Haberin Kapısı

Röportaj Nedir, Nasıl Yapılır?

EĞİTİM

Röportaj, meşhur bir kimse hakkında bilgi vermek, bir kurum veya kuruluşu tanıtmak veya önemli bazı olayların perde arkasını göstermek maksadıyla hazırlanan yazı türüdür. Şahıslarla yapılan röportajlara “mülâkat” da denir. Konuyu daha müşahhas hale getirmek için bazan fotoğraf da kullanılır.

Röportajlar gözlem, inceleme ve araştırmaya dayanır. Bu yazılarda geçen olaylar, şahıslar ve yerler tamamen gerçektir. Yazar, gerçeklerden uzaklaşmaz, bütün marifetini mevcudu en iyi şekilde anlatmaya hasreder. Hayâle yer yoktur. Yazar, zaman zaman kendi fikirlerini söyleyebilir, fakat bu söyleyiş, yine bir gerçekten kaynaklanır ve yazara ait olduğu açıkça bellidir.

Röportaj yazılarında bilgi de verilir. Okuyucunun, anlatılan konuyu daha iyi kavraması için buna ihtiyaç vardır. Ancak, bilgi vermekte takip edilen tarz, fikir yazılarınkinden farklıdır.

Bir şahısla yapılan röportaj çalışması soru sorup cevap alma esasına dayanır. Bu arada şahsın dış görünüşünü tasvir etmek, kısaca hayatından, başarılarından bahsetmek, konuşma sırasında yaptığı hareketleri kaydetmek ve kısa yorumlar yapmak röportaja canlılık verir.

iyi bir röpotajda, günlük hayattaki gibi canlı ve tabii olan karşılıklı konuşmalar büyük yer tutar. Araya serpiştirilecek tasvirler ve hareket bildiren ifadeler yazıya bir hikâye havası verir. Ancak, bu ifadeler kısa olmalıdır.

Röportaj yazısını hazırlarken ilk yapılacak iş, konuyu ve konuşulacak kişiyi tayin etmektir. Daha sonra ciddi bir hazırlık safhasına girilir. Konu sınırlandırılır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus şudur: Bir konunun bütün yönlerini sathi olarak işlemektense, bazı yönlerini derinliğine işlemek daha uygundur.

Hazırlık safhasında neler yapılmalı?

Diyelim ki, başarılı bir edebiyatçı ve yazarla konuşacağız. Bu durumda, o şahsı, mümkün olduğu kadar iyi tanımamız gerekir. Hakkında yazılan biyografileri, kendi eserlerini, daha önce yapılmış röportajları dikkatle okumamız lâzımdır. Sanat anlayışı nedir? Edebiyata nasıl bir yenilik getirmiştir. Değerlendirme yazarlarının kanaatleri ne merkezdedir? Bütün bu ve benzeri soruların cevapları aranır. Böyle bir zahmete katlananamayan yazarlar, konunun önemli noktalarını kavrayamadıkları için, büyük ilgi uyandıracak sualler soramazlar.

Hazırlıklar tamamlanınca, sıra randevu almaya gelir. Randevu herhangi bir yolla alınabilir. Ropörtaj yapacak kişi, önce kendini tanıtır, yazıyı hangi yayın organı için hazırlayacağını söyler ve konuyu bildirir. Bunu yaparken nazik olması, hâkim tavırlar takınmaması lâzımdır.

Muhatap, randevuyu kabul etmek istemeyebilir. Bu durumda, tartışmaya girmeksizin, onu iknaya çalışmalıdır. Randevu kabul edilirse, günü, saati ve yeri kesin olarak tayin edilir. Randevu almak, hem yazar, hem de muhatap açısından çok önemlidir. Muhatap, konuyu öğreneceği için hazırlanmak ve düşünmek imkânı bulur. Randevusuz yapılacak röportajın başarı şansı azdır.

Röportaj için bir araya gelindiğinde, yazar, hemen konuya girmemeli, fakat çok ağır da davranmamalıdır. Ani girişler, muhatapta panik meydana getirebilir. Çok beklemek ise, zaman kaybına sebep olacağı için hoş görülmez. Bu esnada samimi bir havanın doğması için gayret sarfedilir. Tabii, aktif rolü oynayan yine yazardır.

