12.08.2020, 17:04

Fethe Açılan Kutlu Kapı Rumeli Hisarı

Ülkelerin tarihinde fetihler ve işgaller vardır. Bizim tarihimiz fetihlerle doludur. İlk fethimiz şehirlerin anası Mekke’yle (11 Ocak 630) başlar. Fatihimiz ise Alemlere Rahmet olarak gönderilen Efendimiz Hz. Muhammed’dir. İlk kıblemiz, şeriatler feneri, Nebiler beldesi Kudüs’ün fatihi Hz. Ömer’i (638), Cebelitarık Boğazı’nı geçerken rüyasında Allah Resulünü görüp müjdeyi alınca 7 bin askeriyle 90 bin kişilik düşman ordusu karşısında arkasındaki gemileri yaktırıp İspanyaya peygamber sancağını diken (28 Nisan 711) fatih Tarık bin Ziyad’ı hatırlamamak, İlâyı Kelimetullah için sefere çıkıp zaferden zafere koşan Sultan Alparslan’ı, Anadolu’nun bağrında ulu bir çınar gibi kök salan Osman Gazi’yi, fetih için geldiği İstanbul surları önünde, “Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni” diyerek baş koyduğu yoldan dönmeyen ve “Kostantiniye bir gün elbet fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan ve onun askeri ne güzel askerdir” müjdesine nail olan Fatih Sultan Mehmed’i yâd etmemek ne mümkün.

Fetihten tam 465 yıl sonra 13 Kasım 1918’de İstanbul’un kalbine hançer gibi saplanan işgali de.

Önce dünya tarihinin gidişatını değiştiren İstanbul’un fethinin başta askerî olmak üzere bütün yönlerine değinelim. Sonra ise fetihten tam 465 yıl sonra yaşanan işgalin acı tablosunu gözler önüne serelim. Fethin medeniyet, işgalin ise sömürü, gözyaşı ve kan demek olduğunu kanıtlarıyla ortaya koyalım.

Konstantinopolis, Anadolu ve Rumeli’nin kalbi

Babası Sultan 2. Murad’ın ölüm haberini sancakbeyi görevini yürüttüğü Manisa’da öğrenen Şehzade Mehmed, henüz 20 yaşındayken Edirne’ye gelerek 18 Şubat 1451’de Osmanlı Devleti’nin padişahı sıfatıyla ikinci kez tahta çıkar.

Bu dönemde Osmanlı Devleti tarafından 7 kez kuşatılmasına rağmen bir türlü fethedilemeyen Konstantinopolis, Anadolu ve Rumeli’nin kalbi konumundadır. Sultan 2. Mehmed tahta çıkar çıkmaz İstanbul’u fethetmenin hayallerini kurmaya başlar.

Bu amaçla Karadeniz yoluna hakim olabilmek için Anadolu Hisarı’nın tam karşısına boğazı kesecek bir hisar yaptırmaya karar verir.

Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni” diyen delikanlı Sultan 2. Mehmed, İstanbul’u ne kadar çok istediğini, Rumeli Hisarı’nı (Boğazkesen) inşa ettirme fikriyle dahiliğini ortaya koyar. İstanbul Boğazı’ndan geçişleri kontrol etmek ve fethi gerçekleştirmek için Anadolu Hisarı’nın karşısına dikilecek yeni bir hisarın planını çizer.

Rumeli Hisarı’nın temellerini Utarid Mâbedi’nin bulunduğu yere attıran Sultan 2. Mehmed, hisarı “Muhammed” lafzı şeklinde inşa ettirmeye başlar. Hisarın yapımı sürerken, Sultan 2. Mehmed, 1452 yılı Haziran ayında Bizans’a savaş ilan eder.

1452’nin baharında mimar Muslihiddin’in kontrolünde başlanan 31.250 metrekarelik alanda 15 kule, 1 cami, 2 çeşme planı bulunan inşaat, 7 bin işçinin gece gündüz demeden çalışmasıyla Ağustos sonlarında 4 ay 13 gün gibi kısa bir sürede bitirilir.

