Haberin Kapısı
2015-12-25 15:19:39

Necmettin Erbakan "Bir Yıldız Doğuyor"

Ramazan Peri

perimedya@gmail.com 25 Aralık 2015, 15:19

Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Kozan oğulları soyundandır. Kozanoğulları; Oğuz Türklerinin, Üçok koluna bağlı, Farsaklar aşiretine mensuptur. 13. yüzyılda bölgeye gelip yerleşen Kozan oğulları 1700-1865 yılları arasında, Feke-Belenköy yöresinde dağlık araziyi kontrolleri altında tutan bir beylik idi. Halkın hak ve hukukunu yüzyıllarca dış saldırılara karşı korumuşlardı. Bölge coğrafyası zamanla ismini Kozanoğulları beyliğinden dolayı ‘’Kozan’’ olarak almıştır. Osmanlıya asker ve vergi vermekle birlikte içişlerinde müstakil bir yapıya sahiptiler.

            Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın dedesi olan Hüseyin Bey’in babası Kozanoğlu beyliğinin nazırı idi. Nazır Efendi Kozan oğulları Beyliğinin tebaasında toplanan vergilere bakardı. Hüseyin Beyin oğlu Mehmet Sabri, ‘’Haçin’’ Şimdiki İsmiyle Saimbeyli İlçesinin bir köyü olan Tülünde doğmuştu.

           

            Osmanlı İmparatorluğu, son dönemlerinde İmparatorluğun en verimli arazisi olan Çukurova da çeşitli isyanları bastırmak, ziraat ve tarım imkânlarını artırmak ve konar-göçer Avşar boylarını da toprağa yerleştirmek ve düzenli vergi toplamak istemektedir. Osmanlı Devleti, Çukurova genelinde 1865 yılında, Derviş ve Cevdet Paşalar kumandasında Fırka-i İslâhiye ordusunu bölgeye sevk eder. Bölgede bir reform yapılarak Kozan oğulları Beylerinden Ahmet Bey ile birlikte, Kozanoğlu hanedanına mensup Halil Bey, Ali bey ve Necmettin Erbakan’ın dedesi Hüseyin Bey’i aileleri ile birlikte İstanbul’da konaklara yerleştirirler. Kozandaki arazileri tazmin edilerek maaşa bağlanır. Bölgedeki; Sis, Kadirli, Feke, Haçin kazaları ise bir Sancağa bağlanarak, "Kozan Sancağı" kurulur.

            Necmettin Erbakan’ın dedesi Hüseyin Bey, Sarayda itibarı olan bir kişiydi. Hüseyin Bey’in oğlu Mehmet Sabri Bey bu dönem içerisinde, Darülfünun, yani şimdiki İstanbul Üniversitesinde Hukuk tahsili yapar. Kendi halinde, görevine bağlı, içe kapanık Ceza Reisi yani Kadı’dır artık. Balkan savaşlarının da başladığı o sıkıntılı yıllarda İlk görev yeri olarak Muş’un Genç kazasına atanmış ve Anadolu’nun birçok Kaza ve Vilayetinde Kadı ve Ağır Ceza Reisliği yapar.

            Görev yaptığı Erzurum’da, Erzurumlular kendisini çok severler ve damatları olmasını isterler. Erzurum’un tanınmış ailelerinden olan Korukçuların kızı Sabire hanım’ı münasip görürler. İlk çocuk bir yıl sonra dünyaya gelir ve adını Nizamettin koyarlar. İkinci çocuğun adı Selahattin’dir. Bu çocuklara Kozanoğlu beyliğinin önde gelen isimleri verilir.

            Mehmet Sabri Efendi ile Sabire Hanımın mutluluğu I. Dünya Savaşının başlaması sonucu bozulur. Osmanlı orduları çeşitli cephelerde bozguna uğramaktadır. Rus orduları Doğu Anadolu’ya girmiş ve Erzurum’a yaklaşmaktadır. Zorunlu bir göç ve kaçış başlar. Göç edenler arasında Mehmet Sabri Efendi, Sabire Hanım ve çocukları Nizamettin ile Selahattin de vardır. Çok ağır kış koşulları, açlık ve sefalet yüzünden yapılan yolculukta, onlarca insan telef olmaktadır. Genç yaşta, hayata veda edenler arasında Sabire Hanım da vardır.

            Mehmet Sabri Efendi, iki çocuğu ile ortada kala kalmıştır.  İki çocuğu büyütmenin güçlüğünü, tek başına omuzlayan Mehmet Sabri Efendi, akrabalarının da bulunduğu Sinop’a Ağır Ceza Reisi olarak atanır. Sinop Kalesi komutanlarından, Fevzi Beyin kızı Kamer hanımla evlendirirler. Çeçen direnişinin sembolü olan Kafkas kartalı Şeyh Şamilin ordusu dağılınca, ünlü komutanlarından biri olan Fevzi beyde, aile ve akrabaları ile Sinop’a yerleşmiş ve Sinop kalesinin komutanı olmuştu.

            Cumhuriyetin 3. yılında Mehmet Sabri Efendi’nin ikinci evliliğinden bir erkek çocuğu dünyaya gelir. 29 Ekim 1926'da Kamer Hanım'ın dünyaya getirdiği çocuk yuvarlak yüzlü nur topu gibiydi. Şeyh Şamilin büyük kahramanlıklar gösteren Kumandanlarından biri olan ‘’Necmettin’in’’ adını koymuşlardır.

Devam Edecek...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.