Haberin Kapısı

Hıristiyanlık Tevhid Dini Olma Özelliğini Kaybedince

İSLAM VE KÜLTÜR

Hıristiyanlık tevhid dini olma özelliğini kaybettikten sonra, birer vesileden fazla yeri olmaması gereken papazlar haddinden fazla önem kazandı.

Peygambere ilahlık verenler elbet uluhiyetten bir pay da kendilerine ayıracaklardı. Kendileri birer aciz kul iken, Allah ile kullar arasında vazgeçilemez, atlanamaz, ihmal edilemez birer engel oldular.

Oysa, isa aleyhisselamın böyle bir uygulaması yoktu, kilise bile kurmamıştı o. Müesseseleşme fikrine yabancıydı. "Kırlarda zambaklar gibi, dağlarda kuşlar gibi yaşayın," diyordu. Sonra kiliseler kuruldu, makamlar ihdas edildi, papazlara payeler dağıtıldı. Günahkarlar onların huzurunda tevbe etmeye, günah çıkarmaya başladılar. Batıda dinin hakim olduğu asırlar boyunca devam etti bu gelenek.

Sonra din zayıfladı, dindar insanlar azaldı. Fakat günahlarını itiraf edip rahatlama fenomeni toplumun genetik yapısına girmişti bir kez. Genel bir ihtiyaçtı bu. Artık kiliselere de gidemiyordu insanlar. Peki ne yapılmalıydı bu durumda?

İşte tam da bu noktada ortaya çıktı psikologlar. insanların itiraflarını para mukabilinde seve seve dinlemeye başladılar. "Bilimsel ve çağdaş" kavramları altında toplumun taleplerine cevap vermeye başladılar. Modernitenin etkisiyle günden güne yalnızlaşan, kendi içine gömülen ve "öteki"lerle münasebetleri kopan "yeni" insan, yalnızlıktan kurtulmak, ruhunun sızlayan yaralarına bir merhem bulmak için psikologlara koştu.

Durum tamamen farklı.

Dinimiz tevhid dini olduğundan aracılara yer yoktu. Herkes derdini doğrudan doğruya Rabbine arzediyor ve günahının affı için de yine ona yalvarıyordu. Peygambere bile af yetkisi verilmemişti. Din adamına itirafta bulunmak gibi bir durum söz konusu bile olmadı. Bu sebeple bizim insanımız moderniteyi yaşamaya başladıktan sonra da psikologlara gitme ihtiyacı hissetmedi.

Müslüman toplumlarda psikologlara gitmemenin bir sebebi daha var: Bireyler arasında harikulade bir samimiyet, beraberlik ve dayanışma var. insanlarımız yalnız değil. Birimizin derdi hepimizin derdi. Herkes birbirinin derdi konusunda fevkalade duyarlı. Kime gitsek de sıkıntılarımızdan, meselelerimizden bahsetmeye çalışsak yardım görebiliriz. Dostumuz, arkadaşımız, akrabamız bizim paylaşma ve yardım alma talebimize "O senin sorunun!" diye cevap vermez.

Kısacası, bizde psikologların işi zor. Modernitenin etkisiyle insanlarımız gelenekten kopmadıkça, kendi dünyalarına gömülüp de bireyselleşmenin bunalımlarını yaşamadıkça ve kişileri tekvücut yapan dayanışma ruhu yok olmadıkça zor olmaya da devam edecek.

Ömer Sevinç

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.