Haberin Kapısı

Müslümanların Gökyüzü ve Uçma Özlemi

BİLİM TEKNOLOJİ

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetnâme isimli eserinde astronomi ve uzaya ait geniş bilgiler yer alır. Hezârfen Ahmet Çelebi bir kanatla Galata Kulesi’nden Üsküdar Doğancılar’a kadar uçmayı başarması, Lâgari Hasan Çelebi’nin 70 kilo kadar ba­rutun roket-fişeğin ateşlenmesi ile havalanması gökyüzü ve uçma merakını gösterir.

Müslümanların gökyüzüne olan büyük ilgileri, Türk devlet hayatında da kendi­ni gösterir. Bu kapsamda, Türk devletlerinin bayraklarında gökyüzündeki varlıklar yoğun olarak yer almıştır. Örneğin Avrupa Hun İmparatorluğu, Gazneli Devleti ve Büyük Selçuklu İmparatorluğu bayraklarında kuş resmi bulunmaktadır. Keza Sel­çuklu dönemi mezar ve kümbetlerde de benzeri işaretler yaygındır. Konya İnce Minare, Erzurum Camisi’nde bulunan kartal kabartmaları bunlardan­dır. Günümüzde de bazı Türk devletlerinin de bayraklarında ay, güneş ve yıldız gökyüzüne olan ilginin yansımalarıdır. Çift başlı kartal Selçukluların sembolü olmuştur. Bütün bu izler Türklerin havacılığa olan özlemini ifade ettiği gibi aynı zamanda değer verdiği kutsallarını yüksekte tutma kültürü­nün de bir sonucudur (Genkur 50.Yıl: 17, 50, 172, Yalçın 2017: XV, Yalçın 2008: 1).

Resim 1. İstanbul'da ilk Balon 1785 Osmanlıda Uçma Teşebbüsleri

Türk havacılığının tarihi oldukça eskidir. Gökyüzünü araştırmaya yönelik, uçuş ve astronomi alanında önemli çalışmalar yapılmıştır. Cevheri, 1002-­1010 yılları arasında Nişabur Ulu Cami’nde uçmaya teşebbüs etmiştir. Ka­natlar Cevherî’yi taşıyamamış ve şiddetle yere çarparak vefat etmiş ve ilk Türk hava şehidi kabul edilmektedir.

Türk havacılığında Doğulu Siracettin’in 1159’da İstanbul’da yaptığı uçuş ikinci olaydır. Bir şenlikte, uçacağını iddia etmiş ve kanat takarak kendini hipodromda, çok yüksekten aşağıya bırakmıştır. Bir süre havada süzülüp yere çakılmış ve hayatını kaybetmiştir (Yalçın 2009: 3,4, Öztuna vd. 1971: 18).

Osmanlı İmparatorluğu zamanında Hezârfen Ahmet Çelebi bir kanatla Galata Kulesi’nden Üsküdar Doğancılar’a kadar uçmayı başarmış ve Sul­tan IV. Murat tarafından ödüllendirilmiştir. (Danışman 1971: 288,289). Son zamanlarda Hezarfen Ahmet Çelebi’nin uçuşunu temsil eden rölyef, New York’un üç hava alanından biri olan JFK Havalimanına terminalinin en çok görünen bölgesine işlenerek bu tarihi uçuşun dünyaya tanıtımı yapıl­mıştır (ensonhaber:22.09.2016; airnewstimes.com:22.09.2016; star.com.tr: 22.09.2016; Star Gazetesi 25.01.2015:1)

Resim 2. Hazerfen Rölyefi ABD JFK Terminali (Star Gaztesi:25.01.2015)

Bu dönemdeki bir diğer gelişme; Lâgari Hasan Çelebi’nin 70 kilo kadar ba­rutun itme gücüyle desteklenen roket-fişeğin ateşlenmesi ile havalanmasıdır. Lagari bu yükselişle Sarayburnu’ndan Sinanpaşa Kasrı önünde yine paraşüt benzeri bir sistemi kullanarak denize inmiştir. Sultan IV. Murat tarafından ödüllendirilmiştir (Yalçın 2004: 1,2, Kansu vd. 1971: 35-40).


Resim 3. Evliya Çelebi nin Seyahatnamesinde Uçuş

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetnâme isimli eserinde astronomi ve uzaya ait geniş bilgiler yer alır. 19. yüzyılda Trabzon’un Of kasabasında ya­şayan Veli Direko ile yakın arkadaşı Ahmet Hoca’nın kuşların kanadından esinlenerek yaptıkları kanatla uçtukları bilinir. 1861 yılında Bebekli Atıf Bey’in kanat takarak Bebek halkına uçacağını söylemesi ve bir süre sü­züldükten sonra düşmesi, Türk havacılık tarihinde yer almaktadır (Yalçın 2008: 3, Kansu vd. 1971: 88).

Türk zabiti olan Mehmet Rüştü’nün 1897 yılında aldığı balonculuk eğitimi, Türk havacılık tarihi bakımından eğitim alanında ilktir. Mehmet Rüştü ilk Türk askerî havacısıdır (Hava Mecmuası 15 Mayıs 1927: 134, Kansu vd. 1971: 67).

Osmanlı Askeri Havacılığının Kuruluşu ve Yapılandırılması

18. asır balonların çağı olmuştur. 1783’de Montgolfier Kardeşlerin ilk balon uçuşundan iki yıl sonra bir İranlı ve iki Türk İstanbul’dan Bursa’ya balon uçuşu yapmıştır. Bu balon, Sultan I. Abdülhamit tarafından Ayasoyfa’da halkın gelişmelerden haberdar olması için teşhir ettirilmiştir (Yalçın 2008: 11). Türk yöneticilerin, havacılıktaki gelişmelere oldukça ilgi gösterdikleri anlaşılmaktadır.

Balonlar imalatından itibaren sık aralıklarla Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentinde görünmesine rağmen (Kansu vd. 1971: 61-67), balona karşı yeterince istekli davranmayan Osmanlı idarecileri, uçakların yüzyılı olarak tanımlayabileceğimiz 20. yüzyılın başında ortaya çıkan uçağa büyük bir ilgi göstermiştir.

Osman Yalçın

Osmanlı imparatorluğu Dönemi Türk Askeri Havacılığı

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.