Haberin Kapısı

Şeyh Fahrettin Arnasi'nin "İsâğûcî fi’l-Mantık" Eseri

BİLİM TEKNOLOJİ

Şeyh Fahrettin El-Arnasi'nin Îsâğûcî adlı eseri mantık ilmi ile ilgilidir. Medreselerde icazet almak için mutlaka okunması ve öğrenilmesi gereken bazı ilimler vardır. Bunlardan biri de mantıktır. Mantık ilmini ana hatlarıyla ilim erbabının istifadesine sunan ve son derece faydalı olan Îsâğûcî risalesi, küçük boy 60 sayfadan ibarettir.

İsminden de anlaşıldığı üzere Şeyh Fahreddin'in Îsâğûcî adlı eseri mantık ilmi ile ilgilidir. Îsâğûcî kavramı aslında üç kelimeden meydana gelmiştir. Birincisi, "sen" anlamındaki "îs"; ikincisi, "ben" anlamındaki "ağû"; üçüncüsü ise "burada" anlamındaki "icî". Buna göre Îsâğûcî'nin toplu anlamı "ben, sen, burada" şeklindedir. Mantıkçılar sonradan bu kavramı külliyat-ı hamse yani "nevi' ", "cins", "fasl", hassa ve "araz-ı amm" için kullanmışlardır. Tek kelime haline gelen bu bileşik kavramın mantıkta kullanılmasının nedeni hakkında değişik rivayetler vardır. Bazılarına göre filozoflardan biri, bahsi geçen külliyat-ı hamseyi Îsâğûcî adında bir adamın yanına bırakmıştı. Adam, bunları okuyup inceliyor ancak bir şey anlayamıyordu. Daha sonra filozof, adamın yanına gitti ve kendisine "ey Îsâğûcî!, ey Îsâğûcî!" diye seslenerek ona külliyatı anlatıyordu. İşte bundan dolayı bu külliyata Îsâğûcî adı verildi. Bazılarına göre Îsâğûcî, bu külliyatı bulup düzenleyen filozofun kendi adıdır. Bazılarına göre ise Îsâğûcî, beş yaprağı bulunan bir gülün adıdır. Bu ad, beş yapraklı güle benzemelerinden dolayı söz konusu beş külliyata bu ad verilmiştir.[1]

Bir kişinin medreselerde icazet almak için mutlaka okuması ve öğrenmesi gereken bazı ilimler vardır. Bunlardan biri de mantıktır. Mantık, insanın doğru düşünmesini ve dolayısıyla doğru konuşup yazmasını sağlayan önemli bir bilim dalıdır. Onun için Mantık ilmi de medreselerde sarf ve nahiv ilimlerinden sonra kolaydan zora doğru kademeli olarak okutulmaktadır. Mantığın ilk okutulan kitabı Îsâğûcî ve onun şerhi Muğni't-Tullâb'dır.[2] Genelde öğrenciler, medreselerde Îsâğûcî kitabını ezberlerler. Dolayısıyla medrese uleması bu konuya önem vermiş ve birçok âlim, Îsâğûcî adı altında eser yazmıştır. Yani bu isimle eser yazmak, sanki bir gelenek haline gelmiştir. Örneğin Molla Halil Siirdî'nin[3] de aynı adı taşıyan bir eseri vardır. Hemen her dalda eser yazan Molla Fahreddin de yine aynı isimle bu eserini telif etmiştir. Bildiğimiz kadarıyla Molla Fahreddin'in bu eseri bu adla yazılan son eserdir. Müellifin, bu eserinde, daha önce yazılanların eksiklerini tamamladığını, tenkit edilecek yönlerinden kaçındığını dikkate alırsak bu eserin öncekilerden daha kapsamlı, daha faydalı, daha pratik ve öğrenilmesi daha kolay olduğunu söyleyebiliriz.

