Haberin Kapısı
2017-08-26 00:22:18

Malatya Arapkir İlçesi

Ramazan Peri

perimedya@gmail.com 26 Ağustos 2017, 00:22

M.Ö. 1200 yıllarında kurulduğu tahmin edilen Arapkir ilçemiz, Malatya civarındaki eski yerleşim merkezlerinden biridir. Sırasıyla Asur, Met, Danişment, Anadolu Selçuklu, Karakoyunlu egemenliğinde kalmıştır. Çaldıran savaşından sonra 1514’de Osmanlı Devletinin egemenliğine girmiştir. 1518 yılından beri tutulan Osmanlı Tesnit Tahrir defterinde, Sivas eyaletinin 7 sancağından biri olmuş, 1834’te Diyarbakır’a, 1874’te Elazığ’a bağlanmıştır. 1927 yılında ise, Malatya iline bağlı bir ilçe yapılmıştır. İlçenin yüzölçümü 956 km2 olup, engebeli ve dağlık bir bölgeye sahiptir. İlçe merkezinde rakım 1250 metredir. 2000 genel nüfus sayımına göre ilçe merkezi 10.180, köylerin nüfusu 6.445 olup, toplam nüfus 17.070'tir. İlçenin Taçdelen olmak üzere 1 bucağı, merkez olmak üzere 1 belediyesiyle 42 köyü ve 49 mezrası bulunmaktadır. İlçe, coğrafi yapısı nedeniyle yazın hareketli, kışın tabiat şartlarının çetin geçmesi sebebiyle hareketsizdir. Halk, gelenek ve göreneklerine bağlıdır. İlçede okuma yazma oranı 2000 yılında %99 'a ulaşmıştır. Tarihi eser açısından oldukça zengin olan ilçemiz, 19. yüzyıl ortalarında eski Arapkir terk edilerek bugünkü yerine taşındığından sanat değeri yüksek birçok tarihi yapı eski Arapkir'de kalmıştır. Bu tarihi eserlerin birçoğu harap haldedir.

Eski Arapkir’de Romalılar tarafından yapılan kale beşken olarak, sert kayalar üzerine inşa edilmiş olup, temel kısımları blok taştan diğer kısımları ise kesme taştan yapılmıştır. Ancak bugün harap vaziyettedir. Kaleye ulaşan yol üzerinde, Selçuklular döneminde Arapkir çayına inşa edilmiş olan bir köprü ve yol boyunca gözetleme mazgalları bulunmaktadır.

Arapkir ilçemizde bulunan ulu cami, 14.yy.da yapıldığı tahmin edilen Malatya’nın ikinci ulu camisi olup, kayalık bir alanda yapılmıştır. Osman Paşa Camisi’nin kuzeyinde olan Ulu Cami’nin kitabesi bulunmadığından, yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber mimarisi ve bezemesi dikkate alındığında 14.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Büyük olasılıkla da İlhanlı döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Bazı iddialara göre de, çevresindeki yapı kalıntıları ve hankâh ile birlikte bir dergâha ait yapı olduğudur. Caminin dış duvarları kesme taştan, iç duvarları moloz taştan yapılmıştır. Dikdörtgen planlı olan caminin üzerini iki kubbe örtmektedir. Giriş kapısı kuzeyde olup, kapının çevresi geometrik, vazo biçimli sütun başlıkları, palmet, kıvrık dal ve yıldız motifleri ile kesme taştan kabartma olarak yapılmıştır. Portal yapının en görkemli bölümü olup, sütuncelerin yanında bulunduğu sivri kemerlidir. Kapının iki yanına sivri kemerli nişler yerleştirilmiştir. İbadet mekânının üzeri giriş kapısı üzerinde sıralanmış iki kubbeli bölüm ve bunların dışında kalan alanlar da paye ve kemerlerin taşıdığı beşik tonozlu bir üst örtü ile kapatılmıştır.
Mihrap nişi beş sıra bordürlü olup, bunlardan dışta kalan ilk bordür altı sıra halinde, sekizgen geçmeler ve palmetlerle bezenmiştir. Mihrap nişinin iki yanında köşe sütunçeleri bulunmaktadır. Bunun taban ve başlıkları bitkisel ve geometrik motiflerle bezelidir. Caminin minaresi bulunmamaktadır.

Cafer Paşa Cami, Arapkir ilçemizin Osmanpaşa mahallesindedir. 14. asırda yapıldığı tahmin edilen Cafer Paşa Camii, 1694 yılında Cafer Paşa tarafından tamir ettirildiği için bu isimle anılmaktadır. Ahşap olan minaresi çok güzel işlemelere sahiptir. Caminin, üzeri üç çapraz tonozla örtülü bir ibadet mekânı ve mihrap önü mekânından meydana geldiği bilinmektedir. Onarım sırasında doğu duvarı cami içerisine alınmış ve tonozla örtülü mekânlar üçten ikiye indirilmiştir. Böylece cami kareye yakın dikdörtgen planlı şekle dönüştürülmüş, üzeri de sekiz köşeli kasnağa oturan bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin doğu duvarında giriş kapısı bulunmaktadır. Giriş kapısı sivri kemerlidir. Bunun önünde ahşap çatılı bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Mihrap yaprak motiflerle bezelidir. Ahşap minberi ağaç işçiliğinin en güzel örneklerini sergilemektedir. Minber üzerinde 1694 tarihli bir onarım yazıtı bulunmaktadır.

