Suriye… Kıyamet senaryolarının toprağı.
Suriye, direnen son BAAS. Laik ve Sol duruşlu, Arap Irkçısı son 70 yıla damga vuran siyasi duruşun kalan tek temsilcisi. Mısır’da Cemal ABDÜNNÂSIR’dan, SADDAM ve KADDAFİ’ye kadar Batı, BAAS Rejimlerini önce Türkiye’ye karşı kullandı, sonra da tasfiye etti. B. ESAD direniyor. Rusya yanında, babasından kalan dostluklardan ve Akdeniz’e inmiş olmasından dolayı. İran, Alevi-Kızılbaşlık mülâhazasına hele de Araplarda dini hayattan çok uzak diye “Kâfir(!)” derken, bu gün Akdeniz sevdasına Suriye’de. Hatta BAAS’çılarla İran hep düşmandı birbirine. Bu gün beraberler.
Libya’da Batı M. KADDAFİ’den, O’nun Afrika’da yaptığı finans destekleri karşılığında Batı’ya karşı diklenmesinden de kurtuldu. Şimdi, meşrû Libya Hükümeti’ne karşı ABD, İngiltere ve İsrail alenî olarak H. HAFTER diye bir terörist CIA ajanını destekliyor.
İran, ABD’nin Evanjelistleri ile birlikte Ortadoğu’nun her yerinde. Hatta Mısır’da ve Medine’de. General K. Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinin anlamını henüz çözemedik aslında. İran zayıflatılıyor mu, yoksa ABD, İran’lı yeni bir piyonu mu masaya sürecek? Bilemiyoruz. Ancak Batı bölgemizde, yani Medeniyet Coğrafyamızda SÜRDÜRÜLEBİLİR KRİZ istiyor. Yani bölgede Müslümanlar birbirini öldürmeye devam etsinler. Dinlerine ve birbirilerine güvenleri kalmasın. İçlerindeki derin şuur, İmanlarından iz kalmasın istiyor düşmanlarımız.
İsrail. ABD’nin Barış Planı aldatmacası ile Kudüs’ü topraklarına katıyor. Filistin bitiyor. Bunu yaparken de yanında Arap Dünyası’nın en büyükleri S. Arabistan ve Mısır da var. Küçük emirlikleri saymıyorum. BAE demek zaten S. Arabistan ile hareket eden kukla demek.
İslam Dünyası belki de tarihinin en dağınık ve parçalanmış sürecini yaşıyor. Bu dağınıklığın ilk sebebi, Müslümanlar hem dinî hayatından, hem de çağın icabı yenilik, modernizm, bilimsel çalışmalar, teknoloji ve üretimden uzak kalmışlardır. 1. Dünya Savaşı’nı kıtalar arası birliklerini taşıyacak çok büyük gemilere, teknolojiye sahip İngiltere’nin kazanmış olmasından hala İslam Dünyası gerekli dersi alamamıştır.
Suriye İdlib’te rejim güçleri askerî bir konvoyumuzu vurdu. Askerlerimiz şehid oldu. Gerekçe kamuoyu ile paylaşılmamakla beraber, Türkiye’nin kontrol ettiği bölgelerde ÖSO Unsurları dışında maalesef kontrol edemediğimiz terörist unsurların Rejim Askerlerinin kışlalarına baskınlar düzenlemeleri. Bu baskınlarda Rusya Ordusu personellerinin de zayiat vermesi. Dolayısı ile Rusya da bizim karşımızda, rejimin yanında tavır aldı. İran aynı şekilde…
Bölgenin terörle sorunu var. Düzensiz, başıbozuk silahlı unsurlar ise ciddi problem. İslâm adına hareket ettikleri iddiasıyla, tecavüz, hırsızlık vb. yüz kızartıcı birçok pisliğe de bulaşıyorlar.