Müellif, eserin başında "bilgi"nin (ilmin) tanımını yapıp kısımlarını belirttikten sonra "dilalet" kavramını, bundan sonra "kavl-i şarih/tanım, ta'rîf"i ve özelliklerini açıklamakta, bunun akabinde mantığın temel konularına geçmektedir. Bunlardan kadiyye (önerme) ve hükümlerini, tenakuzu (çelişkiyi), müstevi aksi (düz döndürmeyi), aksu'n-nakîdi (ters döndürmeyi), şartiyyatın telazümünü (Şartlı gerektirmeleri) açıkladıktan sonra kıyasa, kıyasın kısımlarına ve kıyasla ilgili hükümlere yer vermektedir. Burada kıyasın, burhân, cedel, hitâbet, şiir ve muğalata olmak üzere beş kısma ayrıldığını, burhânın da "burhân-ı limmi" ve "burhân-ı inni" olmak üzere iki çeşit olduğunu belirtmekte ve risalesini, teberrüken, Allah'ın yoluna davet mesajını içeren ayet-i kerimeyi örnek göstererek şu ifadelerle bitirmektedir:

والعمدة من الصناعات الخمس البرهان قيل في قوله تعالى:"أدع إلى سبيل ربك بالحكمة والموعظة الحسنة وجادلهم بالتي هي أحسن" إن الحكمة إشارة إلى البرهان والموعظة الحسنة إلى الخطابة وجادلهم إلى الجدل. فيكون

كلّ من هذه الثلاثة معتمدا عليه فى الدعوة

"Yukarıda belirtilen beş edebî sanatın temel olanı "burhan" dır. Allah Teâlâ'nın

"Rabbinin yoluna hikmet ve güzel nasihatle çağır ve onlarla (müşriklerle) en güzel metodla mücadele et"[4] meâlindeki ayet-i kerimede geçen "hikmet" ifadesi "burhan" a, "güzel nasihat" ifadesi "hitabet" e, "onlarla mücadele et" ifadesi ise "cedel" e işaret ettiği söylenmiştir. O halde bu üç metot da Allah'ın yoluna davet etmekte geçerli yöntemlerdir."

Mantık ilmini ana hatlarıyla ilim erbabının istifadesine sunan ve son derece faydalı olan Îsâğûcî risalesi, küçük boy 60 sayfadan ibarettir. Abdurrahman Erzen elFindikî ve Muhammed Nezîr et-Tûrî el-Halîlî, eserle ilgili birer takriz yazmışlardır. Ayrıca Muhammed Nezîr el-Halîlî et-Tûrî, eseri tashîh etmiştir. Müellif tarafından haşiyelerle açıklanan eserin birinci baskısı, 1963 yılında Tarakki matbaasında basılmıştır. İkinci baskısı ise tarihsiz olarak, Hanefiyye Matbaası-İstanbul’da basılmıştır.

Muhammed Latif ALTUN

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı

---------------------------

[1] El-Ebherî, Esîri’d-Dîn el-Mufaddal b. Ömer b. el-Mufaddal (v. 663/1264), Muğni’t-Tullâb, Salah Bilici Kitabevi, Beyazıt, İstanbul, Tsz., s. 11, 12.

[2] Muğni’t-Tullâb kitabının müellifi: el-Ebherî, Esîri’d-Dîn el-Mufaddal b. Ömer b. el-Mufaddal (v. 663/1264) dır.

[3] Adı Molla Halil b. Molla Hüseyin b. Molla Halid es-Siirdî el-Ömerî el-Kürdî eş-Şâfiî (1164/1750)

yılında Bitlis’in Hizân ilçesinin Külpîk (Süttaşı) köyünde doğmuştur. Kuzey Irak ve Doğu bölgesinin çeşitli yerlerinde okuyan Molla Halil, Molla Yahyaî’den ilmî icazetini almıştır. İcazet aldıktan sonra, Siirt’te 30 yıla yakın ders vermiştir. İslami ilimlerin yanı sıra, alet ilmi diya adlandırılan nahiv ve sarf ile ilgili kitapları bulunan Molla Halil’in, bu gün dahi medreseye başlayan talebenin ilk okuduğu kitap, Molla Halil’in Nehcü’l-Enâm isimli kitabıdır. Doğu bölgesinin birçok aliminin icazet silsilesinde ismi geçen Molla Halil, (1259/1843) senesinde Siirt'te vefât etmiş ve burada defnedilmiştir.

[4] Nahl, 125.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.