Muhatabı Tanımak

1. Muhatabı tanımayı, kendimizi tanıtmaya tercih etmek

2. Dinletmek için dinlemek

3. Tanımak için kendisini tanıtmasına fırsat vermek

4. Değer vermeyi değer görmeye tercih etmek

5. Farklılığını fark edebilmek için farklılığını tanımaya çalışmak

Yanlışlarımızdan birisi de muhatabı tanımak değil kendimizi tanıtmak olmaktadır. Esasında kendimizi öne alarak ve kendimizi muhataba tercih ederek kendimizin basit olduğunu tanıtmış oluyoruz. Bu da idrak işidir.

Kendimizi ancak örneklerle kıyas edince veya bela ve musibete uğrayınca yahut makam ve zenginlikle imtihan edilince tanımamız mümkün olmaktadır.

Kendisini gören yani beğenen başkasını görememektedir.

Kendisini okuyan başkasını da okuyabiliyor

1. Muhatabı tanımayı, kendimizi tanıtmaya tercih etmek

Muhatabı tanırsak, muhataba göre söyleriz, söylediğimiz de isabetli olur. Zaten muhatabı kendimize tercih etmek erdemlilik ve tahammül işidir.

İsteyerek tahammüllü olmak kişiyi terbiye eder.

“Tahammülde bir fazilet vardır ki; çoğu zaman, başarının zaferinden büyüktür.”

(Samules Smiles)

2. Dinletmek için dinlemek

Dinlemek, muhataba değer vermektir. Değer bilen değer verir. Değeri bilinen de muhataba değer verir. Değer vermeyenin elindeki değerler de sahibinin yüzünden değer görmez. İşte İslam tebliğcisi Müslümanın yapacağı en önemli prensiplerinden birisi de budur.

“Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek. Sen de söze, dinlemek yolundan gir.”

Mevlâna

“Dilin müşterisi kulaktır.”

Sultan Veled

“Kulak, yüreğe giden bir caddedir.”

Voltaire

“Dinlemesini bilenler, ülkeler fethetmesini bilenlerden daha büyüktür.”

Benjamin Franklin

“Dinlemek, gösterebileceğimiz nezaketlerin en yükseğidir.”

Dale Carnegie

3. Tanımak için kendisini tanıtmasına fırsat vermek

Tanımadan konuşmanın isabet oranı zayıftır.

“Başarılarınızın sebeplerini; zaman disiplini, karakteriniz, güzel prensipleriniz, kabiliyetleriniz, yetişme şartları ve en yakın çevreniz açısından öğrenmek istiyorum” dediğiniz zaman bütün konuşmaları kendisini tanıtmaya fırsat verir.

4. Değer vermeyi değer görmeye tercih etmek

Değer görenler, değer verenlerdir. Daima muhatabı kendimize tercih etmeye çalışmak lazımdır. Kendimizi karşının yerine koymak, nice problemleri çözmeye sebep olur. Ayrıca kendi değerimizi de anlamaya sebep olur.

“Sizin gerçek değeriniz, insanlara karşı beslediğiniz hislerle, iş ve hareketlerinizle ve bir de onlara ve onlarla yapacağınız iyiliklerle ölçülür.”

Albert Einstein