15.10.2018, 02:27

Din İstismarcıları

Din istismarı; Âdemoğlu Kâbil’in kardeşi Hâbil’i katletmesiyle başlamış…

Hazreti Hüseyin’in 72 ehl-i beytiyle birlikte Yezid’in orduları tarafından Kerbelâ’da şehid edilmesiyle devam etmiş…

Bugün ise İslâm coğrafyasının her karışı Boko Haram, Taliban, el-Kaide, DEAŞ, FETÖ gibi eli kanlı din istismarcıları tarafından âdeta ifsada uğratılmıştır.

Türkiye’deki durum diğer İslâm ülkelerinden pek farklı değil. Ülkemizdeki mevcut dinî grupların ortaya çıkış sebeplerinin başında, “modern Türkiye”nin kurulduğu yıllardan itibaren dinin toplum hayatından uzaklaştırılmasına yönelik faaliyetler gösterilebilir. Bir asırdır laiklik dayatmasıyla illegalleştirilen dini yapılar, “tarikat” ve “cemaat” ekseninde hormonlaştırılarak fitne hücrelerine dönüştürüldü.

Din hakkında konuşan, dinî konularda ahkâm kesen bazı cahillerden, âlimlere söz sırası gelmedi!.. 28 Şubat sürecinde Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancı gibi piyonları piyasaya süren din istismarcıları, son darbeyi 15 Temmuz 2016’da FETÖ kalkışmasıyla zirveye taşıdı. İslâm’da birliği en iyi sembolize eden “cemaat” ifadesi, FETÖ’nün istismarı ile birlikte Müslümanları imamesi kopmuş tesbih taneleri gibi dağıttı.

Bu durumu fırsata çevirmek için sahaya inenler “böl, parçala, yönet” taktiklerini Türkiye’nin bütün sinir uçlarında denemeye başladılar.

***

Her türlü kutsalı, inancı, hiçbir hassasiyet göstermeden kullanan bu yapılar, nesilleri ve geleceğimizi tehdit etmenin çok ötesine geçmiştir. Buda gösteriyor ki, “din istismarı” kanunlarla önlenecek bir husus değildir. Bu istismar ancak din eğitimi veren müesseselerin çalışmasıyla bertaraf edilebilir.

Ne yazık ki, medet umduğumuz “diyanet” ve “ilahiyat fakülteleri” gibi müesseselerin içinde bulunduğu durum hiç iç açıcı değil. Nereye dokunsanız dökülüyor!.. Toplumu kuşatan kötülükleri konuşmaktan, iyiliklerden bahsetmeye sıra gelmiyor. “Küresel istismarcılar”ın tazyikiyle hayat bulan yanlış dini akımları, dini istismar eden hareketlerin medeniyetimize verdiği zararları konuşmak zorunda kalıyoruz.

Allah’ın dinini tanınmaz hale getiren ve âdeta dine karşı paralel bir din icat eden istismarcılarla mücadele ancak Kur’an ve sahih sünnetin rehberliğinde; bilgiyi hikmetle, vahyi akılla, aklı kalple birleştirerek mümkün olacaktır.

Kötülüğü sarih olan bir güçle mücadele kolaydır. Ancak suret-i haktan görünerek nifak içinde olan istismarcılarla mücadele zordur. Toplum mühendisliği ile var edilen bu oluşumların radikal veya ılımlı olmasının zerre kadar kıymeti yoktur. Çünkü ılımlı olan da, radikal olan da can alıyor, dinin genleri ile oynuyor. Bize ise bu zilleti rahmete dönüştürmek için büyük gayretler düşüyor.

***

Prof. Dr. Adnan Demircan’ın kaleme aldığı ve geçtiğimiz ay Beyan Yayınları arasında çıkan “Tarihin ve Dinin İstismarı” isimli eser tam da bu noktada imdada yetişiyor.

Demircan, her dönem var olan ve özellikle de son dönemlerde zirve yapan “çağın vebası istismar”ın bütün ümmeti kuşatmasına dikkat çekerek, “İnsanlar, kendi konumlarını meşrulaştırmak, çıkar ve güç elde etmek için muhtelif yollarla geçmişe ait olanı kullanabilmektedir. Bunu bireyler yaptığı gibi kurum, kuruluş ve kişiler de yapabilir. Ancak istismar edilen din olduğunda etkileri çok daha farklı olmaktadır” tespitinde bulunuyor.

