Haberin Kapısı

Norşin Dergâhı Tarîkat Silsilesi

TASAVVUF

Norşin Dergâhı, burada görev yapan şeyh ve müderrisler ile Hâlidîliğin en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’den, Şeyh Muhammed Masum’un oğlu Şeyh Maşuk’un 1975 yılında vefâtına kadar silsile şu şekildedir:

  1. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî (ö. 1827)
  2. Abdullah Şemdinî (ö. 1813)
  3. Tâhâ Hakkârî (ö. 1852)
  4. Sıbğatullah Arvâsî (Gavs-ı Hizânî) (ö. 1870)
  5. Abdurrahman-ı Tâğî (Seydâ) (ö. 1886)
  6. Şeyh Fethullah Verkânisî (ö. 1899)
  7. Şeyh Muhammed Ziyâuddîn (Hazret) (ö. 1924)[1]
  8. Şeyh Ahmed- Haznevî (ö. 1950)
  9. Şeyh Mâşuk (ö. 1975)

Şeyh Mâşuk, on altı halife bırakmıştır.[2]

Abdurrahman-ı Tâğî’nin Halifeleri ve Norşin Dergâhından Ayrılan Kollar

Norşin Dergâhı, kurulduğu tarihten itibaren kısa süre içerisinde ilmi, irfânı, sosyal, siyasal ve hatta askeri anlamda önemli bir merkez haline gelmiş ve bu etkinliği tekkelerin kapatılmasına kadar çok güçlü şekilde de­vam etmiştir. Bu etki, medresede okuyan ve tasavvufî eğitimi tamamlaya­rak değişik yerlere görevlendirilen halifelerin gittikleri yerlerde kurdukları dergâh ve medreseler yoluyla geniş bir coğrafya ve büyük bir kitleye ulaş­mıştır. Abdurrahman-ı Tâğî, on dokuz kişiye tasavvufî hilafet vermiştir. Bu halifeler yoluyla Ohin Dergâhı (Bitlis/Mutki), Kırtıloğlu Tekkesi (Er­zincan), Çokreş Dergâhı (Erzurum -Karaçoban), Taşkesenli Dergâhı (Er­zurum), Zokayd Dergâhı (Siirt-Kurtalan) ve Cezni Dergâhı (Batman-Koz- luk) gibi halen varlığını sürdüren dergâhlar kurulurken, Abdurrahman-ı Tâğî’nin oğlu Muhammed Ziyauddîn’in halifesi Şeyh Ahmed-i Haznevî tarafından Hazne Dergâhı (Suriye)[3] ve onun halifesi Şeyh Abdulhakîm-i Hüseynî-Bilvânisî (ö. 1972) yoluyla da önce Kasrik[4] ardından Menzil Dergâhı[5] (Bitlis-Adıyaman-Kahta)[6] ve Şeyh Mâşuk’un halifesi Molla Bur­han Mücâhidî tarafından Tillo Dergâhı (Siirt-Tillo) kurulmuştur.[7]

Şimdi halifelerin isimlerini topluca verdikten sonra, ayrılan kollar ve bu kolların kurucuları olan halifelerinin hayatlarını kısaca görelim:

  1. Şeyh İbrahim Çokreşî (ö. 1881)
  2. Şeyh Fethullah Verkânisî (ö. 1899)
  3. Şeyh Ahmet Taşkesenî (ö. 1909)
  4. Şeyh Muhammed Sami Erzincânî (ö. 1912)
  5. Şeyh Abdulkahhâr Zokaydî
  6. Şeyh Halil Çokreşî[8]
  7. Şeyh Mustafa Bitlisî[9]
  8. Şeyh Süleyman Bitlisî[10]
  9. Şeyh Yusuf-i Saruhânî-Bitlisî[11]
  10. Şeyh Abdülhâdî Çarçâhî[12]
  11. Şeyh İbrahim Bulanikî[13]
  12. Seyyid Tahir Abrî[14]
  13. Molla Abdullah Hizânî[15]
  14. Şeyh Abdullah Subaşî-Norşinî[16]
  15. Şeyh Reşit Norşinî (?)[17]
  16. Seyyid İbrahim Siirdî
  17. Şeyh Abdulhakîm Ceznî[18]
  18. Şeyh Abdulkâdir-i Hezânî[19]
  19. Haceli Yusuf Hınısî

