Haberin Kapısı

Hatıra Nedir, Nasıl Yazılır?

EĞİTİM

Şahsın, başından geçen olayları, tanıdığı kişileri, fikirlerini ve duygularını kompozisyon tekniğine uygun şekilde yazmasıyla ortaya çıkan eserler hatıra türüne girer.

Böyle yazılar yazmak için meşhur olmak gerekmez; herhangi bir insan da hatıralarını yazabilir. Hemen herkesin hayatında önemli anlar, kişiyi duygulandıran, heyecanlandıran olaylar veya durumlar olmuştur. Bunlar yazılmazsa hafızada küllenir. Şayet kaydedilirse, gelecekte bir vesika gibi kıymet kazanır. Milletler için tarih ne ise, şahıslar için de hâtıra odur.

Hatıraların tarihî olayları ve devirleri aydınlatmakta önemli rol oynadıklarını biliyoruz. Geçip giden nice yıllardan sonra ele geçen bu tür yazılar, tarihçiler, sosyologlar ve diğer birçok ilim adamları için altından daha kıymetlidir.

Hatıra yazmak, hayat üzerinde düşünmek demektir. Yazar, ferde, topluma ve çevreye daha dikkatli bakmayı öğrenmek ve başkalarının göremediği nice ayrıntının farkına varmak zorundadır. Böylece düşünme kabiliyeti gelişir. insan, bu yolla kendini daha iyi tanır, içinde kaynayıp coşan duyguları, dinmek bilmeyen arzuları, gerçekleşmeyi bekleyen emelleri keşfeder.

Hatıra yazma çalışmaları, iyi bir murakabe, yâni iç kontrol vasıtasıdır. Hatıralarını topluca yazan kişi, hayatını ve dolayısıyla kendini değerlendirmeye tâbi tutar. Geçen zamanın lehine mi, yoksa aleyhine mi olduğunu anlar. Yaptıklarını, yapmak isteyip de muvaffak olmadığı işleri gözden geçirir. Hayat çizgisini günü gününe kağıda geçirenler için de aynı durum söz konusudur.

Çevrenin tesirlerinden uzak kalarak bir köşeye çekilip kendi kendisiyle başbaşa kalan kimse, yaşadığı günü inceler, bir ayna vazifesi gören kâğıtlar vasıtasıyla kendini seyreder, güzel, çirkin, iyi, kötü bütün özelliklerini gördükten sonra, gelecekte nasıl olması gerektiği konusunda önemli kararlar verebilir.

Hatıra yazmanın faydaları bunlardan ibaret değildir. Bu çalışmalar, bir nevi itiraf, iç dökme, boşalma olduğu için insanı rahatlatır. Bizi dinleyen birini bulup da dertlerimizi anlattığımız ve bu yolla rahatladığımız bir gerçek değil midir? işte kağıtlar da aynı rolü oynar. Yazar üzüntülerini sevinçlerini, kimseye söyleyemeceği duygularını kâğıtla, hatıra defteriyle paylaşır.

Hâtıra yazıları faydalı eserler gibidir; insanı ölümünden sonra da yaşatır ve gelecek nesillerce hatırlanmasını sağlar. Ahirete gitmek üzere ruhlar aleminden gönderilen insanoğlu, şu fâni dünya ülkesinde gayet kısa bir süre yaşar, sonra göçüp gider. Yıllar geçtikçe hafızalardan da silinir. Onu, geride kalanlara hatırlatan şey, ancak eserleri olabilir.

Hiçbir insan diğerinin aynısı değildir. Her fert, parmak uçlarındaki çizgileriyle bile diğerlerinden ayrılır. Bu farklılık, manevî özellikler için de söz konusudur. işte hatıra yazıları bu farklılığı hissettirmelidir. Biz, insanları sadece dış görünüşleriyle tanırız, iç dünyalarını yeterince tanımamız mümkün olmaz. Hatıra yazıları okuyarak, yazarın, yani bir başka insanın şahsî dünyasına girmemiz mümkün olur. Onu kendimizle mukayese edersek, birçok gerçeğin farkına varır, orijinal sonuçlar elde ederiz.

Buraya kadar, hatıra yazılarının, yazarına ve okuyucuya neler kazandırdığını anlatmaya çalıştık. Şimdi de daha pratik konulara temas edelim.

Hatıra yazarken olayları anlatmak ve çevreyi tasvir etmekle yetinmemek gerekir. Yazar, fikirlerine, duygularına ve kanaatlerine de yer vermeli, olayları yorumlamalı, şahısları tahlil etmeli, intibalarını belirtmelidir.

Samimiyet şarttır. Hatıra yazılarını kıymetlendiren, gerçeklerin doğru, tam ve eksiksiz bir şekilde aktarılmasıdır. Bazan yazar, kendini yüceltmek için, olanı değil de olması gerekeni yazar. Yazılarının başkaları tarafından okunacağını, yahut okunması ihtimali bulunduğunu bilen kişi, gerçekleri saklamak, daima iyi şeyleri yazmak arzusundadır. Hatıralar, bir nevi itiraf belgeleri olduğu için, her şeyi olduğu gibi yazmak bir hayli cesaret işidir. Sadece gerçeği aksettirmek, imkânsız değilse bile çok zordur.

Hatıralar, günü gününe değil de sonradan topluca yazılıyorsa, iyi bir seçme yapılması gerekir. Ana çizgileri ihmâl etmemek, ayrıntıların bir mânâ ifade edenini almak şarttır.

Her günün önemli olaylarını tarih atarak yazmak mümkündür. Bu tür yazılara “günlük” denir. Heyecan uyandıran, kişiye derinden tesir eden hayat parçaları sıcağı sırcağına kaydedilirse, o ruh hâli yazıya da akseder.

Herkes günlük yazabilir, fakat bu tür yazılar yazmanın, yazar adayları için ayrı bir önemi vardır. Hergün bir miktar yazı yazmak üzere masa başına oturabilen kişi, kendini bir disiplin altına almış demektir. Bu meslekte başarılı olmanın en iyi yolu, hergün, kıymet ifade eden birşeyler yazmaktan geçer. Zamanla dil incelir, yontulur, üslûp en güzel akışını kazanır, ifade kabiliyeti gelişir.

Hatıraları haftada, yahut ayda bir yazmak da bir usûldür. Bazı kimseler daha farklı bir yol izler, başından geçenleri belli zaman aralıklarıyla değil de, önemine göre yazarlar. Kayda değer bir olay gördükleri, dikkat çekici bir durumla, yahut kimseyle karşılaştıkları zaman otururlar masaya.

Herkes, bu usûllerden kendine uyanı uygulamalı ve aksatmadan devam ettirmelidir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.