Haberin Kapısı
2020-12-01 11:43:09

Habeşistan Günleri

Emanullah Seyda

emanseyda@outlook.com 01 Aralık 2020, 11:43

Bir hicret sevdasıdır ruhumu sardı yine 

Şimdi yağan kar değil ruhumdur kar yerine 

Habeşistan hicretine başlamadan önce şunu belirtmek lazım ki Habeşistan (Şimdiki adıyla Etiyopya) hicreti tam anlamıyla bir vefa örneğidir aslında. Mekke günleri adlı makalemizde Mekke fethinde efendimiz (s.a.v.)’in bir zamanlar onu koruyup kolladığı için ebu Sufyanın evine sığınanlar emniyettedir demesindeki vefa örneği gibi Habeşistan kralı Aşhame’ninde burada vefasını görüyoruz. Bilinen adıyla Neccaşi ki neccaşi kral demektir, tıpkı bizdeki sultan ünvanı gibi. Gerçek adı Aşhamedir. Ama halkın bildiği haliyle kendisine Neccaşi diyerek devam edelim. Bir zamanlar Neccaşi ve amcası Kubha iktidar savaşına girer. Neccaşi’nin gençlik yıllardır. Amcasına yenik düşer ve hakkında tutuklama emri çıkarılır. Neccaşi bir şekilde Habeşistandan kaçar ve Hicaza varır. Orada Kureyş kabileleri (Özellikle Bedir) tarafından misafir edilir, korunur ve yıllarca emniyetli bir şekilde yaşar, ta ki amcası ölür ve iktidar kendisine kalır. Burda dikkat çeken birşeyde şudur, Bilal habeşinin babasıda Neccaşiyle gelen grubun içinde Mekkeye gelmişti. Yani bir yandan Bilal’in sahabe Bilali habeşi olmasına Neccaşi vesile olur. İşte Neccaşinin Müslümanları korumasının altında yatan sebep o günlerden kalan vefa örneğidir. Mekkede işkenceler artınca efendimiz istişare heyetiyle nereye hicret edilebileceğini konuşur. Efendimizin büyük atası Haşim’in kardeşleri Abduşşems ve Muttalip o zamanın Neccaşisiyle ticaret imtiyazları üzerine anlaşmışlardı. Hatta o zamanlar Habeşistan yönetimi Yemeni yöneten Himyerilere karşı bizzat kral Kaleb Ela Ahbeba komutasında bir harekata geçip orayı fethetmiş ve Yemen bir vali atayarak Yemeni Habeşistandan yönetmişlerdir. İşte o valilerden biride Ebreheydi. Habeş yönetimi Yemeni Hristiyanlığın önemli bir merkezi haline getirmek için orada Kulleys adında devasa bir kilise inşa etmiş, Ebrehe Kulleys kilisesine rakip gördüğü Kabeye saldırmıştı. Efendimiz istişarelerden sonra Habeşistana gidilmesine karar verir. Bunda hicaza en yakın bölgelerde semavi dinlerden olan bir ülke olmasıda etkilidir. Bu gizli bir firar olacaktı ve Kureyşlilerin dikkatini çekmemek için ilk zamanlar Müslümanlar topluca hicret etmez. Hz.Osman ve eşi Rukiyye’nin önderliğinde toplamda on bir erkek ve dört kadın 615 yılında ilk grup olarak yola çıkarlar. Efendimiz onların arkasından şöyle der ‘’Bu ikisi İbrahim ve Lut’tan sonra (a.selam) Allah yolunda hicret eden ilk insanlardır, der. Hz.Osman ola çıktıktan bir yıl sonra Cafer b. Ebu Talip’te 82 erkek ve 18 kadından oluşan kendi ekibiyle yola çıkar. Gittikleri yerin dili, dini, iklimi yani herşeyiyle başkaydı. Diğer bir sebepte Mekkede siyah derililere karşı aşırı bir ırkçılık durumu vardı. Neccaşi renk ve ırk ayrımı yapmayan bu Müslüman gruba da bu yüzden hayran