Doç. Dr. İbrahim Baz/Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

------------------------------------------

[1] Şeyh Muhammed Ziyaeddîn, Şeyh Abdurrahman-ı Tâğî’nin oğludur. 7 Cemaziye’l-âhir 1272 (1855) Pazartesi günü Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Usba köyünde doğdu. Medrese ve tasavvufî eğitimin yapıldığı bir ilim ve irfan ortamında büyüdü. İlk tahsilini babasının yanın­da aldıktan sonra, manevî eğitimi Şeyh Fethullah Verkânisî’nin yanında tamamladı. 1889 yılında hilafet aldı. Şeyhinin sağlığında on, daha sonra da on dört olmak üzere toplam yirmi dört yıl irşad hizmeti yürüttü. Birinci Dünya Savaşı sırasında talebe ve müridleriyle birlikte Ruslara ve Ermenilere karşı savaştı ve sağ kolunu kaybetti. Vefatından önceki aylarda sıklıkla sahabenin ve büyük sufilerin hayatları hakkında eserler okudu. Şeyh Muhammed Ziyaeddîn, 1342/1923 yılı 27 Recep Cuma günü Norşin’de vefat etti ve babasının mezarının yanına def­nedildi. Şeyh Muhammed Ziyauddîn toplam on üç talebesine hilafet vermiştir. Bunlar, Molla Muhammed Emin, el-Hâc Abdulkerîm, Şeyh Ahmed Haznevî, Şeyh Ahmed Karaköyî, Şeyh Muhammed Selîm Hizânî, Şeyh Mahmud Zokaydî, Şeyh Alaaddîn-i Ohini (Şeyh Fethullah-i verkânisî’nin oğlu), Şeyh Şehâbeddîn Tîlî, Molla Abdullah b. Şehabedîn Tîlî, Molla Halil Kavâkî, Molla Yusuf Hurtî, Molla Abdurrahman Çokreşî, Şeyh İbrahim Abrî’dir. Tâği, îşaret- ler, s. 216, 219, 226.

[2] Bu halifelerin isimleri şu şekildedir: Molla Muhyiddin-i Havelî, Molla Hasan Karçıkan, Molla Sâlih-i Bûtî, Molla İbrahim-i Unsûsî (Tatvan), Molla Hüseyin-i Mirahura (Buti), Şeyh Fudayl-i

Zokaydî, Seyyid Ömer-i Zinahfî (Garzan), Molla Burhan-i Tillovî, Molla Muhammed Taşke- sen, Molla Muhammed Erzincânî, Molla Fethullah Peçârî, Molla Hasan-i Karanâsî, Molla Hâlid-i Muhâcir (Ergâni), Molla Ali Zokaydî, Molla Muhammed Said-i Tahikî (Silvan), Molla Muhammed Zâhid (Hasankale). Bk. Korkusuz, age, s. 352-353.

[3] Ahmed Haznevî tarafından Suriye’nin kuzey doğusunda Kamışlı iline yakın Hazne köyünde kurulan dergâh ve medresedir. Bk. Alaadddin Haznevî, Hazret ve Şâh-ı Hazne, s. 61.

[4] Kasrik köyünün ismi Narlıdere olarak değişmiştir. Siirt-Bitlis yolu üzerinde sol taraftadır. Norşin’e 64, Bitlis’e 42 km. mesafededir. Köyde, Abdulhakîm-i Bilvânisî’nin evi halen dur­maktadır. Evin karşısında ailesi ve sevenleri tarafından bir cami ve bir Kur’an Kursu yapıl­mıştır (26 Mayıs 2013 tarihinde ziyaretimiz).

[5] Menzil (Durak) köyü Norşin’e 513 km. mesafededir.

[6] Şeyh Ahmed-i Haznevî’nin halifesi olan Abdulhakîm-i Hüseynî-Bilvânisî tarafından sırasıyla Siirt’in Baykan ilçesine bağlı Taruni (Demirışık) ve Bilvânis (Ormanpınar), Bitlis’in Kasrik (Narlıdere) köyünde başlayan irşad hizmetleri 1970’li yıllarda Adıyaman’ın Kahta ilçesine bağlı Menzil (Durak) köyüne taşınmış ve Anadolu’nun en yaygın Nakşbendî-Hâlîdî kolların­dan biri haline gelmiştir. Bk. A. Selahaddin Kınacı, Gavs-ı Bilvanisi Hayatı, İstanbul: Sey-Tac Yay., 2002, s. 45; Niyazi Usta, Menzil Nakşiliği-Sosyolojik Bir Araştırma, Ankara: Töre Yay., 1997, s. 55.