Bu gün İdlip’te ÖSO bölgesinde muhaliflerle hareket eden, ancak emir komuta birliğine uymayan silahlı guruplar var ise ki, Rusya’nın iddiası bu yönde, bu tarz yapılar ciddi bir tehdit ve istikrarsızlık unsuru. Bu guruplar, ÖSO emrine girmediği sürece, “Bizden(!)” kavramı içinde değerlendirilemez. Bu guruplar yarın Türk Ordusu’na da sorun çıkartacaklardır. Batı bu başıbozuk unsurları çok iyi kullanmaktadır. İşte DEAŞ bunun en güzel örneğidir. Bilin ki düşmanlarımız silahlandırıyor, bilin ki onlar eğitiyor. Bilin ki, Batı itikatlarını bozuyor. Maalesef biz fark bile edemiyoruz bozulmayı. İşte Vehhabilik, işte FETÖ!
Ülkemiz, Büyük Türkiye İdeali’ne doğru yürüyor. Devlet ve Milletimiz, Çevre Coğrafyaya Cumhurbaşkanımız vesilesi ile doğru zâviyeden ve gönlü ile bakıyor. Ancak, bölgesinde ilişkilerini iyi tutması gereken ülkelerin başında Rusya geliyor.
Cumhurbaşkanımız, Ukrayna’ya gittiler. Kırım’ı ilhak eden Rusya’ya adeta mesaj verir gibi, “Kırım’ın Rusya’ya ilhâkını kabul etmiyoruz.” dediler. Mesaj yerine ulaştı. Rusya’ya “Sen benim çevreme hiçbir hakkın yokken müdâhil olursan ben de geçmişte kendi toprağım, şu anda kandaşlarım Tatarların yaşadığı Kırım ilhâkını gündeme taşırım.” mesajını verdik.
Ukrayna büyük bir ülke. Halkı, Türk Milleti’ne dost. Özellikle her türlü araç motoru yapımında çok ileriler. Bakir ve çok verimli tarım alanları ve üretimi var. Birlikte hareket edilmelidir.
ABD… Türkiye’nin tezlerinin haklı olduğunu biliyor. Ancak, ABD Başkanı Türkiye’den istediğini alamıyor. Bu nedenle de gerek Rusya, gerek ABD dürüst davranmıyorlar, dolayısı ile güvenilir değillerdir.
Türkiye bölgesinde yalnızdır. En son Suriye topraklarına yaptığımız askeri harekâtta yanımızda Türk Cumhuriyetleri, Macaristan, Pakistan, Katar, Somali gibi ülkeler durdular. Daha çok destek için güçlü olmaktan başka çaremiz yoktur.
Türkiye için yegâne çözüm, ekonomik olarak güçlü olmaktır. Ekonomik güç, maddi gücün temelidir. Askerî gücümüzün kaynağı Ekonomik güç ve kararlılıktır.
Cumhurbaşkanımızın kararlılığı Türkiye’nin dış politikadaki en büyük çarpanıdır. Bu gün, devletimizin yanında milletçe bir araya gelme, birlik olma zamanıdır. Şehidlerimiz var. Güçlü olmanın bedeli; çok çalışmak, fedakârlık, kararlılık, ferâset, sebat, azim, dirayet, sadakat, sabır, dayanıklılık, cesâret gibi hususlardır.
Şehidler, verilen mücadelenin Allah’a yazılmış mektubudur. Arzdır, yakarıştır şehidlerimiz... İsmailcesine teslim olmuş canlarımız. Büyük Milletimiz, şehid ve gazidir. Kahraman Ordumuz, gazi olup, Gaza Ordusudur. Peygamber Ocağıdır. Atalar Otağıdır.
Harp Prensiplerinin başında Taarruz gelir. Ordumuz Suriye’ye girmiştir. Başarısı ve bekası için yanındayız. İran gibi, göstermelik tavırlar gösterirsek, dünyada gerek devletimizin, gerek Azîz Türk Milleti’nin itibarını zedeleriz.