Bu süreçte kuzeydeki kulenin inşasında Saruca Paşa, güneybatıdaki kulenin inşasında Zağanos Paşa, deniz kenarındaki büyük kulenin inşasında ise Vezir-i Âzam Çandarlı Halil Paşa işçileri teşvik için omuzlarında taş taşıyarak isimlerini burçlara yazdırır.

Fethin ilk adımı Rumeli Hisarı’ından atıldı

400 muhafız ve topçuya komuta eden Firuz Ağa, Boğaz’ın en dar yerindeki bu dünyanın en özel ve azametli kalesinden düşmana geçit vermez. Fethin ilk adımı Rumeli Hisarı’ından (Boğazkesen) atılır. İstanbul’u fethedecek güzel kumandan ve askerleri buradan müjdeli şehre yönelir.

Sıra ikinci aşamaya gelmiştir.

Urban isimli Macar top döküm ustasının yaptığı ilk top Rumeli Hisarı’na yerleştirilir. Bu topla Boğazı izinsiz geçmek isteyen Venediklilerin gemisi batırılır. Fakat bu top fethedilmesi planlanan İstanbul surlarını yıkmak için yeterli değildir.

Fatih Sultan Mehmed çizimlerini bizzat kendisinin yaptığı devrin en büyük topu Şâhi, Edirne’de Mimar Muslihiddin Ağa, Saruca Paşa ve Urbain tarafından dökülmeye başlanır. 3 ayda üretilen topun uzunluğu 5,5 metre, yarı çapı 92 santimetre, ağırlığı 18 ton olan top, 680 kilo taştan gülleyi 1.883 metre uzaklığa atabilme kabiliyetine sahiptir. Sultan’ın emriyle Edirne’den yola çıkartılan toplar 64 günlük yolculuğun ardından İstanbul’a getirilir.

1058 yıllık Bizans İmparatorluğu yıkıldı

100 binden fazla asker, 145 gemiden oluşan donanma, karadan yürütülen 67 gemi, Akşemseddin, Molla Gürani, Molla Fenari, Kara Şemseddin, Molla Hüsrev, Emir Buhari, Ebul Vefa, Cebe Ali, Ensar Dede başta olmak üzere manevi orduların verdiği destek ve 54 günlük kuşatma sonucu İstanbul fethedilir.

Orta Çağ’ın en güçlü kara ve deniz kaleleri, Fatih Sultan Mehmed’in kuşatma teknikleri, ateşli silahları ve düzenli askeri gücü karşısında yenilir. 54 gün süren kuşatmanın ardından İstanbul’un fethiyle 1058 yıllık Bizans İmparatorluğu sona erer.

29 Mayıs 1453 Salı günü öğle vakti Fatih Sultan Mehmed atının üzerinde bütün devlet erkanı ve vezirleri peşinde atlarıyla Romanos Kapısı’ndan (Topkapı) Kapısı’ndan şehre girer, Ayasofya Kilisesi’ne vardığında atından inerek yere kapanıp Rabbine şükreder.

Orta Çağ kapanır, Yeni Çağ başlar. 3 medeniyete başkentlik eden 8500 yıllık kadim belde İstanbul, Osmanlı Devleti’nin yeni başkenti ilan edilir.

22 yaşındaki müjdeli komutan Sultan 2. Mehmed “Fatih” unvanı alır.

Osman Bey’in rüyasını gördüğü “ulu çınar”ın kökleri dersaadete kadar ulaşır.

Temsili fetih askerleri “Fetih Ruhu”nu hatırlatmalı

Uzun yıllar bu şanlı fethin mihenk taşlarıyla bağımız koparılıp, tarihimizin izleri silinmeye çalışılmış. Silinmekle de kalınmayıp, ayyaşlara mesken yapılmış. Fethin Mührü Anadolu Hisarı için de böyle, Fatih’in kapısından içeri girdiği Topkapı için de böyle, seferi zafere dönüştüren şanlı ordunun destan yazdığı Edirnekapı içinde böyle.

İnsanlarımızın bu kapılardan dua ederek girmesi gerekirken, ayyaş korkusundan ürpererek ve bevl kokusundan burunlarını tutarak giriyor.

