Trump ülkedeki ve ülke dışındaki işlerin AMERİKA'YA AMERİKALILAR'A döneceğini, ABD’nin ticaret ve finansa dayalı sistemden üretim ve insana dayalı bir sisteme geçileceğini söyledi. Dünyada parayı parmak ucunda serbest dolaştıran, tur attıkça kazanan, çekirge sürüsü gibi gittiği ekonomiyi enkaza çevirip her şeyi silip süpürüp götüren, bu sistemi kuran baronları korkuttu! Yerleşik güç paranın gücünü elinden kaçırmak istemiyor. Para Amerika'ya döndüğü zaman yani FİNANS SİSTEMİNİN çarkları durduğu an ÇİN ve HİNDİSTAN gibi ülkeler zayıf düşecek, Yahudi baronların tatlı para kazanma kaynakları kuruyacak[1]. Çünkü buralardaki üretimi ateşleyen ve bundan elde edilen geliri kullanan, ABD’yi borç almaya ve devasa dış ticaret açıkları vermeye zorlayan BARONLARIN BANKACILIK Sistemidir. [2]
Trump işi daha da ileri götürdü. KÜRESEL BARONLARLA kıyasıya savaş yapan Putin'i DOST OLARAK işaret etti!
Bu ifade yerleşik Amerikan mantığına göre çok radikal bir ifade. Şimdiye kadar Obama Yönetimi’nden hiç duymadığımız sözler... Hatta ondan önce Bush Yönetimi’ndeki neo-conları bile aşan bir ifade. Nitekim neo-conlardan çok farklı, diktatörler ve Rusya gibi Washington’un geleneksel rakip/düşman saydığı lehte konuşmanın tabu sayıldığı bir ülkeyle bile işbirliğini öngören yepyeni bir konsept .
Trump’ın GÖÇMEN KARŞITI söylemlerini ileri sürerek, yabancı düşmanı ve İslam karşıtı diyorlar. Şurası bir gerçek ki Clintonlar ve Bush'lar 7 ülkeyi savaş alanına çevirdi, İslam ülkelerinde iç savaşların fitilini ateşledi. Bütün terör örgütlerinin kurucu arka planında bunların olduğu görüldü. Dünyadaki GÖÇMEN DALGASININ temelinde bu haksız müdahaleler var.
TRUMP YEPYENİ bir EKONOMİK modelden söz ediliyor. Parayı elinde tutan baronları çıldırtacak işlere imza atacak gibi görünüyor. Trump burada öndeki oyuncu! Arkada oyunu kuranlar dünya üzerindeki para haritasını değiştirecek planları tasarlıyorlar. ABD ekonomisinin dünya ekonomisinin motor gücü olmasını istiyorlar. Üretim ekonomisine dönmesini savunuyorlar. [3]
Bu KÜRESEL DOLAŞIMIN ve para üzerinden para kazanmanın da sonu olacak!
Artık üretilen mal, sınırları aşarak istediği yere gidemeyecek. Küresel ticaretin kitabı tekrar yazılacak... Parası olan istediğini alamayacak, üreten de istediğine satamayacak.
Berlin duvarı nasıl yıllarca akrabaları bile birbirinden ayırdıysa yeni sistemde dünya görünür bir şekilde ikiye bölünecek... TRUMP bunu için geldi...
Peki karşı taraf ne yapacak?
Boş duracak değil! Daha Trump koltuğa oturmadan, DOLAR aşırı değer kazandı! Dünyanın her yerinde! DOLAR değer kazanınca ABD'in borcu katlanır. Amerika'da üretilecek her malın rekabet şansı azalır. ABD üretim ekonomisi olma şansını kaybeder tüketim ve borç ekonomisine döner. Soros ve ekibi bunun için var gücü ile çalışıyor. Arkalarında Rockefeller ve Rothschild aileleri var (Baronlar tabirini bu ve diğer 7 aile için kullanıyorum.) Bu nedenle DOLAR ile geliyorlar. Trump'ı kendi şartlarına razı etmeye çalışıyorlar.
Bu nedenle şimdiden "Sonu Kennedy gibi olacak!", "Bir yılı bulmaz ya istifa eder ya da zorla gider..."[4] gibi yorumlar yapılmaya başladı.
Kaliforniya'daki seçmenlerin çoğunluğu son ABD başkanlık seçimlerinde Trump'ın Demokrat rakibi Hillary Clinton'ı desteklemişti.
