Haberin Kapısı
2018-05-24 18:41:16

Kudüs Bildirgesi 1

Suat Gün

24 Mayıs 2018, 18:41

İsrail’in Gazze sınırında toplanan halka gerçek mermiler ve gaz bombasıyla saldırması ile 65 kişi öldü. 2500 kişi yaralandı. {Nakbe Günü (Büyük Felaket=İsrail’in Filistin halkını kendi topraklarından kovduğu gün)}

Sivil halka orantısız güç kullanılarak yapılan bu saldırı İslam coğrafyasında büyük infiale sebep oldu. Bu nedenle Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı’nı (İİT) olağanüstü toplantıya çağırdı. İstanbul'da gerçekleşen toplantıda, Kudüs bildirisi kabul edildi.

Bildirgeden başlıklar şu şekilde:

  1. İsrail'in Gazze'deki suç eylemini güçlü ifadelerle kınıyoruz. İsrail, ABD'nin desteği ile vahşi bir suç işledi.
  2. ABD'nin elçiliğini Kudüs'e taşıması statüyü değiştirmez.
  3. Bu saldırganlık cezalandırılmalı. BM sorumluluğunu yerine getirmeli.
  4. ABD'yi takip eden ülkeler suç ortaklığı yapmış olur.
  5. ABD'yi takip eden ülkelere karşı, siyasi ve ekonomik adımlar atılmalı.
  6. ABD'yi takip eden ülke, şirket ve bireylere kısıtlama gelmeli.
  7. Filistinliler için uluslararası koruma gücü yerleştirilmeli.
  8. BM kurumları, uluslararası soruşturma komitesi kurmalı.
  9. İİT uzmanlar komitesi kurulmalı, katliam soruşturulmalı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Zirvede ABD'nin hukuk dışı adımını ele aldık. Kabul ettiğimiz ortak bildiriyle ABD'nin bu gayrimeşru adımına karşı, ümmet olarak atacağımız adımları değerlendirdik. İsrail'in uyguladığı devlet terörünü, mezalimini ve katliamı bir kez daha telin ettik. Acıda, kederde, iyi ve kötü günlerde Filistin halkının hep yanında olacağımızın bir kez daha altını çiziyorum. Filistin sahipsiz değildir, Kudüs sahipsiz değildir, Gazze sahipsiz değildir."

Erdoğan, 13 Aralık 2017 tarihinde de İstanbul'da teşkilatın olağanüstü zirvesini düzenlediklerini hatırlatarak, bu zirvede de İslam âlemi olarak Kudüs ve Harem-i Şerif'in kutsiyetini ve tarihi statüsünün korunmasına ilişkin kararlılığı ortaya koyduklarını vurguladı.

ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesi kararının herhangi bir kıymetiharbiyesinin olmadığını belirterek, "Sadece kendileri çalarlar, kendileri oynarlar. Barış sürecini sabote eden bu provokatif kararın bölgede yol açtığı sonuçların mesuliyeti, bütünüyle birinci derecede Amerika'ya aittir. Amerikan yönetimi, bu şekilde barış istediğini defalarca kanıtlayan Filistin tarafını cezalandırmıştır." dedi. ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararının ertesinde İİT İslam Zirvesi Dönem Başkanı olarak ABD ve dünya kamuoyuna çağrıda bulunduklarını hatırlatan Erdoğan, çağrıda, Amerikan yönetimince alınan kararı yok hükmünde kabul ettiklerini, Kudüs'ün kırmızıçizgi olduğunu vurguladıklarını söyledi.

"Kudüs konusundaki karar tasarısı, BM Güvenlik Konseyi'nde 14 üyenin olumlu oyuna rağmen sadece ABD'nin vetosu nedeniyle kabul edilemedi. Bunun üzerine ülkemiz ve Yemen tarafından sunulan karar tasarısı BM Genel Kurulu'nda 21 Aralık 2017 günü yapılan oylamada, 9 redde karşılık 128 ülkenin oyuyla ezici bir çoğunlukla kabul edildi. Amerika ve İsrail'in yoğun baskı, tehdit ve şantajlarına rağmen alınan bu karar, insanlık tarihine altın harflerle kazınmıştır. Zira o 9 ülkenin diğer 7'si benim şahsen isimlerini bile duymadığım ülkelerdir, 128 ülke ise dünyada ağırlığı olan ülkeler." Barış sürecini sabote eden bu kışkırtıcı kararın bölgede yol açtığı sonuçların mesuliyeti, bütünüyle birinci derecede Amerika'ya aittir. Amerikan yönetimi, bu şekilde barış istediğini defalarca arzulayan Filistin tarafını cezalandırmıştır. Bu kararla Filistin halkının vatanını işgal eden, abluka ve yasa dışı yerleşimlerle iki devletli çözüme yönelik taahhütlerini çiğneyen İsrail ise ödüllendirilmiştir.

"Her gün gencecik evlatlarını İsrail terörüne kurban veren Filistin halkına uluslararası barış gücü gönderme dahil, bunun altını çiziyorum, uluslararası barış gücü gönderme dahil bir koruma sağlanması şarttır."  {"Benim anlamadığım bir şey var. Trump cumhuriyetçidir, değil mi? Önceki Bush? O da cumhuriyetçiydi. Fakat önceki Bush, özellikle de bana şu ifadeyi kullanmıştır; 'İki devletli çözüme ne diyorsunuz?'. 'Evet' diyoruz ve Colin Powell'e benim yanımda talimat verdi, 'bu işi bizzat sen takip edeceksin.' O gün bugündür bakın, o cumhuriyetçi böyle söyledi ama şimdiki cumhuriyetçi maalesef işgalden yana oynuyor.}

"Amerika'nın Kudüs konusundaki kararını bir kez daha reddediyoruz." BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası toplumun Filistin konusunda yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gereklidir." diyoruz.

1980 tarihli 478 sayılı karar, İsrail’in Kudüs'ü ilhak etme ve başkent ilan etme kararını geçersiz kılan BMGK kararıdır. 1945 yılında kurulan BM, 1948 yılında bağımsızlığını ilan etmiş olan İsrail’i, aynı yıl aldığı, 1947-1948 Arap-İsrail savaşı sonrasında memleketleri dışında kalmış olan Filistinlililerin evlerine dönmesini ve kendilerine tazminat ödenmesini öngören 194 sayılı BM kararını tanıması ve yerine getirmesi şartıyla üyeliğe kabul etmişti. BM’nin yeni genel sekreteri Antonio Guterres, geçen yıl 5 Haziran’da, 1967 Arap-İsrail savaşının 50. yıldönümünü vesile sayarak, bağımsız bir Filistin Devleti kurulmasının zamanı geldiğini duyurdu. Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze ve Suriye’ye ait Golan tepelerinin İsrail işgali altında kalmasının Filistin halkına ağır insani yükler getirdiğini söyledi.

İsrail’in 2008 yılında Gazze’ye sebepsiz yere saldırması üzerine; 27 Aralık 2008 ile 18 Ocak 2009 tarihleri arasında çıkan olaylarda 1400 Gazzeli İsrail askerleri tarafından bombalanarak öldürüldü; aynı çatışmalarda 13 de İsrail askeri öldü. Bu olay üzerine bir araştırma komisyonu kuruldu. Başına Yahudi asıllı Richard Goldstone getirildi.  Üç üyenin imzasını taşıyan 574 dengeli Gazze raporunda komisyon Filistin tarafına da bazı önemsiz suçlamalar yöneltse bile İsrail’in “sivilleri hedef aldığını, orantısız güç kullandığını” belirtti.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.