[7] İmran Çelik, agm, s. 119; Osman Türer, “Osmanlı Anadolu’sunda Tarîkatların Genel Dağılı­mı”, Osmanlı Toplumunda Tasavvuf ve Sufiler, haz. Ahmet Yaşar Ocak, Ankara: TTK, 2005, s. 231; Ferzende İdiz, “Hâlidîliğin Van ve Çevresinde Tanınıp Yayılması”, Uluslararası Mevlânâ Hâlid-i Bâğdâdî Sempozyumu, Ankara 2012, s. 452.

[8] Molla Abdurrahman-ı Mollakendî'nin oğlu ve Şeyh İbrahim Çokreşî'nin kardeşidir. O da birçok halifesi gibi önce Sıbğatullâh-i Arvâsî'ye intisap etmiş ancak vefatından sonra Abdurahman-ı Tâğî'nin yanında sülûkunu tamamlamış ve hilafet almıştır. Şeyhin emri ile ailesinin yaşadığı Çokreş'te değil Erzurum'un Pasinler ilçesine bağlı Kızılca köyüne yerleşmiş­tir. Orada medrese ve dergâh kurmuştur. 1897 yılında vefat etmiş ve aynı köyde defnedilmiş- tir. Oğlu Abdulkerim kendisinden sonra şeyhliği üstlenmiş, diğer oğlu Esad ise ağabeyinden sonra Çokreş'te şeyhlik yapmıştır. Korkusuz, age, s. 127-128.

[9] Abdurahman-ı Tâğî'nin kâtipliğini yapması nedeniyle “Mele Mustafa-i Katip” diye tanınmış­tır. Aslen Zerraki ailesine mensuptur ve Bitlis'in Abdusselâm mahallesinde doğmuştur. İlim tedrisinden sonra Bitlis'te irşad hizmetleri yürüten Muhammed Küfrevî'ye bağlanmış ancak, şeyhin emri ile Norşin'e ziyarete gönderilmiş ve o tarihten sonra Norşin'de Abdurrahman-ı Tâğî'ye bağlanmıştır. Bu konuda Küfrevî Efendi'nin Molla Mustafa'ya “Oğlum! Norşin'e git­meni istememin sebebi, senin irşadının Seydâ-i Tâğî'nin elinde olmasındandır. Sen de oraya git ve bağlan” dediği rivayet edilir. Seyr u sülûkunu tamamladıktan sonra hilafet alır ve önce Semerşeyh, ardından Çaçko köyüne yerleşir. Bilahere Halifekom isimli köyde de hizmet yü­rütmüştür. 1914 yılında vefat etmiş ve Çaçko isimli köyde defnedilmiştir. Korkusuz, age, s. 167-171.

[10] Şeyh Süleyman Bitlisî Efendi yaşadığı dönemin doğuda en büyük âlimlerinden ders okumuş­tur. Bunlar arasında Molla Resul-i Sıpkî, Molla Abdurahman-ı Melekendî, Molla Halil-i Siirdî ve Molla Abdurrahman Efendi bulunmaktadır. İlim tahsilinden sonra Sıbğatullah-i Arvasî'ye intisap etmiş ancak onun vefatı üzerine Abdurrahman-ı Tâğî'ye burada bağlanmıştır. Bu sıra­da Abri köyünde müderris iken istifa ederek Norşin'e yerleşmiş ve tasavvufî eğitimini burada sürdürmüştür. Hilafet aldıktan sonra değişik yerlerde irşad hizmetleri yürütmüş ve 1924 yılında vefat etmiştir. Kabri Zırinak Köyündedir. Korkusuz, age, s. 153-157.

[11] Nesli Saruhanoğullarından gelmektedir. Babası Bitlis'te irşad hizmetleri yürüten Kâdirî şey­hi Hacı İshak Efendidir. 1830 yılında doğan Şeyh Yusuf Efendi, babasının yanı da okumuş ve tasavvufi hayata girmiştir. Ancak babasının vefatından sonra Norşin'e giderek Abdurahman-ı Tâğî'ye intisab etmiş ve sülûkunu tamamladıktan sonra 1869 yılında 39 yaşında iken hilafet verilmiştir. Bu tarihten sonra “Halife Hacı Yusuf” şeklinde tanınmış ve Bitlis'te irşad hizmet-

leri yürütürken 1873 yılında 43 yaşında iken vefat etmiştir. Türbesi Bitlis'tedir. Korkusuz,

age, s. 160-163.

[12] Hizan'a bağlı Çerçah köyündendir.

[13] Muş'a bağlı Bulanık ilçesinin Neynik köyündendir.