Oysa hem Rumeli Hisarı’nın, hem Fetih Kapı’nın, hem de Edirne Kapı’nın önünde fethin askerlerinin temsili olarak  nöbet tutarak, “fethin ruhu”nu hatırlatması gerekiyor.

1980’li yıllarda işportacı ve yankesicilere mesken yapılan Topkapı’dan bugün geçerken “bu kapı hangi kapı” diye sorulduğunda, “tramvay kapısı” deniliyorsa bu bizim ayıbımız. Bu ayıbı ortadan kaldırmak da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve Fatih Belediyesi’ne düşüyor.

Rumeli Hisarı fethin mührüdür

Fatih Sultan Mehmed’in 567 yıl önce inşa ettiği Rumeli Hisarı’nın önündeyiz.

Evet burası “Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni” diyerek 6 Nisan 1453 Cuma günü müjdeli şehri kuşatan Sultan 2. Mehmed’in 4 ay 13 gün gibi kısa bir sürede inşa ettirdiği Rumeli Hisarı; dahası Fethin Mührü.

15. Yüzyıl kale mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Rumeli Hisarı; Saruca Paşa, Zağanos Paşa, Sadrazam Halil Paşa kuleleriyle dünyanın en büyük kale burçlarına sahip bulunuyor.

Fatih uzun süre Rumeli Hisarı’nda kaldı

Hisarın en önemli kulesini oluşturan Saruca Paşa Kulesi’ne, diğerlerinden evvel bitirilip en üst katı divanhâne olarak düzenlendiğinden Fatih Kulesi de denilmiş.

Kulenin içi ahşap katlardan oluşmakta olup, 9 kata ayrılmış iç mekân düzenlenmesinde 9. katı kubbe ile sonlandırılmış. Bu kubbeli bölüm divanhâne olarak kullanılmış.

16. yüzyıl sonunda 2 yıl burada hapis kalan Baron Wenceslaw Wratislaw; anılarında Fatih Sultan Mehmed’in bu kulede kendisi için çok güzel bir biçimde tabanı mermerle döşenmiş daireler yaptırdığını ve İstanbul’un silahlı çember içine alıncaya kadar burayı kullandığını yazmış.

Seferin hikâyesi burada yazıldı

Saruca Paşa Kulesi, Türk mimarisinden geriye kalmış en orijinal askeri ve savunma taş kulesi olarak önem taşıyor. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’un fethinden önce divanhâne olarak kullandığı Rumeli Hisarı’nın 3 büyük kulesinden biri olan ve duvar kalınlığı 7 metre, yüksekliği 28 metre 9 katlı kulenin, kubbe içine yerleştirilen küçük ve büyük ağızlı testilerle sağlanan akustik ses düzeni bu kuleye ayrı bir değer katıyor. Hisardaki diğer kulelerin iç boşluğu ve üstleri kurşun kaplı, ahşap sivri birer külah ile örülüyken, Saruca Paşa Kulesi’nin iç boşluğu tuğla kubbe ile son bulmakta olup bu özelliğiyle diğer kulelerden ayrılıyor.

İçindeki gizli su sarnıcının yanında bu kuleyi diğerlerinden ayıran en önemli özelliği akustik kubbesidir. Bu kulenin akustik kubbeli bölümü, Mardin’de miladi 1371’de inşa edilmiş Latifiye Camii ile miladi 1611’de tamamlanmış İsfahan’daki İmam Camii’nde de görülebilmektedir. Saruca Paşa Kulesi, bugün Azerbaycan’ın Bakü şehrinde bulunan ve 12. yüzyılda yapılan tarihi Kızkalesi’nden sonra Türk mimarisinden geriye kalmış en orijinal askeri ve savunma taş kulesi olarak önem taşımaktadır.

Dünyadaki nadir kulelerden biri olan Saruca Paşa Kulesi’nde stereo uygulaması kullanılmış. Fatih Sultan Mehmed’in toplantı sırasında ve komutanlara brifing verirken tüm sesin net ve iki kulağa gelecek şekilde düzenlemesi yapılmış. Fatih, İstanbul’un fethiyle ilgili sosyolojik, iktisadî ve fizikî planlarını ilk olarak buradaki divanhanede oluşturmaya başlamış. Yeni bir çağın açılacağı sefer ve zaferin hikâyesi burada yazılmaya başlanmış.

