Haberin Kapısı
2021-06-10 11:11:31

Pis kokular yayılıyor

Sabri Gültekin

halilsivasi@yahoo.com 10 Haziran 2021, 11:11

Zor günlerden geçtiğimiz son yıllarda pozitif şeyler yazmaya, umut aşılamaya, nefessiz kaldığımız dünyada güzel hayaller kurmaya gayret ediyoruz.

Fakat tasması birilerinin eline geçen suç örgütleri Türkiye’ye operasyon üzerine operasyon çekiyor.

Uyuşturucu trafiğinde meydana gelen kazadan sonra “altın vuruş” eylemine imza atanlar Türkiye’yi kilitlemeye çabalıyor.

Tıpkı “Susurluk Kazası” misali devlet, siyaset, emniyet, medya, iş dünyası ve mafyanın kirli ilişkileri üzerinden yeni bir “beşinci kol faaliyeti” yürütülüyor.

“Kimyası bozulan” halk tedirgin, “Hani ‘eski Türkiye’nin tabutuna çivi çakılmıştı!?.. Haydi tabutun çivisini sökmeye çalışanlar yeniden peyda oldu; ‘temiz eller operasyonu’ için daha ne bekleniyor?.. Suçun olduğu yerde ceza yoksa adaletten bahsedilebilir mi?..” diye soruyor da soruyor.

Mesele her geçen gün “ağzı olan konuşuyor”un çok ötesine evriliyor...

“At izi it izine karıştı”kça etrafa pis kokular yayılıyor...

*

Hızla eskiyen gündemlerin arasında aylardır pis kokular İstanbul Boğazı’ndan Çanakkale Boğazı’na kadar yayılıyor. Tıpkı 1980 ve 1990’lı yıllarda “Altın Boynuz” Haliç’te olduğu gibi Marmara sahillerini görenlerin burun direği sızlıyor. En hafif tabirle boğazına kadar b.ka batırılan “Marmara” S.O.S veriyor.

*

Biz ne tuhaf milletiz yahu!.. Ne mafyaların ayar verdiği “eski Türkiye”den, ne de Haliç’i bile isteye ve kasten fabrikaların atık çukuru haline dönüştüren zihniyetten hâlâ kurtulabilmiş değiliz!..

İhanet üstüne, ihanet!..

Bir taraftan gecekondular yıkılırken, diğer taraftan kadim beldeye kapitalizm çöktü!..

Gökleri delen estetikten yoksun kimliksiz yapılar özgün mimariyi yok etti!..

İç savaşlarla üzerimize sürülen mültecilerin istilası ile müjdeli şehir “yol geçen hanı”na döndü!..

Yerleşik nüfus 16 milyona dayandı!..

Demografi tanınmaz hale geldi!..

Komşuluk bitti!..

Mahalle kültürü bitti!..

Bitti de bitti!..

Ve en sonunda da deniz bitti!..

Yıllardan beri “müsilaj istilası”na maruz kalan Marmara isyan etti!..

“Deniz bitti”kten sonra Marmara Denizi’nin tamamını Koruma Alanı ilan etseniz ne olur, etmeseniz ne olur!..

*

İstanbul’dan başlayıp Çanakkale Boğazı’na kadar azot ve fosfor yüklü atıkların yıllarca denize akıtılması, basılması sonucu sonunda Marmara isyan etmiş!..

Pisliğe daha fazla tahammülünün kalmadığını böğüre böğüre kusmuş!..

Pislik artık kapatılamayacak, üzeri örtülecek hale gelince de birden bire herkes çevreci kesilivermiş!..

Cumhurbaşkanı ayakta!..

Çevre ve Şehircilik Bakanı ayakta!..

Muhalefet ayakta!..

Belediye başkanları ayakta!..

STK’lar ayakta!..

Basın ve dahi sosyal medya ayakta!..

Düne kadar suspus olan veya sesi duyulmayan bilim insanları ayakta!...

Beyan üstüne beyan, demeç üstüne demeç!...

Savulun bre gafiller “müsilaj savar” kahramanlar geliyor!..

*

Haliç’in kötü koku ve görüntüleri hâlâ hafızamızdan silinmemişken, Marmara Denizi ne ara bu hale getirildi?.. Sorumlu kim?.. El-cevap, en başta yaşadığı yere sahip çıkmayan herkes!..

Sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı...

Sonra yerel yönlerimler...

Sonra Ergene Havzası’ndaki atıkları Marmara’ya salıverenler...

Sonra bütün pisliklerini arıtmadan Marmara’nın kalbine basan aklı evveller...

Sonra gözü doymak bilmeyen çevre katili işletme sahipleri...

Suç sabit; “suçlu ayağa kalk” deniliyor fakat ortalıkta kimse yok!..

*

“Marmara Hepimizin” sloganı bu saatten sonra bir işe yarar mı?..

Yarar... Ne kadar, nereye kadar yarar?.. “Dayısı” olanın fabrikasının atığını arıtmadan koyvermeyene kadar yarar. Derelerimizi, denizlerimizi her türlü zehirli atıktan canımız gibi korumaya özen gösterip kirletmeyene kadar yarar.

Fakat deniz yüzeyindeki salya ve kokuyu giderildikten sonra dipte bekleyen problemler yeni gündemlere kurban edilirse; Karadeniz, Ege ve Akdeniz sırada bekliyor.

Biline!..

Yeni ve daha büyük çevre felaketleri ve salya istilası ile karşı karşıya kalınmak istenmiyorsa hasar tespiti yapılıp bir an önce yaraya neşter vurmalı. Devlet, millet el ele verip bu istila bir an önce durdurmalı. Hamasetle değil, liyâkatla.

*

Bu işin ideolojisi yok; çünkü hepimiz aynı gemideyiz!..

Delete tuşuna basmakla bütün kirli dosyalar silinmiyor, sadece göz önünden kayboluyor. Aynı bugünlerde yaşadığımız gibi gün geliyor bütün pislikler ortaya dökülüyor. Herkes duyarsızlıkta sınır tanımayan anlayışını resetleyip “temiz bir dünya” için harekete geçmeli.

Temizlik imandandır... Manevî kir sebep, maddî kir sonuçtur. Herkes tefekkür edip kirlenen dünyadaki payı kadar imanını temizlemeli.

Topyekûn seferberlikle kirlettiğimiz çevreyi belki eski haline getiremeyebiliriz, fakat daha kötü felaketlerin yaşanmasına engel oluruz.

Söz değil, eylem zamanı.

Hemen şimdi!..

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.