İsaoğlu Mahallesi’nde bulunan Mirliva Ahmet Paşa Camii. Kaybolan kitabesinin tekrar bulunması ile Valide Sultan Kethüdası Arapkirli Hacı Muhammed Efendi tarafından yaptırıldığı anlaşılmıştır. Kitabesinde ebcet hesabı ile düşürülen tarih hicri 1128 miladi 1716 olduğu tahmin edilmektedir. Cami çarşı içerisinde olmasından ötürü de halk arasında Çarşı Camisi olarak da tanınmaktadır. Cami kesme taştan yapılmış olup, dikdörtgen planlıdır. İbadet mekânı birbirlerine kemerlerle bağlanmış sekiz sütun ile üç nefe ayrılmıştır. Üzeri düz bir damla örtülüdür. İbadet mekânının çevresi ahşap mahfillerle çevrilmiştir. Giriş eksenindeki mihrap nişi alçı bezemelidir ve bitkisel motiflerle süslenmiştir. Minberi ağaç olup, oldukça sade bir görünümdedir.

Osman Paşa Mahallesi’nin güneyinde bulunan Molla Eyüp Camisi kaynaklarda Ispanakçı Mustafa Paşa Kütüphanesi olarak geçmektedir. Kütüphane olarak yaptırılan bu yapı, sonradan camiye çevrilmiştir. Kitabesi bulunmayan caminin yapı üslubu 18.yüzyıla işaret etmektedir. Kayalıklar üzerindeki bu yapı dikdörtgen planlı olup, kesme taş ve moloz taştan yapılmış, üzeri kubbe ile örtülmüştür. Batı yönündeki giriş kapısı arazinin altında kalmıştır. Kuzey duvarı ise içeriden payandalarla güçlendirilmiştir. İbadet mekânı paye ve bunları birbirine bağlayan sivri kemerlerle iki nefe ayrılmıştır. Minber ve mihrabında dikkate değer bir özellik görülmemektedir.

Osman Paşa Mahallesi’nde, Arapkir Çayı kıyısında bulunan Gümrükçü Osman Paşa Camisi üzerinde üç kitabe bulunmaktadır. Bunlardan en eski tarihli olan ve dış avlunun taç kapısı üzerindeki kitabeden öğrenildiğine göre; Gümrükçü Osman Paşa tarafından 1824 yılında yaptırılmıştır. Cami kesme taştan, kareye yakın dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Arazi konumundan ötürü cami, dıştan payandalarla desteklenmiştir. İbadet mekânının üzeri yüksek bir kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yeri sekiz ağaç sütunun meydana getirdiği bölümlerden oluşmuştur. Mihrap nişi ortadan ikiye ayrılmış olup, kalem işleri, kandil motifleri ile bezenmiş, üzerine kufi bir yazı yazılmıştır. Mermer minber de geometrik bezemelidir. Son cemaat yerinin sağında bulunan minare on altı köşelidir. Kare kaide üzerine kesme taştan oturtulmuştur. 2008 yılında kapsamlı olarak restore edilmiştir. Çarşı hamamı, Çobanlı Camii ve Çobanoğlu konağı sayılabilecek tarihi eserlerden bazılarıdır.

Oldukça hareketli bir toplumsal yapısı olan Arapkir, çevre ilçeler açısından merkezi bir konuma sahiptir. Tarihte önemli bir kültür, ticaret ve sanat beldesi olan, bir zamanların 40.000 nüfuslu yerleşim birimi Arapkir, sanayileşme ve ekonomik gelişmenin yarattığı ortama ayak uyduramaması sonucu, hızla nüfus kaybetmektedir. İlçemizde, Türkiye’nin sanayileşme çabalarının başlangıcı olan 1950’lere kadar Manusa dokumacılığı, önemli gelir kaynağıydı. Yakın tarihe kadar Manusa dokumaları Mısır, Şam, Bağdat gibi önemli ticaret merkezlerine, Tokat, Amasya, Sivas, Çorum gibi Anadolu şehirlerine götürülüp satılırdı. Geçmiş yıllarda ilçede 1070 el ve jakarlı tezgâhın varlığından söz edilmekteyse de günümüzde önemini yitirmiştir.

Arapkir’den başka bir yerde yetişmeyen siyah köhnü ile aşık beyazı üzümünü tanıtmak için, her yıl eylül ayında Bağ Bozumu Şenlikleri yapılmaktadır. İlçe halkını, diğer il ve ilçelerle kaynaştırmak amacıyla 1971 yılından beri geleneksel olarak yapılmaktadır. Eylül ayının ilk haftası’nda, ulusal boyutta Arapkir Hizmet Vakfı tarafından organize edilmektedir. Özellikle Arapkir toprağından başka yerde yetişmeyen siyah Köhnü üzümü ile Âşık Beyazı üzümünün üretiminin sürdürülmesine çalışılmaktadır. Bu amaçla üzüm teşvik yarışması düzenlenmekte ve ayrıca şenlikler boyunca çeşitli sosyal etkinlikler ve Zehra Ana Türkü yarışması düzenlenmektedir. Arapkir’de İnönü Üniversitesine bağlı Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.