Haberin Kapısı

Biyografi Nedir, Nasıl Yazılır?

EĞİTİM

Toplum için bir kıymet ifade eden şahısların hayatını anlatan eserlere biyografi diyoruz. Bu tür yazılar, bir şahsın hayat tarihidirler. Eğer bir kimse kendi hayatını yazarsa, buna “otobiyografi” denir.

Biyografilerde şahsın ailesi, çevresi, tahsili, başarıları, projeleri, eserleri tanıtılır, onu muvaffakiyete götüren amillerin neler olduğu gösterilmeye çalışılır. Kanaatleri, fikirleri, inançları nelerdir? Hangi gaye uğrunda çalışmıştır? Hedefine ulaşabilmiş midir? Başarıları, yahut başarısızlıkları memleketin geleceğine ne gibi tesirler yapmış, sahasına nasıl bir yenilik getirmiştir. işte bütün bu ve benzeri soruların cevapları aranır ve tesbit edilen bilgiler okuyucuya iletilir.

iyi bir biyografi, okuyucuda çalışma ve büyük işler başarma arzusu uyandırır. Tecrübelerden istifadeyi temin eder, kişinin, içinde bulunduğu hataları görmesini sağlar.

Bu tür yazılar, birkaç sayfadan ibaret olabildiği gibi, bir kitap hacminde de olabilir. Birincisi, ikincisinin özetidir. Kısa biyografiler de, eğer başarılı yazılmışlarsa, bir şahsı önemli cepheleriyle tanıtabilirler.

Yazar, hayatını yazacağı kişiyi seçerken bir çok hususu göz önünde bulundurmalıdır. Şahsın, alâka uyandıracak özelliklere sahip olması, daha çok olumlu yönleriyle tanınması, kısacası, hakkında bir eser hazırlamaya lâyık olması gerekir. Okuyucunun yaşını, kültür seviyesini, özel ilgilerini ve mesleğini de nazara almakta fayda vardır.

Biyografiyi yazmaya geçmeden önce yapılması gereken bazı işlemler vardır: Yazarın elinde iyi bir taslak plân olmalıdır. Araştırmalarını bu plânın ışığında yürütürse daha fazla yol alabilir ve lüzumsuz ayrıntılarla oyalanmak zorunda kalmaz.

Biyografi yazıları vesikalara dayanılarak yazılır. Yazar, kendi kanaatleri doğrultusunda, içinden geldiği gibi biyografi yazamaz. Bu sebeple, yazma öncesinde ciddi bir araştırmaya, vesika toplama işine ihtiyaç vardır. Yazının konusu, başka bir deyişle kahramanı hakkında yazılan kitaplar okunur, dergiler ve gazeteler gözden geçirilir, notlar alınır. Mektupları, hatıraları tesbit edilir. Onu tanıyan kişilerle konuşulup, bilgi alınır. Başından geçen önemli vakalar öğrenilir. Eserleri okunur, şahsiyetine ve hayatına ışık tutacak kısımlar not edilir. Başka yazarların kanaatlerine müracaat edilir. Şayet hakkında yazı yazılacak şahıs hayattaysa, kendisiyle röportaj yapılır, toplanan bilgilerin doğru olup olmadığı bizzat kendisinden öğrenilir.

Vesika toplama ve yazma esnasında, yazarın tarafsız olması, hissî değerlendirmelerden uzak kalması gerekir. En iyisi, vesikaları bir objektif mantık dahilinde sıralayıp, hükmü okuyucuya bırakmaktır.

Bazı yazarlar, eserlerine, hakkında yazı yazdıkları şahsın nüfus kayıtlarıyla başlarlar. Bu nevi bilgilerin, girişte yer alması son derece sakıncalıdır. Kahramanın şahsiyetini aksettiren, alâka uyandırıcı bir vaka ile başlamak ise, iyi bir usûldür. Bu yolla okuyucunun merakı kamçılanmış olur, içinde o şahsı bütün cepheleriyle tanımak için bir arzu uyanır. Yazı boyunca vakalara bol bol yer vermek akışı sağlayan olumlu bir harekettir.

Biyografi yazarken zaman sırası takip etmek şart değildir. Kahramanın hayatının herhangi bir yerinden başlayıp, çağrışımlarla geriye dönmek, yahut gelecek zamana uzanmak mümkündür.

Şahsın hayat tarihi yazılırken abartmalardan kaçınmak gerekir. Övmekte aşırıya gitmek, kişiye gücünün üstünde, adeta insan üstü özellikler yakıştırmak son derece yanlıştır. Böyle bir hareket istenen tesirin aksine neticeler doğurabilir. Okuyucunun yazara olan itimadı sarsılır. Muhatap verilen diğer bilgilere de şüpheli bir gözle bakmaya başlar. En iyisi, her konuda gerçekçi olmak ve mevcudu anlatmaktır. Gerekiyorsa kişinin zayıf yönleri, hataları ve kusurları da anlatılabilmelidir.

Verilen ölçülere uyularak, açık bir dil ve kıvrak bir üslûpla yazılacak biyografilerin, bir hikâye kadar akıcı olacağı ve zevkle okunacağı muhakkaktır.

Zaten biyografi, “bir gerçek hayat hikâyesi” değil midir?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.