Haberin Kapısı
2016-01-30 15:56:37

Necmettin Erbakan "Devrim Otomobili"

Ramazan Peri

perimedya@gmail.com 30 Ocak 2016, 15:56

1961 Mayıs'ındaki, Otomotiv Kongresinde bu fikir etrafında toplanılmış ve Devlet Başkanı Cemal Gürsel, Devrim otomobillerinin "Emrini" burada vermiştir artık.
            Kongrenin ardından Cemal Gürsel imzalı, 22 Nisan 1961 günü 18-1959 sayılı ve "çok gizli" damgasını taşıyan bir Başbakanlık yazısı Ulaştırma Bakanlığı'na iletilir. Oradan Devlet Demir Yolları Genel Müdürü olan Emin Bozoğlu’na bu görev verilir. Emin Bozoğlu Asker kökenliydi. 1949 yılında Kırıkkale silah fabrikasında roket ve roketatar, çeşitli top mermileri ve yüksek tahrip gücüne sahip mayın ve patlayıcı prototipleri geliştirmişti. Genelkurmaya rapor halinde vermiş olmasına rağmen sumen altı edilmişti. Bu görev için yine onun seçilmesi, TCDD’nin fabrika ve Cer atölyelerinin de bu alt yapıya müsait olmasıydı.

            16 Haziran 1961 günü, Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden oluşan bir grup Ankara' da bir toplantıya çağrılır. Toplantıya başkanlık eden Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu’dur. Ulaştırma Bakanlığından alınan bir yazıyı okur. Yazıda "Ordunun Cadde binek ihtiyacını karşılayacak bir otomobil tipinin geliştirilmesi" görevinin TCDD İşletmesine verildiği ve bu amaçla 1.400.000.-TL ödenek ayrıldığı belirtiliyordu. Verilen termin 29 Ekim 1961, yani tanınan süre 4,5 aydı. Bu süre içinde bu çapta bir geliştirme çalışması yapılabilir miydi? Böyle bir mucize gerçekleştirilebilir miydi? Toplantıda söz alanların çoğu böyle bir projede severek çalışmaya hazır olduklarını belirtirken, bir kısmı da böylesine kısa bir sürede sonuç alınabileceğini sanmadıklarını dile getirerek, "hayır" demişlerdi.

            Tüm ülkede; Üniversitesinden, basınına, bir avuç sanayicisinden, politikacısına, sesini duyurabilen herkes Türkiye'de ne otomobil, ne de motor yapılabileceğine inanıyor, özel sohbetlerde, röportajlarda, hatta film gösterili konferanslarda bu görüş vurgulanırken, inanılmaz şey gerçekleşiyordu.

            Eskişehir Devlet Demir Yolları Cer Fabrikasında 30 teknik personel ve 200 işçi ile prototip imalatına başlanmıştı. O günlerde emsal prototiplerin üretilmesi için en az Bir Milyar dolar harcanırken, 1.400.000.- TL Ayrılan ödenek 900.000.- TL düşürülmüştü. Gece-gündüz demeden hafta sonları da çalışarak, 129 günde birçok engelleme ve tehditlere rağmen, inanılmazı bu ekip başarıyordu. Hem de üç ayrı tipte dört adet otomobil, on adet motor, iki modelde altı sanjıman ve tamamen kısıtlı imkânlarla hazırlanmıştı. Hem de bir tane değil, tam üç tane! Bu üç otomobilde, insanların gücüne inat bir çabanın sonucunda, 28 Ekim akşam saatlerinde tamamlanmıştı.  Araçlara "Devrim 1", "Devrim 2" ve "Devrim 3" adları verilir. Mühendislerden biri Cumhurbaşkanı'nın alternatif bir renk isteyebileceği son anda düşünülerek, araçlardan birinin siyah olmasını teklif eder. Böylece, iki araç krem rengini alırken, üçüncüsü ise onu 29 Ekim gece yarısı Ankara'ya götüren "Karakurt" treninde bin bir güçlükle yolda siyaha boyanır. Otomobillerin depolarında, trendeki güvenlik nedeniyle benzinler boşaltılır. Türkiye'de yapılan bir otomobil, kaportası pürüzsüz olmasa da, kendi tekerlekleri üzerinde, 29 Ekim 1961 sabahı, TBMM önündedir. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e takdim edilirken, krem renkli Otomobilin deposu doldurulur. Cemal Gürselin, bindiği krem renkli Devrim’den inip siyah renkli Devrime binmek isteyince, boş olan depo aceleden doldurulamaz. Ve siyah Devrim biraz yürüdükten sonra yarı yolda durur. Gürsel'in, şoför koltuğundaki mühendise sorusu kısa ve nettir:

"Ne oldu?" Şoför;

"Benzin bitti Paşam" der korkarak. Bunun üzerine; "Garp kafasıyla araba yapıyorsunuz, ama Şarklı olduğunuz için benzin koymayı unutuyorsunuz" diyerek hışımla aracı terk eder.

            Oysa o aracı yapmayı başaranlar deposuna benzin koymayı da bilmektedirler elbette. Fakat kimse aksiliğin yaşanan panikten kaynaklandığını cunta liderine anlatamazdı. Medyada karalama kampanyası başlamış ve kimse yakıttan bile söz etmiyordu. Karalama kampanyası sonuç vermiş ve bu proje rafa kaldırılmıştı. Türkiye’nin kalkınmasını istemeyen iç ve dış güçler harekete geçmiş, bu büyük projeye engel olmuşlardır.

            Yeryüzündeki hiç bir otomobil onun kadar yanlış tanıtılmadı, onun kadar aşağılanmamıştı. 40 yıla yakın bir süre boyunca olanca masumiyetine karşın- 27 Mayıs darbesinin simgesi gibi görüldü ve gösterildi. Kimileri "modeli çalıntı" dedi, kimileri ise "Erbakan'ın başarısız girişimlerinden biri olduğunu" savundu. Ama "devran er ya da geç döner" demiş atalarımız. Çoğu otomobil kullanmayı dahi bilmeyen 30 mühendisinin 129 günlük onca tehdit ve şantaja rağmen komik bir bütçeyle imkânsızı başarmasının ürünüdür. İnsanların onur mücadelesinin ürünü olan "Devrim", günümüzde, şimdi bile halen üretilemeyen yerli otomobile ilham kaynağı olmalıdır.

            Doçent Dr. Necmettin Erbakan’ın Devrim Otomobilinin oluşumunda, çok büyük katkıları vardı. Her ne kadar prototip kısmında bizzat görev almamışsa da imalat safhasını takip etmiştir.

Devam Edecek:

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.