Haberin Kapısı
2018-01-05 18:23:28

Malatya Hekimhan İlçesi

Ramazan Peri

perimedya@gmail.com 05 Ocak 2018, 18:23

Hekimhan İlçemizde ilk yerleşmelerin, Ansur, Mişevgi, İbocuk, Kanlıdere civarındaki yapay mağaralarda, Güzelyurt ve Kocaözü'ndeki höyük ve Şırzı Başak Köylerinin ören yerlerinde kabartma yazılarında yapılan yüzey araştırmalarında, geç Kalkolitik devirlerinde başladığını göstermektedir. Eski tunç devrinde de devam eden yer­leşimin daha sonraki devirler­de sürdüğü sanılmaktadır. Yöredeki tarihi kalıntılara göre Roma ve Bizans dönemlerinde de yerleşimin olduğu bilinmektedir. Selçuklular zamanında Türklerin eline geçen ilçe, Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. 1656–1661 yılları arasında Köprülü Mehmet Paşa tarafından bir yerleşim yeri olarak kurulan, bir köy olarak Keban'a, daha sonra nahiye olarak Akçadağ'a bağlanan Hekimhan, 23 Haziran 1921 yılında ilçe olarak Malatya'ya bağlanmıştır.

İlçemizin İl merkezine uzaklığı 80 km. olup, denizden yüksekliği1094 metredir. Hekimhan Kasabası kü­çük bir sırt üzerinde kurulmuştur. Malatya-Sivas karayolu ilçenin içerisin­den, Kurtalan-Haydarpaşa Demiryolu da yaklaşık 1 Km. uzağından geçmektedir. Yöre, ova ve dağlık bir özellik göstermesine rağmen, okuma ve yazmaya verdiği önem nedeniyle, yüksek okul mezunu insan sayısının çok yüksek olduğu tek ilçemizdir. Hekimhan aynı zamanda bir maden şehridir. İki fabrikanın halen üretim yaptığı, Demir, Krom, Dolamit madeni açısından zengin olan ilçemizin, yakın zamanlarda Altın ve Gümüş yatakları açısından da zengin olduğu yapılan tespitler arasındadır. Türkiye’nin büyük demir rezervine sahip olan Hasançelebi, Deveci ve Karakuz yatakları olmak üzere 3 adet önemli demir yatağı bulunmaktadır. Bu bölgedeki yataklar düşük tenörlü olup, Türkiye demir rezervinin %36,8’ini içermektedir. Günümüz koşullarında teknolojik sorunlar nedeniyle işletilemeyen yaklaşık 1 milyar ton rezerve sahip Hasançelebi yatağı, teknolojinin bugünden yarına inanılmaz değişimi ve gelişimi düşünüldüğünde, ileriki yıllarda değerlendirilebilecek büyük bir potansiyel olarak durmaktadır. Ayrıca İlçemizde özel idareye ait bir tuğla fabrikası ve İlçe merkezinde 50 yataklı bir devlet hastanesi bulunmaktadır.

İlçenin toprakları, Kuruçay vadisindeki düzlükler ile bu düzlükleri boydan boya kuşatan dağların arasında kalmaktadır.

Toplam yüzölçümü 1844 km2 dir. İlçede yerleşme durumu çok dağınıktır. Merkez belediye dâhil olmak üzere toplam 6 belediyesi bulunan Hekimhan İlçe merkeziyle kasabalara bağlı 35 Mahalle ve 49 köy muhtarlığı ile bunlara bağlı 106 mezrası bulunmaktadır. İklimi sert, kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kurak geçmektedir. Orman örtüsü bakımından yoksul sayılan İlçemizin en önemli akarsuyu Kuruçay’dır. Dağlık kesimlerde hayvan yetişti­rilir. Toprağı olanlar geçimini tahıl ekimi, meyvecilik ve bağcılık yaparak sağlar. Son yıllarda hızlı bir gelişme gösteren ilçemiz Ceviz ve Kayısı ye­tiştiriciliğine önem vermektedir. Halk, örf ve adetlerine bağlı olarak yaşamaktadır. Ancak dil, kıyafet, adet ve gelenek bakımından köyler arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Çok sayıda kişi yabancı ülkelere ve yurdun çeşitli şehirlerine çalışmak için giderler.

Taşhan olarak bilinen çarşı içindeki hanın kapalı kısmı, Hicri 615 miladi 1218 yıllarında Selçuk Sultanı Keykavus bin Keyhüsrev bin Kılıçarslan zamanında Abu Salim ibnü’l Hasan isimli Süryani bir tabip tarafından yaptırıldığından Hekim hanı olarak anılmaktadır. Avlu kısmı ve avluyu çeviren dükkânlar içinde barındıran ikinci kısım ise Selçuk Sultanı Aleaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Birinci bölümün giriş kapısı üzerindeki kitabenin, Ermenice, Arapça ve Süryanice olmak üzere üç dilde yazılmış olması dikkat çekmektedir.1660 yıllarında Köprülü Mehmet Paşa tarafından esaslı bir şekilde tamir ettirilmiştir

Köprülü Mehmet Paşa Camii ise, Taşhan’ın 50 metre güneydoğusunda yer almaktadır. Cami tek minareli olup kesme taştan inşa edilmiştir. Son cemaat yerinin karşısındaki muslukların üstünde ise 1815 tarihli onarım yazıtı bulunmaktadır. Revaklı, beş kubbeli dikdörtgen planlı olan son cemaat yerinden ana plana geçilmektedir. Ana mekân sekizgen kasnağa oturan kubbe ve yanlarda beşik tonozla örtülüdür. Girişin karşısındaki mihrap, yalındır. Minare batı duvarına bitişiktir. Yakın zamanda Vakıflar idaresince restore edilmiştir.

Köprülü Mehmet Paşa Hamamı ise Taşhan’ın duvarına bitişik bir hamamdır. Kitabesi olmamasına rağmen tahminen 17. yüzyıl eseridir. Cami ile birlikte yapıldığı sanılmaktadır. Kesme ve moloz taşlardan inşa edilmiştir. Çok yıkıktır. Dikdörtgen planlı hamam üç bölümlü olup klasik Osmanlı eseridir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.