Haberin Kapısı

Türkiye’nin İlk Uçak Sanayi Hamlesi Nasıl Çöktü?

BİLİM TEKNOLOJİ

Türkiye1936 yılında üretilen tek motorlu uçağın ardından 1938 yılında Türkiye’nin ilk yolcu uçağı NUD-38 üretildi. 1944 yılında bu uçaklar dünya havacılığı A Sınıfına alındı. Kayseri'deki Fabrikada 10 yılda 5 ayrı tipte 134 adet uçak üretilirken başarılı bir şekilde giden Türkiye’nin uçak sanayi hamlesi neden çöktü?

Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında uçak fabrikasının kurulması öncesinde ilk uçak Türk Havacılığının sembol ismi olan ve günümüzde üretilen Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağına adı verilen Vecihi Hürkuş tarafından üretildi. İstanbul’daki Tayyare Mektebinden Pilot Astsubay olarak mezun olan Vecihi Hürkuş, Birinci Dünya Savaşına katılması sonrasında 1918 yılında Yeşilköy’deki 9. Harp Tayyare Bölüğünde görev aldı. Kurtuluş savaşı sırasında önemli keşif ve destek uçuşları yapan Hürkuş’a kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verildi. TBMM’den üç kez takdirname alan Hürkuş, üç takdirname alan tek kişi olarak biliniyor. Edirne’ye yanlışlıkla inen bir yolcu uçağını kurtaran Vecihi Hürkuş, hizmetleri karşılığında uçağın kendisine verilmesi ile uçak üretme fikri aklınca canlandı. İzmir Seydiköy Hava Mektebi’nde uçak yapım çalışmalarını sürdüren Hürkuş, 1924’te Yunanlılardan ganimet olarak ele geçirilen motorlardan yararlanarak “Vecihi K-VI” adını verdiği ilk Türk uçağını üretir.

TÜRK HAVA KURUMU (THK)’NUN KURULMASI

Türk Hava Kurumu, Cumhuriyet'in ilanından 16 ay sonra 16 Şubat 1925'de  Mustafa Kemal Atatürk'ün emirleriyle "Türk Tayyare Cemiyeti" adıyla kurulmuştur. Cemiyet'in kuruluş amacı; Türkiye'de havacılık sanayisini kurmak havacılığın askeri, ekonomik, sosyal ve siyasal önemini anlatmak; askeri, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelişmesini sağlamak; bütün bunlar için gerekli araç ve gereci hazırlamak; personeli yetiştirmek ve Uçan Bir Türk Gençliği yaratmaktır. THK’nun kurulması sonrasında düşünülen çalışmaların yapılması için halktan bağış toplanmaya başlandı ve hazırlanan bir madalya tüzüğü ile yapılan bağışa göre altın, gümüş ve elmas dağıtıldı. Bunun yanında 10 Bin Lira ve üzerinde bağış yapanların isimlerinin alınacak uçaklara verilmesi kararlaştırıldı. İlk olarak 10 Bin Lira gönderen Ceyhan ilçesinin adı alınan ilk uçağa verilmiştir.

İLK UÇAK FABRİKASININ KURULMASI

Mustafa Kemal Atatürk THK’nın Kurulmasından yaklaşık 8 ay sonra uçak fabrikası kurulması için talimat verdi. Bunun hemen sonrasında Alman Junkers firması ile ortaklaşa olarak 15 Ağustos 1925 yılında Kayseri’de Tayyare, Otomobil ve Motor Anonim Şirketi (TOMTAŞ) kuruldu. Şirketin sermayesi 7 Milyon Alman Markı olarak belirlenirken taraflar arasında eşit olarak paylaştırıldı. Fabrikanın kurulduğu bölgede elektrik bulunmazken demiryolu hattı da yoktu. Yapılan planlamada 1926 yılı sonrasına doğru fabrika uçak tamiri yapabilir hale getirilecek, 1927 yılı içerisinde ise uçak üretebilir hale getirilecekti. Yapılan çalışmalar sunucunda ilk yıllarında Bakım, onarım, birleştirme yapan fabrika 1930 yılında revize edilerek uçak üretim merkezi haline getirildi. Fabrikada 10 yılda 5 ayrı tipte 134 adet uçak üretildi. Fabrikada 120 Alman ve 240 Türk işçisi görev yaptı. Sonrasında Alman Junkers firması ile yaşanan anlaşmazlıklar sonucu sözleşme feshedildi.