Bu anlamda “Tarihin ve Dinin İstismarı” kitabı FETÖ özelinde, çağdaş istismarı deşifre etmek üzere kaleme alınmış. Demircan, eleştiri konusu yaptığı hususların sadece bir örgüte, bir bölgeye, ya da bir döneme mahsus olmadığının altını çizerek, problemi genel perspektiften bakarak değerlendiriyor.

Ve istismara karşı verilecek en sağlıklı cevabın objektif ve sağlam bir eğitimden geçtiğini belirtiyor. İyi bir din ve tarih eğitimi; “istismarı önlemenin en büyük sigortasıdır” diyor.

***

Gelin, dinimizi sapık telkinlerle “ılımlaştırma”ya çalışan istismarcıların elinden hep birlikte kurtaralım. Prof. Dr. Adnan Demircan’ın kaleme aldığı “Tarihin ve Dinin İstismarı” eseri muhtevasıyla “küresel din baronları”nın oyunlarını deşifre ediyor.

Tarih, sadece geçmişi inceleme konusu yapmaz; incelenen geçmiş hakkında tasvir edilenlerle bir yargı oluşturulmasını da sağlar. Şerden hayırlı bir netice çıkarmaya, dünyayı ve gönülleri mâmur etmeye ne dersiniz…

///***//

Müslümanlarda Yanlış Din Anlayışları

KİMLERİN ESERİ...

ÖĞRENCİSİ Prof. Dr. Adnan Demircan tarafından kaleme alınan “İhsan Süreyya Sırma Kitabı / Pervari’den Paris’e” kitabı ile örnek hayatı irdelenen Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma hocanın beklenen eseri, Beyan Yayınları tarafından okuyucusu ile buluşturuldu.

Akademi dünyasında ilkeli duruşuyla, İslâmî hassasiyetiyle öne çıkan ve farklı ülkelere dair seyahatnameleriyle ömrünü ilme vakfeden Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma hocanın yeni kitabının adı “Müslümanlarda Yanlış Din Anlayışları”.

Eserine “yanlış din anlayışı”nın sağlıklı bir şekilde anlaşılabilmesi için “gerçek din tanımı” yaparak başlayan Sırma, ilk insan Âdem ve Havva’dan, çocuklarından, Hz. Nuh kavminden, Hz. Musa ve Firavun bahsiyle devam ediyor.

***

Firavun’un Sistem Piramidi”ni oluşturan Firavun; Hâmân-Kârûn-Bel’âm figürlerinin günümüz dikta rejimlerine benzerliğine dikkat çekiyor. Halkı Müslüman olan ülkelerde, bürokratlar Hâmân’ı, çıkarcı para babaları Kârûn’u, halkı sahte din kurallarıyla köleleştiren adamı ise Bel’âm temsil ediyor. Bu zümreler, günümüzde hâlâ dilediklerini iktidar yapıyor, dilediğini de iktidardan uzaklaştırıyor.

İslâm dünyasının birçok yerinde “İslâm adına”, fakat İslâm’la hiçbir alakası olmayan gayri İslâmî güruhlar, Müslümanların başına durmaksızın belalar sarılıyor.

Şer odakları”nın beslediği bir “hoca”nın fetvasıyla kendini camide patlatan “canlı bomba” İslâm’a hizmet ediyor!..

Bu ne menem iştir!?

Diyelim cürmü işleyen cahil, ya fetvayı veren “âlim”e ne demeli?

İşin acı tarafı bu olayların altından genellikle “dinî oluşumlar” çıkıyor.

Sırma, son yıllarda Türkiye’de yaşanan olaylar silsilesine dikkat çekerek, “din adamı kılıklı, Atatürk’e saygılı ve bağlı Fethullah Gülen, keza ‘hoca’ kılığında, Mehdilik iddiasında bir ‘harem ağası’ ve Atatürkçü Adnan Oktar ve  ‘tarikat şeyhi’ kılığına bürünen istismarcılar bütün şenaatlarını ‘din kisvesi’ altında yapıyor” ifadeleriyle “Müslüman toplumu kaosa götürmek isteyen grupların/ cemaatlerin tamamının dini(!) olduğu” tespitini yapıyor.