ABD'deki 'Yes California!' hareketi, eyaletin ülkeden ayrılması konusunda referandum düzenlenmesi için yerel makamlara ilgili taleplerini sundu.[5]
Los Angeles Times gazetesinin haberine göre, 'Yes California!' ayrılık için ilk adımı atarak, eyalet başsavcılığına ‘Calexit: Kaliforniya Bağımsızlık Oylaması 2019' isimli bir referandumun önerisini yaptı.
Kaliforniya ve İngilizce çıkış anlamına gelen 'Exit' kelimelerinin birleştirilmesi ile oluşturulan 'Calexit' kelimesi İngiltere'nin AB'den ayrılması için yapılan ve kabul edilen 'Brexit' adlı referanduma gönderme yapıyor.
'Yes California!' hareketinin lideri Louis Marinelli daha önce eyaletin ABD'den ayrılması için referandum düzenlemeyi planladıklarını açıklamıştı.
Haberde hareketin kurucu ortaklarından Marcus Ruiz Evans'ın bu adımı atma nedenlerinin Donald Trump'ın başkan seçilmesi olduğunu söyledi.
'Yes California!' hareketi, eyaletin ekonomi, göç, ekoloji ve eğitim gibi alanlardaki çıkarlarına ABD'nin zarar verdiğini ve bağımsız olmalarının daha iyi olacağı görüşünü savunuyor.
Buradan şu netice ortaya çıkıyor: Amerikan halkı kendi devletine sahip çıkar, bunların menfaat ağını parçalarsa ABD’yi bölecekler. Zengin eyaletleri koparıp fakir eyaletleri Amerikan milliyetçilerine bırakacaklar.
[1] Amerika mal almazsa bunlar malları kime satacak?
[2] Ucuz üretim Çin ve Hindistan’da gerçekleştiriliyor. (Çin ve Hind halkı karın tokluğuna köle iş gücü olarak çalıştırılıyor. Fabrikalar Küresel Sermayenin ’Yahudi ağırlıklı sermayenin’ olduğu için yüksek miktarlı karlar gözü doymaz adamların cebine giriyor. Üretilen malların ucuz olduğunu söyleyerek ve Dünya ticaret sistemini baronların kontrol etmesinden ‘Dünya Ticaret Örgütü ve serbest ticaret’ istifade ederek mallar Amerika’ya satılıyor. Amerikan halkı bunları almak için bankalar üzerinden borçlanıyor. Bankalar kimin? Çin’deki fabrikalar kimin? Çin’in elinde biriken ticaret fazlası döviz ve fonlar ABD devlet tahvillerine yatırılıyor. Bu işleri yapan kim? Bütün bu çok yönlü sağmal inek gelirleri kimin cebine giriyor? Ödeme zamanı geldiğinde parayı geri vermemek için bilinçli kriz ve iflaslar yaparak bütün varlıkları KİM yok ediyor? Ekonomi teorileri, ekonomi kitapları hepsi fasarya işin aslı bu…
[3] Cumhuriyetçiler ’in temsil ettikleri ekonomi çizgi; arz ekonomisidir. Vergileri azaltıp, ekonomiyi canlandırarak büyütmeyi uygun görürler. Devlet harcamalarını direkt istihdam artışına sebep olan ve iş hayatında verimliliğin artmasını sağlayacak yatırımlara yöneltecekler. Gelir ve üretim artışı yapmayan; sanat gibi ya da sağlık sigortası programı gibi konulara daha az para harcayacak. Köprü, yol, hastane, internet altyapısı gibi Amerika’nın çok eskiyen altyapısına yatırım yapacak, yenileyecek. Altyapı yatırımları ile istihdam artışı sağlayacak ve ekonomiyi teşvik edecek. Birleşmiş Milletler, NATO gibi uluslararası örgütlere desteği muhtemelen ABD lehine ya azaltacak ya da karşılığında bir şeyler isteyerek mükellefiyetleri sınırlandıracak.
Vergileri azaltacak. Obama döneminde evrensel sağlık sigortası gibi maliyeti olağanüstü yüksek olan ve sürdürülebilir olmadığı baronların itiraz ettikleri ve sorumluluk almak istemedikleri programlardan vazgeçilecek. Bunu ödeyebilmek için halk ve iş hayatını vergilendirince yeterli yatırım sermayesi bulunamıyordu. Bu da tabii iş hayatının yatırım yapma gücünü, arzusunu azaltıyor.
ABD güçlü olunca vatandaşlarının alım gücü artacağından ithalat yapma gücü artacak.
[4] Bu ifadeler şunu açıkça anlatıyor: Hatta zımnen itiraf ediyorlar. Demek ki Kenedy’in sonunu hazırlayanlarda bunlar.
[5] //www.dunyabulteni.net/manset/384911/kaliforniyadan-ayrilik-icin-ilk-adim