kalmıştı. Cafer(r.a.) Habeşe hicret ettiğinde 27 yaşındaydı, ve daha sonra 40 yaşında geri dönecekti. Artık herkes hicret edince orada bir mahalle kadar Müslüman nüfusu olmuştu ve devletten bir takım yardımlar almak zorundaydılar. Tabi Kureyşliler onları geri almak için yola çoktan çıkmıştı. Neccaşinin hicazda bulunduğu zamanlarda Amr b. As’ın dedesi Tufeyl’de neccaşiyle sıkı bir dostluk bağı kurmuş, hem oğlu As hem torunu Amr yıllarca Habeşistan’da ticaret işleri yapmışlardı. Bu dostluğa dayanarak ebu Sufyan Amrı ve eniştesi Abdullah b. Rebihayı ön görüşme için Habeşe gönderdi. Herkesin bildiği Çağrı filmindeki o muhteşem sahnedeki gibi gerçekten kralın sarayında bir alış veriş süreci başladı. Yalnız filmde sahabeler her ne kadar temiz ve beyaz elbiseler içindelersede gerçekte öyle değil tam tersi sahabelere bakınca yoksulluk, açlık hemen kendisini belli ediyordu. O kadar ki giyecek elbise bile zor buluyorlardı. Ama herşey İslam davası içindi. Tartışma sonunda Aşhame Amr’ın getirdiği hediyelere baktı, elindeki haçlı asayla hediyelere vurup ‘’Bizim İsamız kavminden çok çekti. Peygamberlerini yalanlayanların hediyeleri bana lazım değil’’ dedi. Amr o zaman yenildiğini anlayıp birden şöyle haykırdı ‘’ İsayı gönderende biz arapların Allahı’dır.’’ (Müşriklerde Allaha inanırdı, ama yanında putlarıda ekleyip şirk işlerlerdi) Neccaşi Amra ‘’Yazıklar olsun sana Amr, bilmezmisin İsa kendinden sonra gelecek olan reisi haber etmişti’’. Burada Neccaşinin de aslında çoktandır yeni bir peygamberi beklediğini görüyoruz.  Aslında tarihçi İbni İshak’ında belirttiği gibi Habeş hicreti iki kısımdır. İlki hz.Ebubekirin kendi başına yaptığı girişimdir. Şöyleki, hz.Ebubekir Mekkelilerin baskılarından bıkınca Habeşistana hicret etmek için efendimiz’den izin alır. Yanına hicret arkadaşı olarak Haris b.Halid’i alır. Mekke’den beş günlük mesafedeki Kızıldenize varmadan önce Bırk’ul Gimad bölgesinde Kare adlı kabilenin reisi ibn Duğunne hicret kararından vazgeçmesini ve kendisinin onu himaye edeceğini söyler. Bu sayede hz.Ebubekir hicretten vazgeçmiştir. Daha sonra Mekkeliler baskıyı daha da arttırınca ibn Duğunne de hz.Ebubekiri korumaktan vazgeçmiş ama hz.Ebubekir bütün baskılara karşı artık gitmeyeceğini ve Mekkede yaşayacağını ilan etmişti. İkinci Habeşistan hicretide başta anlattığımız hicrettir. Bu hicrete neredeyse Mekkedeki her aileden çok sayıda katılım olmuş, efendimizin ailesi olan Haşim oğullarından ise sadece Cafer b. ebuTalib, kızı Esma ve efendimizin kızı Rukiye olmak üzere üç kişi katılmışlardı. Müslümanların Habeşistan’daki hayatlarına bakacak olursak, ilk zamanlar her ne kadar Neccaşi’nin himayesinde olsalar da maalesef bazı kötü durumlarda olmuştu. Örneği birkaç kendini bilmez Habeşli efendimizin kızı ve hz.Osmanın eşi olan Rukiyye’ye (r.anha) sözlü sataşmada bulunur. Bu Neccaşiye şikayet edilince o kişilerin derhal bulunup ceza görmelerini emreder. Ayrıca Mekkede efendimizin yanında Müslüman olan Ubeydullah b. Cahş Habeşistanda İslam’dan çıkıp Hristiyan olur. Habeşistan Müslümanlar için kurutuluş olduğu kadar bir gurbet yurduda olur. Mesela Medine hicretinden sonra hz.