Haberin Kapısı
2017-02-19 16:50:15

Demokratik Anayasa Platformu’na Cevap 1

Suat Gün

19 Şubat 2017, 16:50

Ece Hanım[1] sitesinde  ”Birkaç temel tespit yaparak başlayalım – daha fazlasını merak ederseniz, bu Web Sitemde Başkanlık Sistemiyle ilgili birçok detaylı yazı/video bulabilirsiniz”; diyor

1- Başkanlık Sistemine geçiş köklü bir sistem değişikliği gerektirir. Kutuplaşmış, Ortak Aklın yeterince aranmadığı, tüm seslerin duyulamadığı bugünkü Türkiye’mizde böyle köklü bir değişikliğe gidilmesi risklidir. Üstelik esas acilen odaklanılması gereken Terör laneti ve Ekonominin kötü gidişatı varken.

2- Kasım 2012’de Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından hazırlanan Başkanlık sistemi Taslağı, yeni Anayasa çalışmalarında dikkate alınmamalıdır. Reform “aceleye” getirilip eski düşünceler üzerine kurulursa, Türkiye demokratik bir sistem olmaktan çıkar (bu konuda daha fazla bilgi için: “Türk Usulü Başkanlık Sistemi nedir?” başlıklı yazıma bakabilirsiniz).

3- Başkanlık Sisteminin istikrarlı demokrasi getirmesi çok zordur: OECD resmi rakamlarına göre Dünya’da Başkanlık sistemi ile gelişen Ülkelerde, Parlamenter sistemle gelişenlere göre 2 misli istikrarsızlık olmuştur. Sebeplerini yazılarımda detaylı anlatıyorum: özetle, Başkanlık sistemi yanlış kurulursa ya “Tek Adamlığa” ya da tam tersi “Kilitlenmelere” götürdüğü için, ya istikrarsızlık (kronik erken seçimler) ya da darbelere yol açmıştır. Kanıt: Başkanlık sisteminin en yaygın olduğu ve 200 Anayasa denemesi yapmış olan Latin Amerika Ülkeleri.

4- Dünya’da Başkanlık sistemini kalıcı/istikrarlı Demokrasi ile bağdaştırabilmiş neredeyse tek ülke ABD’dir. ABD’deki sistemin istikrarlı işlemesinin ise ABD’ye özgü birçok sebebi vardır: seçim sistemi, “disiplinli” siyasi parti yapısı olmaması, iki partili sistem, yargının yapısı, ifade özgürlüğü/Anayasal olarak tam korunması ve Federasyon yapısı; bu sebeplerin başında geliyor. Türkiye, ABD Anayasasını aynen kopya etse bile, birçok alanda köklü reform yapmadan istikrarlı/demokratik bir yapı kuramaz. Denge-Denetim mekanizmaları “kâğıt üzerinde” kalır, uygulamaya gerçek bir “Güçler Ayrılığı” yansımaz.

5- Başkanlık sistemi Federasyona yol açar, kaygım var. Üniter yapıda Başkanlık kurulacağı söylense dahi, Başkanlık sistemine geçiş, Türkiye’de Federasyona yol açar. (Yazılarımda sebeplerini anlatıyorum).

6- Başkanlık Sistemi için öne sürülen faydalar (örneğin “koalisyon oluşmaz”) ise fiiliyatta doğru değildir. Latin Amerika’da bugün birçok Ülkede koalisyonlar vardır. Başkanlıkta nasıl koalisyon oluştuğu yazılarımda var.

                1) Ece Hanım’ın eskilerin tabiri ile insicamsız, mesnetsiz ifadelerinin hiçbir mantıki temeli yoktur: Son yapılan anayasa değişikliği ile köklü bir sistem değişikliğine gidilmemiştir. Yapılan Başbakan ve Bakanlar Kurulu’nun Cumhurbaşkanı’nın emrine verilmiş olmasıdır. Bunun mantıki temelini de “iki kaptan bir gemiyi batırır.” Çift başlı yılan dar deliğe giremez.  “Çatal kazık yere batmaz.” Sözlerinde görüyoruz.

                Orta aklın aranmadığı tüm seslerin duyulamadığı derken neyi kastettiği anlaşılmamaktadır. Türkiye’de Meclis’in ve partilerin yapısına baktığınızda büyük çoğunluğun makulü temsil eden orta yol hareketleri olduğu görülür. Dünyanın her yerinde yönetim, çoğunluğu temsil eden parti ve liderlere verilir. Devletler her renk her çiçek ile değil ortak irade ile yönetilir. Orta akıl/Ortak akıl derken kimi kastetmektedir, bunlar kimdir, belli değil! Hâlbuki Anayasa değişikliği milletin onayına sunularak ortak aklın onayı alınarak yürürlüğe girecektir. Kaldı ki Türkiye’de anayasada köklü değişikliğe gidilmemiştir. Gidildiği zaman ne gibi riskler ortaya çıkacaktır. Onu bilmek isteriz. Ece Hanım bu risklerin neler olduğunu sayarsa öğrenmiş oluruz. Sadece risklidir demek, riskin ne olduğunu söylememek spekülatif bir tutumdur. Bu izah tarzına şeydir diyorum! Çünkü şey fikir değil anlamsız laf salatasıdır. Terör lanetinin ve ekonominin rayına oturması için devletin tek elden yönetilmesi gereklidir. Sorumluların kime hesap vereceklerini bilmesi gerekir.