[14] Muş iline bağlı Bulanık ilçesinin Abri köyünde yaşayan Abri Seyyidleri olarak tanınan, med­rese ve Kâdirî geleneği üzerine irşad hizmetleri yürüten bir ailenin çocuğudur. Seyyid Tahir, kendi köyündeki medrese tahsilini tamamladıktan sonra Bulanık kaymakamlığı görevine atanmıştır. Abdurrahman-ı Tâğî'nin Bulanık'ı ziyareti sırasında onunla tanışmış ve bilahere görevinden ayrılarak Norşin'e gitmiştir. Şeyhinin yanında yaklaşık on yıl kadar kalır ve seyr u sülûkunu tamamladıktan sonra kendisine hilafet verilir. İrşad için ailesinin yaşadığı bölgeye gönderilir. Bu tarihten sonra Kâdirî geleneği üzerine tasavvufî hizmetler yürüten aile bu ta­rihten sonra Nakşbendîlik üzerine devam eder. Vefat tarihi tam olarak belli değildir. Mezarı Abri köyündedir. Korkusuz, age, s. 172-175.

[15] Bitlis'e bağlı Hizan ilçesinin Hurus köyündendir.

[16] Aslen Bağdatlı bir aileye mensuptur. Viranşehir, Silvan, Ahlat bölgelerini dolaştıktan sonra Norşin'e yerleşmişlerdi. Norşin'li olması nedenyle Norşinî, ailesinden çok fazla yönetici çık­ması nedeniyle Kürtçe Sobaşi ailesi gibi kendisi de bu ünvanla anılmış ancak zaman içerisnde bu unvan Subaşı şekline dönüşmüştür. Norşin'de dünyaya gelmiş ve ilk eğitimini Till köyünde ve Şeyh Fethullah-i Verkânisî'nin yanında almıştır. İlmi icazetini aldıktan sonra ilk olarak Por köyünde yaşayan “Bapîr-i Kal” lakabıyla tanınan Şeyh Hüseyin'e intisap etmiştir. Onun vefat etmesi üzerine sırasıyla Sıbğatullâh-i Arvâsî'ye, onun da vefat etmesi üzerine Abdurrahman-ı Tâğî'ye intisap etmiş ve 33 yaşında hilafet almıştır. Ancak 35 yaşında 1307/1889 tarinde vefat etmiştir. Mezarı Norşin'dedir. Korkusuz, age, s. 164-166.

[17] Norşin'e bağlı Bızatun köyündendir. Sıbğatullah-i Arvâsî'nin yanında başladığı seyr u sülu- kunu Abdurrrahman-ı Tâğî'nin yanında tamamlamış ve kendisine hilafet verilmiştir. Vefat tarihi kesin değildir. Kabri Norşin'dedir. Korkusuz, age, s. 122.

[18] Muhammed Hazin Fersâfî'nin kardeşi İbrahim'in oğlu olan Abdulhakim Efendi, Abdurrahman-ı Tâğî'nin halifesi Şeyh Abdulkahhar-i Zokaydî'nin talebesi ve hilafet arkada­şıdır. Hilafet aldıktan sonra irşad için Halıka, Bilvanis, Melefan ve son olarak Cezni (Cezni Köyü Batman'ın kozluk ilçesine bağlıdır ve günümüzdeki ismi Yazpınar'dır. Norşin'e 104 km. mesafededir.) köyüne gitmiş ve orada yerleşmiştir. 1899 yılında Hac yolculuğu esnasında Şeyh Muhammed Ziyauddîn ve diğer bazı arkadaşlarıyla dönüş yolunda iken Lübnan'da bir

dağlık bölgede kaybolmuş ve bir daha kendisinden haber alınamamıştır. O sırada kırk yaş civarındadır. Ancak onun soyundan gelenler medrese ve dergâh hizmetlerinin yürütmeye devam etmişlerdir. Korkusuz, age, s. 188-189.

[19] Aslen Botan bölgesinden bir ailenin çocuğudur. İlim tahsiline babası Molla Abdullah’ın yanında başlamış, Sıbğatullah-i Arvâsî’nin yanında başladığı tasavvufî eğitimini ise Abdurrahman-ı Tâğî’nin yanında tamamlamıştır. Resule köyünde imamlık yaparken kendi­sine hilafet verilerek Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Hezan/Kayacık-köyün Norşin’e uzaklığı 163 km.’dir.- Köyüne ilim ve irşad hizmetleri yürütmek üzere görevlendirilmiştir. 1324/1906 yılında vefat etmiştir. Korkusuz, age, s. 123-124.

[20] Erzurum’un Hınıs ilçesine bağlı Köşk köyündendir.

Yorumlar (2)

Subaşı a 2 Yıl Önce

Subaşı aşireti mensupları Seyyidmi

Subaşı a 2 Yıl Önce

Subaşı aşireti mensupları Seyyidmi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.