Ömer’in Medine hicretini övdüğünü duyan Esma binti (binti kızı demek, bin oğlu) Umeys hz.Ömer’e şöyle demişti ‘’ Neden hicretleri güzel birşeymiş gibi övüyorsun? Siz burada Allah resulünün yanında ve koruması altındayken o sizin açlarınızı doyurup dertlerinizle ilgileniyordu. Halbuki biz Habeşistanlarda vatan hasretiyle bir çok sorunla karşılaştık’’. Kaynaklarda Müslümanların oradaki yaşamı hakkında geniş bir bilgi pek yoktur. İbni Sa’d rivayetinde muhacirlerden Abdullah b.Mes’udun Habeş devlet memurlarıyla bir sıkıntı yaşadığı ve yakasını kurtarmak için epey uğraştığı yazılır.  Tabi bunların yanında güzel şeylerde oluyordu. Cafer (r.a.) Habeşistana hicretinden kısa bir süre sonra bir oğlu dünyaya gelir adını Abdullah koyar. Çünkü hicret esnasında eşi hamileydi. Ayrıca sahabe hanımları bir ara Santa Maria adındaki içinde bir çok Hristiyanlara ait dini obje ve resim olan bir kiliseyi ziyaret etmişler ve yurda döndükten sonra bunu efendimize de anlatmışlardı. Efendimiz onlara gördükleri resimlerin Hristiyan azizlerinin resimleri olduğunu ve Müslümanların onlar gibi din büyüklerini asla ilahlaştırmamalarını söylemişti. Neccaşi kendisinden muhacirlerin sınır dışı edilmesini isteyen Amr’ın grubuna verdiği cevapla yetinmedi Kureyşliler. Çünkü artık işkence edecek Müslüman bulamaz hale gelmişlerdi ve Müslümanların orada rahat yaşamaları gözlerine batıyordu. O sıralarda çıkan ve kısa süren bir iç savaşta muhacirlerden Zübeyir b.Avam’da Neccaşinin ordusunda savaşmış ve Neccaşi ona çok kıymetli bir mızrak hediye etmişti. Zübeyir daha sonra bu mızrağı efendimize hediye etti. Efendimiz ömrü boyunca resmi törenlerde bu mızrağı yanında hazır bulundururdu. Bundan başka muhacirler yurda döndüktan sonra bir gün bir mesele hakkında efendimiz kararı Cafer versin demişti. Hz.Cafer sevinçten kalkıp efendimizin etrafında dönerek dans etmeye başlamış, efendimiz gülümseyerek ona ne yaptığını sorunca Cafer, bu Habeşlilerin krallarına yaptıkları bir şeref gösterisidir. Neccaşi ne zaman birini sevindirse o kişi böyle dans ederdi, demişti. Neccaşinin vefat ettiği gün efendimiz ‘’ bugün salih bir kişi öldü. Kalkın ve kardeşimiz Aşhamenin cenazesini kılalım, demişti. Neccaşiden sonra yerine gelen yeni Neccaşiye de efendimiz davet mektubu göndermişti fakat kendi dinine sıkı bağlı olan bu kral İslam davetini geri çevirmişti. 

Selam ve dua ile kalınız… 

Yorumlar (3)

Metin erboğa 3 Yıl Önce

Allah sizden Razi olsun

Hüseyin Erdoğan 3 Yıl Önce

Allah cc razı olsun Seyda'm Rabbim geçmişlerinize ganiki rahmet eylesin inşaAllah

Suphibayram 3 Yıl Önce

Bu yazılar aslında güzel bir kitap haline gelebilir ve böylece internetin tozlu raflarında (!) kaybolmaktan kurtulur. Ne dersin Seydam...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.