Arzu edilen ortamın teşekkülünden sonra suallere geçilir. Giriş suallerinin, muhatabı kızdıracak ve galeyana getirecek cinsten olmaması gerekir. Muhatabın, kendinden bahsetmesini sağlayacak suallere öncelik vermekte fayda vardır. Tartışmaya sebep olacak sorular sona saklamalıdır.

Sorulacak sorular nasıl olmalı? Meselenin esası burada gizlidir. Suallerin herşeyden önce orijinal olması lâzımdır. Başkalarının sorduğu soruları tekrar sormak maharet değildir. Soruların fazla mücerret olması, mücerret cevaplar getireceğinden tasvip edilmez. Basmakalıptan kaçınmak, hemen akla gelebilecek sorular yerine düşünülerek bulunan ve ilgi çekici olan sualler sormak iyi bir röportajcının özellikleri arasındadır. “Şu anda ne hissediyorsunuz?” gibi son derece basmakalıp ve kolay bir soruyu ancak acemiler sorar. Buna muhatap ne cevap versin? En fazla “sevinçliyim,” yahut “üzgünüm” gibi mücerret ve kısa bir cevap verecektir.

Sorular kısa ve açık olmalıdır. Uzun sorular, muhatabı da yorar, okuyucuyu da. Kapalı soruların riski daha fazladır.

Röportajdan önce bir sual listesi yapmakta fayda vardır, ama bu sıraya aynen riayet etmek mümkün olmayabilir. Bazen gerek de kalmaz. Bu soruların bazıları çıkarılıp yerine başka sorular yöneltilebilir. Bunu, röportaj sırasında konunun açılımı tayin edecektir. Plâna sıkı sıkaya bağlı kalmak her zaman doğru değildir. Ancak bunu yaparken, konudan sapma ihtimalini de hesaba katıp, tedbirler alınmalıdır. Muhatap konudan ayrılabilir, o zaman, uygun sorularla onu konuya çekmek, bunu yaparken de nazik olmak lazımdır.

Muhatap, sorulan soruları kısa birkaç sözle geçiştirir veya yeteri kadar açıklamazsa, “niçin, nasıl?” gibi yardımcı suallerle onu tahrik etmek gerekir. Bu tür sualler yazıya tatlı bir sohbet havası verir.

Röportajı kaydetmek önemli bir meseledir. Bu işlem için kullanılacak malzeme teyp veya not defterinden ibarettir. Bazı hallerde ikisi birden kullanılır. Muhatap, sözlerinin teybe alınmasına ses çıkarmıyorsa mesele yoktur. Fakat teyp mümkün değilse, mecburen not defteri kullanılır. Bu defteri daha röportajın başındayken çıkarmak muhatabı ürkütebilir. En iyisi uygun bir sebep bulup, münasip bir vesileyle not almaya başlamaktır. Konuşma teybe alınıyorsa, bu takdirde konuşulan kişinin, jest ve mimiklerini not etmek mümkün olabilir. Fakat konuşmalar not defterine kaydediliyorsa ve muhatap da hızlı konuşan biriyse, not almak büyük problem olur. Bu durumda, yazarın steno bilmesi veya kendine göre işaretler icad edip, süratli yazmaya çalışması şarttır. Ne not defteri, ne de teyp kullanma imkânı yoksa, hafızaya güvenmekten başka çare yoktur. Fakat bu en son başvurulacak yol olmalıdır.

Yazar, sorularına cevap aldıktan sonra, son bir soru daha sormalıdır: “Sizin ilave edebileceğiniz bir husus var mı?” Bu soruyla, önemli bir konunun daha aydınlanması mümkündür. Yazarın tesbit edemediği, fakat hakikatte çok mühim meseleler olabilir. Muhataba açık kapı bırakmak çok faydalıdır.

Röportaj sona erdikten sonra muhataba teşekkür etmek gerekir.

Son safha röportajın yazılmasıdır. Yazar, notlarını okur, banda aldığı konuşmaları kâğıda geçirir. Sonra, şahsî üslûbunu kullanarak, bir plân dahilinde yazısını yazar. Bu esnada dikkatli olmak ve muhatabın söylemediği sözlere yer vermemek gerekir. Yazma sırasında daha çok hikâye tekniklerinden faydalanılır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.