Haberin Kapısı

Şeyh Fahrettin Arnasi'nin "Keşfu'l-Ğıtâ Hâşiyetu İmtihâni'l-Ezkiyâ" Eseri

BİLİM TEKNOLOJİ

bu eser, İmtihâni'l-Ezkiyâ adlı eserin haşiyesidir. “Zekileri İmtihan Etmek” anlamındaki “İmtihâni'l-Ezkiyâ”, Nahiv ilmi ile ilgili olup, Molla Fahreddin “Keşfu'l-Ğıtâ” yani perdeyi kaldıran adını verdiği eserini yazarak “İmtihâni'l-Ezkiyâ’nın zor yerlerini açıklamış, böylece eserden yararlanılmayı kolay hale getirmiştir.

İsminden de anlaşıldığı gibi bu eser, İmtihâni'l-Ezkiyâ adlı eserin haşiyesidir. “Zekileri İmtihan Etmek” anlamındaki “İmtihâni'l-Ezkiyâ”, Nahiv ilmi ile ilgili olup meşhur Osmanlı ulemasından olan ve Birgivî lakabı ile tanınan Muhammed b. Pîr Ali (v. 981/1573) nin, Kâdı Beyzâvî'ye ait Lubâbu'l-Elbâb adlı eser üzerine yazdığı bir şerhtir. Lubabu'l-Elbâb ise, İbn Hacib (v. 646/1248) tarafından telif edilen meşhur nahiv kitabı el-Kâfiye’nin özetidir. İmtihâni'l-Ezkiyâ, özetin özeti niteliğindeki Lubâbu'lElbâb’ı açıklamakta, gereken bilgileri ilave etmekte, örnekler vererek konuyu zenginleştirmekte, böylece anlaşılması zor olan bu eserin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Ancak imam Birgivî, eserlerini genelde çekici ve kolay anlaşılır bir üslupla yazdığı halde bu eserin birçok yerinde bu ilkesini bozmuş ve eserin ismine uygun olarak zekâsıyla temayüz etmiş olanları imtihan edercesine derin konulara değinmiş ve bu konuları da anlaşılması zor ibarelerle ifade etmiştir.

Medreselerde belli seviyeye gelmiş ilim talebeleri, İmtihâni'l-Ezkiyâ’daki bu zor yerleri belirleyerek yeri geldikçe rakiplerine soruyor ve onları susturarak kendilerine üstünlük sağlamaya çalışıyorlardı. İmtihâni'l-Ezkiyâ’nın o kadar zor ibareleri vardır ki her hoca bu ibareleri çözemiyor ve okutamıyordu. Bu eseri, ancak Molla Fahreddin gibi belli başlı âlimler okutabiliyordu. İşte Molla Fahreddin “Keşfu'l-Ğıtâ” yani perdeyi kaldıran adını verdiği eserini yazarak “İmtihâni'l-Ezkiyâ’nın zor yerlerini açıklamış, böylece eserden yararlanılmayı kolay hale getirmiştir. Nitekim kendisi eserin başında şunları söylemektedir.

"هذا ما اشتدّت إليه حاجة المتفهمين لامتحان الأذكياء من حواش نفيسة تكشف عنه الغطاء فتراه العيون

حتى العين العوراء وتدنى ثمراته فتناوله الايدى حتى اليد الشلاء"

“İşte bunlar, İmtihanu'l-Ezkiya’yı anlamak isteyenlerin şiddetle ihtiyaç duydukları nefis haşiyelerdir. Bunlar, adı geçen eserden perdeyi öyle kaldırıyor ki artık onu kör olanlar dâhil bütün gözler görebilir, meyvelerini öyle yaklaştırıyor ki felç olanlar dâhil bütün eller onlara ulaşabilir.”

Keşfu'l-Ğıtâ da, müstakil bir eser değil, haşiye olduğu için onu da İmtihânu'l Ezkiyâ ve Lubbu'l-Elbab ile birlikte bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. Bu eserler bir bütün olarak hemen hemen nahvin bütün konularını içermektedir. Kelimenin tanımı ile başlayan eser, fiil ve ismin özelliklerini, i'rab çeşitlerini, marfuât ve mansubât kısımlarını ihtiva etmekte “nida” konusunu açıklamakla son bulmaktadır. Molla Fahreddin, rabbinin ارجعى الى ربك nidasına uyarak dar-ı bekaya irtihal ettiği için yazdığı son konu başlığı da Münâdâ olmuştur.

Eserin başında, Prof. Dr. Ahmed Turan Arslan'ın İmtihânu'l-Ezkiyâ ve haşiyeleri ile ilgili bir değerlendirmesi ile Yahya Abdurrahman el-Abbasi'nin “Keşfu'l-Ğıtâ” ile ilgili bir takrizi bulunmaktadır. Eser, büyük boy 436 sayfadan ibaret olup 2006 yılında Hanefiyye Matbaası-İstanbul’da basılmıştır.

Muhammed Latif ALTUN

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.