“Fetih Ruhu” yıllarca ayaklar altına alındı

Şimdi asıl meseleye gelelim...

Burası “Zulüm 1453te başladı” diyenlerin nefret ettiği destansı hikâyenin yazılmaya başladığı yer. Kısa bir döneme kadar “Fetih Ruhu”nun ayaklar altına alınıp, “Hisar Konserleri” adı altında çengi oynatıldığı mekân.

Manzara görmek ve duymak istemediğimiz kadar vahim. Doğal afetlerin yanında, diğer eserlerimizin başına gelenler maalesef Rumeli Hisarı’nın da başına gelmiş. İçine gecekondular yapılmış, bu da yetmezmiş gibi Fatih Sultan Mehmed Han tarafından yaptırılan Ebul Feth Camii’nin bulunduğu kısımda 1960 yılından itibaren Hisar Açık Hava Tiyatrosu oluşturulmuş. Yıllarca Rumeli Hisar Konserleri adı altında rezilliğin daniskası icra edilmiş.

Rumeli Hisarı; yıllarca sahil kısmından cafelerin, üst taraftan ise Hisarüstü gecekondularının kuşatması altında amansız bir muhasara altına alınmış.

Birçok tarihi eserde olduğu gibi hisar burç ve kapılarındaki kitâbeler de sırra kadem basma operasyonuna tabi tutulmuş. Bir diğer ifadeyle medeniyetimizin izleriyle birlikte hafızamız da resetlenmeye çalışılmış.

Camilerin kapatılması ve satılması; bara, kumarhaneye, ahıra, içkili mekana dönüştürülmesi, ezanın Türkçeleştirilmesi, Ayasofya’nın müze yapılması belleğimizden silinmedi, asla da silinmeyecek.

Bunların amacı inancımızla, tarihimizle bağımızı kopartmak için tertiplenen olaylar silsilesinin daniskasıydı. Türklüğün ve Müslümanlığın bu topraklardan silinmesi için kültürel bir savaştı. İstanbul’un fethinin rövanşıydı. Bugün yaşadıklarımız bu rövanşın bitmediğini gösteriyor.

Son yıllarda özellikle vakıf eserleri başta olmak üzere medeniyetimizin tapu kayıtları olan bütün tarihi eserlerimizin üzerindeki muhasaranın kaldırılması için büyük mücadele veriliyor.

Rumeli Hisarı Boğazkesen Fetih Mescidi’nin (Ebu’l Feth Camii) ibadete açılarak buraya kadrolu imam atanması ise gönülleri ferahlatıyor.

Bütün işgal kalkışmalarına rağmen, Rumeli Hisarı bütün heybetiyle “Fetih Ruhu”nu hâlâ haykırmaya devam ediyor. İstanbul’un fethinin anısına dikilmiş bir abide olarak Boğaz’ın kıyısında soylu bir sessizlikle yükseliyor. Burçlara dizilen taşlar Fatih’in İstanbul’una kol-kanat geriyor.

Çağ kapatıp çağ açan bir dönemin anahtarı olan Rumeli Hisarı; hiç şüphesiz Çin’in Seddi,  İtalya’nın Pisa Kulesi, Fransa’nın Eyfel Kulesi kadar büyük bir ilgiyi hakediyor.

Rumeli Hisarı’na sahip çıkmak; “Fetih Ruhu”na sahip çıkmaktır. Rumeli Hisarı’na sahip çıkmak; Ayasofya Camii’ne sahip çıkmaktır. Rumeli Hisarı’na sahip çıkmak; Anadolu’ya sahip çıkmaktır.

Kaynakça:

Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi-1. Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayınları

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 20 Nisan 2024
İmsak 04:38
Güneş 06:12
Öğle 13:08
İkindi 16:53
Akşam 19:55
Yatsı 21:22
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 51
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 31 14
Günün Karikatürü Tümü