Haberin Kapısı
2020-11-29 18:17:11

Mütekebbir

İbrahim Halil Er

29 Kasım 2020, 18:17

Mütekebbir : En büyük ve en yüce olan, büyüklüğünü, ululuğunu her an ve her yerde gösteren

Cenab-ı Hak buyuruyor:

"O Allah ki, O'ndan başka İlah yoktur. Meliktir; Kuddûstur; Selam'ır; Mü'mindir; Müheymindir; Azizdir; Cebbardır; Mütekebbirdir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir." (Haşr, 23)

Ahmet bey, yıllardır mücadele ettiği makama kavuşmuştu. Koltuğuna otururken, yaptığı tüm mücadele ve sıkıntılarını unuttu. Koltuğun kendisine verdiği güvenle içini büyük bir kibir kapladı. Artık herkes onun önünde eğilecek, istediği her şeye sahip olacaktı. Kapısında şöförü, sekreteri ve yüklü bir maaşı olacaktı. Hem onun olmasında kimin olsun. O, mücadele etmişti. Çocuklarına şimdi daha iyi bir gelecek hazırlayacaktı. O, böyle mütekebbir bir şekilde düşünürken, asıl büyüklüğün ve ululuğun Allah’a ait olduğunu aklına getirmiyordu. Sekreteri arayarak;

- Kızım bana bir çay getir. Ayrıca, Ar-ge sorumlusu sevgi hanımı da çağır.

- Peki efendim.

Şimdi içeriye gelen kişiye karşı üstün gözükmeli, onu ezmeliydi. Buranın gerçek sahibinin kim olduğunu ona göstermeliydi. Az sonra içeriye genç ve gözlerinden heyecan fışkıran bir bayan girdi.

- Buyrun efendim beni emretmişsiniz?

- Şöyle oturun… (Bu sırada Ahmet bey sert ve lakayıt gözükmeye çalışıyor, bir yandan da bilgisayardaki facebook’tan gözlerini ayırmıyordu.) Yaptığınız çalışmaları inceledim. Şimdiye kadar herhangi bir ciddi başarı sağlamadığınızı görüyorum.

- Olur mu efendim. Şirket adına açtığımız okullar ve sağlık merkezleri, şirketimizin en prestijli ve kamuoyunda ses getiren çalışmaladır.

- Öyle diyorsun ama, milli eğitimden ve sağlık birimlerinden olumsuz raporlar geliyor.

- Onlar, çalışmalarımızı çekemeyenlerin ve şirket olarak başarılı olmamızı istemeylerin raporları. Ayrıca, bizden çıkarlar sağlamayanların intikam teşebbüsleri.

- Onların eleştirileri benim için ciddi. Ben, bu işin sizinle olamayacağını düşünüyorum. Bu nedenle alt departmanınızdaki Engin beye bu görevi veriyorum.

- Efendim beni bu şekilde görevden almanız haksızlık. Bu sistemi ben kurdum. Bu aşamaya kadar da ben getirdim.

- Ne demek haksızlık. Buranın sorumlu benim. Ben nasıl uygun görürsem öyle olacak. Ayrıca, biz haksızlıklara karşı mücadele ederek buralara geldik.

- Efendim, yerime getirdiğiniz kişinin arkadaşınız olması ve ayrıca bir akrabasının da milletvekili olması bunda etkili olmasın.

- Nasıl düşünürsen düşün. İstersen onun altında çalışırsın. İstersen de buradan ayrılırsın.

Sevgi hanım, tüm bu eleştirileri yuttu. Gözleri doldu. Bu kadar emek verdiği çalışmalara karşılık bir teşekkür yerine eleştiri alıyordu. “Ey kimsesizlerin kimsesi. Ey mütekebbirlere karşı mütekebbir olan Allah’ım beni bunlara karşı yalnız bırakma” diye içinden ağlayarak dua edip odayı terk etti.

Ahmet bey, Sevginin çıkması üzerine daha da hiddetlendi. Ne demekmiş emirlerine itiraz. Ben ona gücümü gösteririm diye düşündü.

Daha düne kadar uğradığı baskı ve zulümleri unutmuştu. Herkesin rızkının peşinde koştuğunu ve Rezzak olanın Allah olduğunu da unutmuş, makamın verdiği kibirle kendisini İlahlık makamında görüyordu. Bir zamanlar kapı kapı dolaşarak ailesinin rızkını temin için eşya sattığını da unutmuştu. Ama Allah unutmamıştı…

Xxxx

Dünya büyük bir ekonomik krize giriyordu. Ahmet beyin o çok güvendiği firma da krizden nasibini almış ve batmıştı. Ahmet bey, kendine iş arıyordu. Derken bir firmada idareci arandığını duydu. Tanıdıklarını araya koyarak görüşmeye gitti. Firmanın sahibinin yanına çıktı. Sekreter içeri buyur ettiğinde gördüğü kişi karşısında beyninden vurulmuşa döndü. Firmanın sahibi Sevgi hanımdı. Ama o, onun gibi makamının cazibesine kapılmamış ve mütekebbir değildi. Onun derdiyle ilgilendi ve yardımcı oldu. “Allah kibir gösterenleri sevmez. Kibir şeytandandır diye düşünüyordu Ahmet bey gözleri dolarken.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.