Bunca badireden sonra, bizim “bel’âmlar”a karşı daima uyanık olmamız ve onların insanlara öğrettikleri yanlış ve sahte dinlere değil, yani İslâm’a sarılmaktan başka çaremiz yok.

***

Prof. Dr. Adnan Demircan’ın kaleme aldığı “Tarihin ve Dinin İstismarı”yla paralellik arzeden ve arizî bir çok konuyu gündeme taşıyan Sırma, “Devlet gerçekten dini hakkıyla bilen hocalar vasıtasıyla dinȋ yapıyı denetleyebilirse, o zaman ne cahil din adamları kendilerine toplumda yer bulabilir, ne de İslâm’a aykırı faaliyetlerde bulunabilirler. Ama söz konusu hocalar, dini, Kur’an ve Sünnet’e göre değil, iktidarların veya bazı çevrelerin arzuları doğrultusunda anlatmaya çalışırsa, işte o zaman, yanlış din veya dinler oluşur” ifadesiyle başka bir tehlikeye dikkat çekiyor.

Ve hemen arkasından can alıcı şu tespitte bulunuyor: “Fethullah denen yanlış din kurucusu, gösterişli salonlarda hezeyanlarını savururken, Diyanet İşleri Başkanlığı buna müdahale etseydi/edebilseydi, bu örgüt büyüyemez, söner giderdi! Ama heyhat ki heyhat; bütün uğraşlarımıza rağmen bu yapılmadı; bilakis yüceltildi!..”

Müslümanları “kaos manyağı”na çeviren “Küresel Firavunlar”; bir taraftan “vekalet savaşları”yla mezhep çatışmasını veba gibi yayarken, diğer taraftan da toplumu uyuşturarak haşhaşîler ordusuna dönüştürüyor.

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma hoca, kendine has üslubuyla, “eskimeyen bilgiler” ışığında “Müslümanlarda Yanlış Din Anlayışları”na çözümler sunuyor.

***

İki değerli ilahiyat profesörü ortaya koydukları eserlerinde hem tarihî olaylarla, hem de günümüz din sosyolojisiyle Müslümanların içinde bulunduğu açmazları en ince detaylarıyla ifşâ ediyor.

***

“Onlar ağızlarıyla Allah’ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır.” (Saff, 61/8)

///***///

İNKILÂB'DA "YANGIN" VAR!..

İNKILÂB Yayınları arasında çıkan bir diğer eser ise Nevzat Yüksel’in “Yangın”ı. Daha önce “Ormandaki Yangın” adıyla değişik yayınevlerinde iki baskısı yapılan eser serüvenine “Yangın” ismiyle İnkılâb’da devam ediyor.

İlk kitabını 1987’de çıkaran Yüksel’in, “Serçeciğin Günlüğü” isimli eseri çizgi filme uyarlanarak TRT’de yayımlandı. 1990 yılında ise Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “Çocuk Edebiyatı” dalında yılın yazarı seçildi.

Yüksel, Yangın’a “Güzel bir orman köyüydü Çamlık” diyerek bir ufuk açıyor minik okuyucularının zihninde. Betonlaşan şehrin toprak kokusundan yoksun sokakların çıkarıp onları kır, bayır, orman gezdiriyor.

Sonra özlü notlar düşüyor ormandan mülhem yaprakların arasına;

“Her şey içimizde başlayıp bitiyor, sonra dışımıza yansıtıyoruz onları.

İyilikler ve kötülükler böyle çıkıyor ortaya.

İçimizdeki taşları yerli yerine oturtmamız gerekiyor öncelikle.

Bunu yapmadan kendimizi ve dünyamızı değiştirebilmek hiç mümkün mü?

İyilikten, güzellikten yana sihirli bir gücümüz var.

O, içimizde bir yerlerde saklı.

Onu arayıp bulalım.

Olur mu?..”

Telkinleriyle ve bir ebeveyn hassasiyetiyle okuyucusunun ruhuna dokunuyor.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 20 Nisan 2024
İmsak 04:36
Güneş 06:10
Öğle 13:08
İkindi 16:54
Akşam 19:56
Yatsı 21:23
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 51
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Karagümrük 33 31
18. Gaziantep FK 32 31
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 33 17
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 31 14
Günün Karikatürü Tümü