Haberin Kapısı
2019-04-15 19:04:29

Sudan Darbesi El Beşir Nerede Hata Yaptı

Suat Gün

15 Nisan 2019, 19:04

Sudan 1956’da İngiltere’den ayrılarak bağımsızlığını kazandı. İngiltere çekilmek zorunda kaldığı bütün ülkelerde yaptığının aynısını yaparak iç çatışma ve fesat tohumlarını ekerek gitti. Sudan 17 yıl süren iç savaş yaşadı. İç savaş 1972 yılında yapılan Adis Ababa Antlaşması ile son buldu. Bu geçici barış 10 yıl sürdü. İç savaş tekrar başladı. 1958’de General İbrahim, askeri bir darbeyle işbaşına geldi 1964’te Güney Sudan’da başlayan isyanlar sonucu çekilmek zorunda kaldı. 1969’da yeni bir askeri darbe gerçekleşti yönetime İhtilal Konseyi geçti. İhtilal Konseyi Başkanı Cafer el-Nümeyri Sudan’ı yönetmeye başladı. 1972’de 10 yıl süren iç savaş sonunda Anya Nya hareketi ile barış sağlandı, ülkenin güneyine özerklik verildi. 1981 yılında Libya ile bazı çatışmalar yaşandı. 1983 Başkan Numayri ülkede şeriat ilan etti. Nümeyri yurtdışında bulunduğu bir sırada darbe yapılarak iktidardan uzaklaştırıldı. Askeri yönetim yeni bir anayasa hazırlayarak 1986 Nisanında seçime gitti. 1986 Yapılan genel seçimlerden sonra Sadık el-Mehdi Başkanlığında bir koalisyon hükümeti kuruldu. 1988’de Koalisyon ortaklarından Demokratik Birlik Partisi, güneydeki isyancılarla anlaşma imzaladı ancak anlaşma yürürlüğe girmedi.

Ömer El Beşir’in,1989’da kansız bir darbeyle yönetimi ele geçirdi. Sudan milli İslami hareketinin ideologu Sudan İhvan Hareketi lideri Hasan el Turabi ile 10 yıl çalıştı ve (Milli İslami Cephe Partisi) 1999’da yollarını ayırdı. Sudan’ın milli kimliğine dönmesi İslami cephe ( ensar ve ihvan )  harekâtında büyük emeği olan Turabi’nin saf dışı edilmesi ciddi bir yanlışlıktı. İslam dünyasının köleleştirilmesi Büyük İsrail’in önünün açılması için İslam içi çatışma ve yapılan stratejik hatalardan azami şekilde istifade edilmektedir. İsrail’in Oded Yinon Plânı ile Sudan üçe bölünmesi gereken ülkeler arasında zikredilmektedir.

Sudan’da Arap asıllı Müslümanlar nüfusun (%50)’sini teşkil eder. Hıristiyan Dinkalar (%11,5), yerel dinlere mensup diğer Müslümanlar Bejalar (%6,5), Nubalar (%6), Nubiyeler (%5), Hausalar (%4), Azandeler (%2,7), Beriler (%2,5), Furlar (%2), Fulaniler (%1,5), Masalitler (%1,1), Takaliler (%0,9), Tamalar (%0,5) ve %0,5'ten daha az olan birçok etnik unsur bulunmaktadır. Ancak bu gurupların %90’ı Müslüman’dır.

Ali Mazrui'nin veciz ifadesiyle anlatmak gerekirse, Afrika'da yaşanan savaşların rengi siyahtır, ama bu savaşların kökleri beyazdır.

Sömürgeci yönetimlerin etkileri bugüne yansıyan bir diğer uygulaması ise kurdukları sistem ile etnik gruplar arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözen yerel mekanizmaların lağv edilmesidir. Sömürgeci güçler Afrika'da ele geçirdikleri topraklarda uygulanmakta olan çatışma çözüm yöntemleri­ni yok etmiş ve yerlerine tesirli çalışacak yeni kurumlar kurmamış çatışmayı tahrik edecek mekanizmaları elde tutarak ayrılmış gitmişlerdir.

Sudan haritasına dikkatli bakılırsa S. Arabistan dâhil 10 ülke ile komşu olduğu görülmektedir. Bağımsızlığa kavuştuktan sonra 1960’ta yapılan nüfus sayımına göre 7.527.450 olan nüfus 40,53 milyona (2017) yükselmiştir. Güney Sudan ayrılmadan önce yüzölçümü 2.504.000 km2 idi.

Sudan'da son derece karmaşık bir siyasi yapılanma mevcuttur. Ülke 25 eyalete bölünerek yönetilmektedir. Tüm eyaletlerde eyalet vali­sinin yanı sıra bir Eyalet Meclisi ve Eyalet Bakanlar Kurulu bulunmaktadır. Bu kabinelere atamalar önce Güney Kuzey anlaşması gözetilerek, sonra bölgesel dengeler göz önüne alınarak yapılmaktadır. Hartum’daki Federal hükümette de bu dengeler göz önüne alınmaktadır. Herhangi bir bölgeden güçlü bir direniş gösteren bir hareket zuhur ettiğinde lideri genellikle bu kabinelerde bir görevle taltif edilerek sisteme dâhil edilmekte ve bu yolla muhalefeti giderilmektedir.

Güney Sudan ayrıldıktan sonra eyalet sayısı 15’e düşmüştür. Bu eyaletler; El Cezire, El Kadarif, Mavi Nil, Kassala, Hartum, Kuzey Kızıldeniz, Kuzey Darfur, Kuzey Kordofan, Nil Nehri, Batı Darfur, Güney Kordofan, Güney Darfur, Beyaz Nil, Sennar’dır.

Sudan'ın büyük bir bölümü düz araziden oluşmaktadır. Bu arazinin %50'si tarıma uygun çok verimli arazidir. 17 milyon hektar arazide ekim yapılan Sudan'ın, tüm dünyada baş göstermekte olan gıda yetersizliği göz önüne alındığında son derece önemli bir imkâna sahip olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu miktarda bir arazi uygun tekniklerle ekilip biçilebilirse elde edilecek ürünün tüm Afrika'ya yetecek miktarda olabileceği ifade edilmektedir. Verimli tarım arazileri bulunan Sudan'da, 84 milyon hektar kullanılabilir tarım arazisi mevcut olmasına rağmen yaklaşık 17 milyon hektarında tarım yapılıyor. Halk zengin toprakların fakir bekçisidir. (Sudan’da boş duran kullanılabilir tarım arazisi miktarı Türkiye yüzölçümünden büyüktür.)

“Belli bir üretim gerçekleşince insanlar bunu yeterli görüyor. Hâlbuki kullanılabilir vaziyette olup kullanılmayan milyonlarca hektar arazi olduğunu görmezden geliyor. Görmezden gelinmesinin en büyük sebeplerinden biri, teknik yapı yetersizliğidir. Özellikle tarım aletlerinin yokluğu ve bilgi yetersizliği tarım arazilerinin kullanılmamasında önemli faktörlerdir.”

"Sudan aynı zamanda su zengini olan bir ülkedir. Beyaz ve Mavi Nil Hartum’da birleşiyor. İki nehrin birleşmesi, Türkiye’deki 20 nehirden daha fazla su taşıdığı rakamlarla sabittir. Bunun daha fazlası ise yer altında mevcuttur. Dünyanın en büyük ikinci yeraltı su havzası ise Sudan’dadır.” Ve bu imkânlardan istifade edilmemektedir.

Sudan için Türkiye’nin bir şeyler yapması ve harekete geçmesi gereklidir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.