2) Şu an yapılan anayasa değişikliği 2012 tasarısı olmadığı için bu eleştiriye cevap vermek gereksizdir.

3) OECD resmi rakamlarına göre Dünya’da Başkanlık sistemi ile gelişen Ülkelerde, Parlamenter sistemle gelişenlere göre 2 misli istikrarsızlık olmuştur. Sebeplerini yazılarımda detaylı anlatıyorum: özetle, Başkanlık sistemi yanlış kurulursa ya “Tek Adamlığa” ya da tam tersi “Kilitlenmelere” götürdüğü şeklindeki değerlendirmesi yanlıştır. OECD’nin hangi değerlendirmesine ve hangi belgesine göre olduğunun belgesini ve kaynağını göstermesi gerekir. Wikipedi’den başkanlıkla ve parlamenter sistemle yönetilen ülkelerin listesi, bu ülkelerin iktisadi ve sosyal gelişmesi incelenirse Ece Hanım’ın sadece esip savurduğu mesnetsiz atıp tuttuğu görülür. Tek adamlık ve kilitlenme başkanlık sisteminden sonra ortaya çıkmamıştır. Tek adamlık; darbeler sonucu yönetimi ele geçiren diktatörlerin marifetiyle ortaya çıkmıştır.  Bu adamların işbaşına gelmesini de teşvik eden batının istihbarat kurumlarıdır. Gelişmekte ülkeleri zayıf yönetimler altında tutmak isteğidir.

4) Türkiye’nin kuracağı sistem batılı sistemlerin taklidi olmamalı, ideal bir demokrasi kuracağım diye güvenlik, halkın huzuru ve refahı(iktisadi/sosyal büyüme) gibi temel hedeflerden taviz vermemelidir. Bir devletin temel hedefi güçler ayrılığı veya güçler karşıtlığı/çatışması değil güçlerin uyum içinde ahenk içinde çalışması meselesidir. Denetim mekanizmaları adalet üzerine çalışırsa bir anlam ifade eder. Ahlakın olmadığı yerde hiçbir denetim mekanizması bir işe yaramaz, devlete hantallık vererek işleri yavaşlatır. Bu nedenle her seviyede her mevkideki insanımızın yeni değerler manzumesiyle milli kimliğini temsil eden ahlakla ahlaklanması tek hedefe yönelerek gayret birliği ile çalışması gerekiyor. Devlet idealist insanların, şerefli insanların elinde yükselir. Kusur araştıran denetleme mekanizmaları, şüpheci hafiyeci yapılar güvensizlik oluşturarak toplumsal birliğe zarar vermektedir.

5)Başkanlık sisteminin federasyona yol açacağını söylemek akıllara ziyan bir mantıksızlıktır. Federasyon kavramı, federatif sistem ayrı bir yapıdır. Yönetim sistemi ile alakası yoktur. Tam tersine başkanlık sistemi federal yapıları bir arada tutan üniter bir yapıdır. Rusya Federasyonu tıpkı böyle bir devlettir. Ece Hanım’ın bunun böyle olduğunu bildiğini sanmıyorum. Onun derdi kafa karışıklığı yaratarak halkta şüphe uyandırmaktır.

6) Bir sistemde koalisyon oluşması veya tek partiye dayalı olarak yönetilmesi istikrarsızlık oluşturmaz. Yönetilmemesi istikrarsızlık oluşturur. Ne olursa olsun, hangi seçim sonucu elde edilirse edilsin; önemli olan sistemin yönetebilen hükümetler ve liderlikler çıkartmasıdır. Koalisyon veya birden fazla partinin bir araya gelerek milli ülkü ekseninde çalışması esastır. Sistem yönetilebilir bir yapı oluşturuyor, istikrarsızlığa imkân vermiyorsa en iyi sistemdir, diyebiliriz.

Cumhurbaşkanı’nı halkın seçtiği bir sistemde Meclis’in çıkarttığı hükümetlerle devleti idare etmek yetki karmaşası doğurur. Son yapılan anayasa değişikliği ile bu ikili yapı düzeltilmiştir.

 

[1]Av. Ece Toprak Güner: Demokratik Anayasa Platformu”  www.demokratikanayasaplatformu.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.