir bütündür, bir kısmını alıp, diğer kısmını terkedemeyiz. Aksi hâlde bıraktığımız boşluğu başka fikirler, farklı görüşler ve aykırı ölçüler doldurur.

Müslüman, olayların seyrine kapılmamalı, onlara yön vermelidir. Dinimiz bize, hayatta pasif değil, aktif görev almamızı emreder. Bu aksiyoner tavrın ilk adımı ise, islâmî bakış açısıyla düşünebilmek, ruh dünyamızda bir senteze ulaşmak, kendi kendimizle çelişmemektir.

inanan kişi, her hâdiseyi islâmın terazisiyle tartmalıdır. Beşeriyetin dünyevî ve uhrevî saadeti, o kaynaktan akmaktadır. Ayetler, huzur dünyasına kapılar açar. Hadîsler ise, arzulanan taze bir hayatın ruh programını verir.

islâm, hayatın her anını kuşatmıştır.

O, ölçüleri ölçen bir ölçüdür.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.