Haberin Kapısı
2016-01-20 15:51:45

Necmettin Erbakan "Milli Otomobil Projesi"

Ramazan Peri

perimedya@gmail.com 20 Ocak 2016, 15:51

1960 yılında Ankara’da yapılan Sanayi Kongresi’nde Gümüş Motor’un yaptığı imalatları sunan Erbakan,“Türkiye kendi otomobilini yapabilir” fikrini ortaya atmıştı. Askeri yönetim Gümüş motor fabrikasını gezmiş, büyük ilgi ve heyecan duymuştu. Akabinde Milli Savunma Bakanlığının altındaki salonda 200 yüksek rütbeli subaya,  Almanya’daki deneyimleriyle de yola çıkarak harp sanayi konusunda konferans verir. Anlattıkları ile ilgili film gösterilerimi de sunan Erbakan, salonun ışıkları yakıldığında generallerin bir kısmının duygulanarak ağladığını görür.

            Gürsel Paşa 24 Ocak 1961'de öğretim üyeleri ve işadamlarıyla görüşmeye başlar. Doçent Dr. Necmettin Erbakan’la da görüşür. Bu görüşme heyetinde Prof. Dr. Sabahattin Zaim gibi ilim adamlarının yanı sıra,  Vehbi Koç gibi sanayiciler de vardır. Bu görüşmeden sonra Erbakan’ın ısrarla savunduğu ‘’Türkiye Kendi otomobilini yapabilir.’’fikri, yönetimde olan askerler tarafından uygun görülür.

            Doçent Dr. Necmettin Erbakan, 4 Mart 1961 tarihli Bakanlar Kuruluna birifink vermesi için davet edilir. Bu toplantıya Askerler adına Kurmay Albay Sami Küçük ve Tuğgeneral Sıtkı Ulay’da katılır. Toplantıda Erbakan, Türkiye sanayisinin yerli otomobil üretebilecek potansiyele sahip olduğunu tezini izah eder. Bu toplantıdan sonra DPT harekete geçer. Ancak Türkiye’nin kalkınmasını ve sanayileşmesini istemeyen karşı cephe de harekete geçer. Aynı cepheler, Türkiye’nin uçak sanayisinde gelişmemesi için de, her türlü tezgâhı çevirmişlerdi. Türkiye’nin Uçak gelişiminde özel gayretleri olan Nuri Demirağ, kendi imalatı olan 65 planörünü THK’na teslim etmişti. Yine o dönemlerde, üretilen Uçaklarını Danimarka, Hollanda, Belçika, Polonya, ispanya, İran, Irak’a ihraç eden ve etmeye çalışan özel müteşebbis ruhlu Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ gibi vatan evlatlarını, kendi dönemlerinde nasıl sabote edildiklerini de anlamak ve anmak gerekir.             

            Türkiye’nin Otomotiv üretimi konusunda kamuoyunun kafası karışmıştır. Bu işi aydınlatması için Erbakan’a görev verilir. Gümüş Motor’un Genel müdürlüğünü yürüten Erbakan, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin 501 No’lu salonunda, seçkin dinleyicilere konferans verir.  Konferansta demir filizinden başlayıp satış safhasına kadar, orta halli bir ailenin dahi 14.000 Bin liraya otomobil sahibi olabileceğini anlatır.

            Nihayet, birinci Otomotiv Sanayi Kongresi'nin yapılacağı haberi 28 Mart 1961'de gazetelere yansır. O günün gazete manşetlerinde projeyi destekleyen 24 Mart 1961 tarihli "Düşünen Adam" dergisi konuyu kapağına taşımıştır. Kapakta Erbakan'ı, üzerinde "Türk Oto" yazılı iki otomobille sembolize eder. Bu demektir ki, 1961'de Erbakan'ın adı yerli otomobille adeta özdeşleşmiştir.

            15-17 Mayıs 1961 tarihleri arasında düzenlenen birinci Otomotiv Sanayi Kongresi yapılmaktadır. Kongre'ye katılanlar arasında işadamları, bürokratlar, mühendisler, gazeteciler de vardır. Kongrede öne çıkan isim ise daha sonra Türkiye'nin siyasi hayatına damgasını vuracak olan Doçent Dr. Necmettin Erbakan'dır.

            Otomobil Endüstrisi Kongresi'nin açılış konuşmasını yapan devlet başkanı Cemal Gürsel şöyle demiştir:

            ‘’…tarımı da ıslah edeceğiz; ancak ot satmakla neticeye varmak kabil değildir. Bir vapur dolusu pamuk karşılığı yedi-sekiz otobüs alabiliyoruz. Bir vapur pamuğun ne emeklerle meydana geldiğini takdir edersiniz. Bu cihetle sanayi de lâzımdır. Muvazeneli (dengeli) bir tempo ile sanayileşmek mecburiyetindeyiz. Buna mutlak zaruret vardır. "Bizde sanayi yok mu?" diye soracaksınız. Vardır; ancak bunlar o kadar dağınıktır ki, heyeti umumiye sini (tamamını) bir istikamette çalıştırmak lâzımdır. Otomobil sanayi’ne gelince; medenî bir memleket nakil vasıtalarını kendisi yapmalıdır. Nakil vasıtaları bugünkü dünyada, ekonomik alanda büyük yer almaktadır. Nakil vasıtalarını kendimiz yapmalı, kendi vasıtalarımızla taşımalıyız. Türkiye'de otomobil yapılamaz diyorlar. Bu tamamıyla kara bir düşüncenin mahsulüdür. Türkiye'nin bugün malik olduğu birçok sanayi kolları vardır ki, bizi bu mevzua da teşvik ediyor…"       

            Kongre salonu, oldukça kalabalık ve heyecanlıydı. Salonda Türkiye'nin kendi otomobilini üretebileceğinin inancı ile heyecanlanan mühendislerin yanı sıra, yerli otomobil fikrine karşı çıkanlar da bulunmaktaydı. Bunlardan biri de Otokoç grubunun temsilcisi olan Hayim Nahum’un oğlu Bernar Nahum'da katılmıştı. Bernar Nahum, salondaki heyecanın aksine, otomotiv sanayinin zorluklarından bahsetmekte ve yerli otomobil fikrine karşı çıkmaktaydı.

            O sırada ön sıralarda oturan genç bir mühendis, bir kürsüde konuşan Bernar Nahum'a, bir de ayakkabılarına bakmaktaydı. Makine Kimya Endüstrisi'nde çalışan bu mühendisin ayağında kurumun yeni dağıtmış olduğu postallardan vardı. Nahum konuşmasına devam ederken ön sırada oturan genç mühendis ise, postalının bağcıklarını çözmeye çalışmaktaydı. Çünkü öfkesi iyice kabarmıştı. Nahum;

             "Bursa'da şeftali üretmek otomotiv üretmekten hem daha kolay hem daha kazançlıdır" dediği anda da ortalık karışmıştı. Nahum'un "otomotiv yerine şeftali üretmeyi" önermesine dayanamayan genç mühendis, (Araştırmalarımda bu şahsın Necmettin Erbakan Olduğu Söyleniyor) ayağından çıkardığı postalı kürsüye fırlatmıştı. Postal, Nahum'un alnına çarparken, vatansever mühendis: "Bize otomobili siz ürettirmiyorsunuz, sizler bizi batıya mahkûm ve mecbur ediyorsunuz" diye bağırmaktaydı. Ve bu genç mühendis’te Erbakan gibi, Milli ve yerli kalkınma sevdalısıydı.

Devam Edecek:

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.