Haberin Kapısı

Müsterşid Kardeşleri ve Diğer Müslümanlara Karşı Muamelesindeki Şartlar

TASAVVUF

İslam kardeşlik bağı, iki şahıs arasında kuvvetli bir bağdır. Manevi bağlar da hissi bağlara nisbetle çok daha kuvvetlidir

Ey irşad talebinde bulunan akıllı ve mes’ud kardeşim Allah (c.c.) seni de bizleri de sevip razı olduğu şeyleri yapmaya muvaffak eylesin. Amin! Bil ki; İslam kardeşlik bağı, iki şahıs arasında kuvvetli bir bağdır. Manevi bağlar da hissi bağlara nisbetle çok daha kuvvetlidir. Nitekim en yüksek ve sağlam binayı, bir alet vasıtasıyla en kısa zamanda yıkmanın mümkün olduğu denenmiştir. Fakat iki kişi arasındaki hissi olmayan manevi bağları yıkmak çok zor olduğu gibi, çoğu zaman da mümkün olmaz. Bu muhabbetin doğru olması, halis bir kalpten ve inanmış bir ruhtan fışkırması kuvvetliliği ve sağlamlığı için yeterlidir. Evet, bir çelimsiz elifi (1 rakamını) üç küçük nokta ile (üç sıfır ile) yan yana getirirseniz, o elif (bir) bin olur. Ona bir sıfır daha eklerseniz, önceki bin onbine yükselir. Dayanışma sırrı ile böylece devam eder. Nitekim Resulullah (s.a.v.)

“Mü’min mü’mine karşı birbirini kenetleyen yapı taşları gibidir.” (1)

Ey irşad talebinde bulunan kardeşim, seninle Müslüman kardeşlerinin arasındaki gerçek sevginin şartlarından biri de kendin için sevdiğini Müslüman kardeşin içinde sevmendir. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.)

“Hiçbiriniz kendisi için sevdiğini Müslüman kardeşi içinde sevmedikçe imanın kemaline ulaşmış olamaz.” (2) buyurur.

Kur’an-ı Kerim’in:

“Birbirinizle çekişmeyin sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider.” (3)

“Mü’minler ancak kardeştirler, onun için iki kardeşinizin aralarını düzeltin.” (4) ayetlerinin düsturu ile tüm duygularını unutup Müslüman kardeşinin duygularından mücessem olmuş bir varlık olmalısın.

Onsuz nefsine bir şey tahsis etme. Bu ise dini irşadlarımızda ve karşılıklı mukaddes sevgimizde istediğimiz en önemli şarttır. Zira her şeyin başı budur.

Günde yüz defa dahi olsa, her karşılaşmada, tatlı bir dille selam ve müsafahaya sen başlamalısın çünkü Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

“İki Müslüman müsafaha ettiğinde elleri birbirinden ayrılmadan günahları bağışlanır.” (5) (yani bu müsafaha samimi olursa)

Onlara şefkatle, muhabbetle, güzel ahlakla ve kendine karşı arzuladığı muamele tarzıyla muamele et. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyururlar ki:

“Mü’minlerin imanca en mükemmeli, ahlakça en güzel olanlarıdır.” (6)

Yine buyurdular ki:

“Tedbir gibi akıl olmaz, günahlardan sakınmak gibi takva olmaz, güzel ahlak gibi soy sop olmaz.” (7)

Resulullah (s.a.v.)’in Hadis-i Şeriflerinden güzel ahlakın namaz ve oruca tekabül ettiği ve kıyamet günü adalet terazisinde, kişinin amelinin en ağır olanını teşkil ettiği anlaşılıyor.

Tasavvufun imamı, Hakim Üstad Cüneyt El-Bağdadi’nin (Allah (c.c.) ona rahmet etsin) ferasetle söylediği şu sözü iyi dinle: “dört şey vardır ki; onlar ilmi ve ameli az da olsa kulu en yüksek makama ulaştırır.

1- Ağır başlılık

2- Tevazu

3- Cömertlik

4- Güzel ahlak”

Din kardeşlerine karşı mütevazi olmalısın çünkü Cenab-ı Hakk, Resulullah (s.a.v.)’a emrederek şöyle buyurur:

“Mü’minlere kanadını indir (onlara tevazu göster).” (8)

(Çünkü Müslümanların bir organdan şikayet edildiği zaman tamamen sıtmaya yakalanan bir tek vücud gibi olması gerekir)

Onların rızalarını istemelisin ve hepsini kendinden iyi görmelisin. Müslüman kardeşinden İslam’a muhalif bir şey görürsen tatlı bir lisanla nasihat etmelisin. Onlarla hayır ve takvada yardımlaşmalısın. Allah (c.c.)’ın razı olacağı şeylere teşvik etmelisin. Büyüksen öğretmelisin, küçüksen onlardan öğrenmelisin. Nitekim Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de:

“İyilik etmek ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın.” (9)  

Hz. Ali (r.a.) der ki; “Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Müslümanın Müslüman kardeşinin üzerinde otuz hakkı vardır ki; onları ödemeden veya bağışlanmasını istemeden mesuliyetten kurtulamaz. O haklar şunlardır:

  1- Yanılmasını affedecek,

  2- Gözyaşlarına merhamet edecek,

  3- Açılmasını istemediği sırrını gizleyecek,

  4- Mazeretini kabul edecek,

  5- Yanında gıybeti yapılırsa reddedecek,

  6- Gerektiğinde nasihat etmeye devam edecek,

  7- Dostluğunu muhafaza edecek,

  8- Zimmetinde olan şeyleri gözetecek,

  9- Hastalığında ziyaret edecek,

10- Cenazesinde hazır bulunacak,

11- Davetine icabet edecek,

12- Hediyesini kabul edecek,

13- İyiliğine karşılık verecek,

14- İyiliklerine teşekkür edecek,

15- Yardımını güzel yapacak,

16- Namusunu koruyacak,

17- İhtiyacını giderecek,

18- İsteklerinin tahakkukunda yardımcı olacak,

19- Recasını kabul edecek,

20- İsteklerini boşa çıkarmayacak,

21- Aksırdığında (yerhamukellah) diyecek,

22- Kayıp eşyasını arayacak,

23- Selamını alacak,

24- Konuşmasını hoş görecek,

25- İyiliğini arttıracak,

26- Yeminlerini tasdik edecek,

27- Zalim olsun, mazlum olsun yardımına koşacak. Zalimken yardımı, onu zulümden alıkoymak iledir. Mazlumken yardımı ise hakkını almada yardımcı olması iledir,

28- Dost olacak, düşman olmayacak,

29- Onu koruyacak yardımsız bırakmayacak,

30- Ona kendisi için dilediği hayrı dileyecek, kendisi için dilemediği şerri dilemeyecektir. Sonra Resulullah (s.a.v.)’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Şüphe yok ki bazılarınız, Müslüman kardeşinin bazı haklarını ihmal etmektedir. Onlar kıyamet günü bu haklarını isteyeceklerdir.”

Daha sonra Hz. Ali (r.a.) şöyle buyurdu: “Sizden herhangi biri, Müslüman kardeşinin aksırmasına karşı (yerhamukellah) demeyi ihmal ederse kıyamet günü davacı olacak ve hakkı kendisine verilecektir.”

Şeyh Muhammed Nurullah (ra) - TASAVVUFUN SIRLARI

Tercüme: İbrahim Öztürk

-------------------------

(1) Sahih-i Buhari Muh., Tecrid-i Sarih Terc., c.2, s. 425.

(2) Sahih-i Buhari Muh., Tecrid-i Sarih Terc., c.1, s. 30.

(3) El-Enfal: 46.

(4) El-Hucurat: 10.

(5) Camius-Sagir c. 1, s. 29.

(6) Keşfü’l Hafa, c. 1, s. 175, Seçme Hadisler s. 24 (Diyanet Baskısı)

(7) İbni Mace Zühd 24., Camus-Sagir c. 2, s. 203.

(8) El-Hicri 88.

(9) El-Maide 2.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.