İLK HAVACILIK OKULLARI

Yapılan bu çalışmalar sonrasında yurt dışına yaptığı gezilerde Alman ve Fransız fabrikalarından etkilenen Vecihi Hürkuş, 1930 yılında İstanbul Kadıköy’de kendisine bir atölye kurdu. Burada 3 ay süren çalışmaları sonrasında ilk sivil uçak olan Vecihi K-XIV’yi üretti. Bu uçağa uçuş sertifikası almak için çok uğraşan Vecihi Hürkuş, Türkiye’de bu sertifikayı verecek yetkinlikte kimse olmayınca uçağı sökerek Çekoslavakya’ya götürmüş ve buradaki uçuş ve incelemeler sonrasında sertifikayı almıştır. Hürkuş uçağının atıl kalmaması için uçağını Posta servisine hibe etmiştir. Sonrasında 1932’de ilk Türk Sivil havacılık Okulu

UÇAK SANAYİSİNE GİRİŞ

Türk Hava Kurumu’nun henüz uçak üretebilecek seviyede olmaması ve alınan uçakların paralarının halktan toplanması ekonomik ve ticari bazı adımlar atılmasını da zorunlu kıldı. Bu şartlarda İlk Türk Demiryolu Mütaahhidi olan Nuri Demirağ, uçak sanayisinin önemini anlayarak bu alanda atılımlar yaptı. İlk iş olarak 10 yıllık bir plan hazırlayan Demirağ, 1936 yılında bugün Beşiktaş’da Barbaros meydanındaki deniz müzesinin hemen yanında, ülkemizin ilk özel sermayeye ait olan uçak fabrikasını kurdu. Bu adımın hemen sonrasında bugün Atatürk Havalimanı olarak kullanılan Yeşilköy’deki çiftliği Havaalanı ve fabrika yapmak için satın aldı. Aynı zamanda bu arazide Gök Okulu Kurarak 290 öğrenci yetiştirdi. Demirağ daha sonra Beşiktaş ve Yeşilköy’deki fabrikalarında çizim ve projelendirme çalışmaları için Selahattin Reşit Alan’ı görevlendirdi. Burada yapılan çalışmalar sonrasında 1936 yılında üretilen tek motorlu uçağın ardından 1938 yılında Türkiye’nin ilk yolcu uçağı NUD-38 üretildi. 1944 yılında bu uçaklar dünya havacılığı A Sınıfına alındı. NUD – 38 saatte 325 kilometre hız yapabilen ve bin kilometre uçabilen bir uçak olarak üretildi. Bu uçaklar THK’nın almaktan vazgeçmesi üzerine bir bölümü Hollanda’ya ambulans uçak olarak satıldı.

THK UÇAK ÜRETMEYE BAŞLADI

Türk Hava Kurumu 1936 yılından itibaren Akköprü’de kurduğu atölye ile hafif uçak ve planör üretmeye başladı. Daha sonra bu atölye fabrika haline getirilerek Ankara Etimesgut’a taşınmıştır. 2. Dünya savaşı sırasında Nazi zulmünden kaçan çok sayıda Polonyalı mühendis Türkiye’ye sığınmış ve bu mühendisler sayesinde Alman Sanayisinin inceliklerinden yararlanıldı. Etimesgut’ta bulunan fabrika üretim merkezi olurken THK il önemli başarısını THK-5A ile gösterdi. Üretilen 6 yolcu kapasiteli nakliye uçağı Paris’taki fuarda büyük ilgi gördü ve Danimarka’dan sipariş aldı. Böylece THK ilk uçak ihracını yaptı. 1950 yılındaki ekonomik krize kadar THK, THK-1’den THK-16’ya kadar değişik tiplerde uçaklar üretti.

1950’LERDE NELER OLDU?


Peki ne oldu da bu kadar başarılı bir şekilde giden Türkiye’nin uçak sanayi hamlesi çöktü. Merak edilen bu konu hakkında ise bilgiler şu şekilde. İkinci Dünya savaşının sona ermesi ile 1950’de başlayan büyük ekonomik kriz sırasında ABD ve Sovyetler iki büyük güç oldu. Avrupa savaşın getirdiği zarar ile zor bir dönemden geçerken Sovyetler Komünizm propagandası yapmaya başladı. Doğu Avrupa ve Yunanistan’da önemli bir etkinlik yaratan Sovyetlere karşı ABD ilk olarak Truman Doktrini’ni devreye soktu. Bu kapsamda Yunanistan ve Türkiye’ye 400 Milyon Dolar para yardımı yaptı. Türkiye’ye 100 Milyon Dolar gelirken bu paranın büyük bir bölümü hava kuvvetlerine harcandı. Bu yardımın sonrasında Türkiye Marshall planı kapsamında para ve büyük miktarda sanayi yardımı aldı. 1950 yılında, özellikle ABD askeri Marshall yardım projesi nedeniyle, yeterli siparişi ordudan alamayan THK, mali zorluklara düştü. Haziran 1952 tarihinde faaliyetlerine son verip Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’na devredilmiştir. 1952 – 54 yılında MKE, Türk Hava Kurumu THK’nın geliştirdiği, aralarında Model 3 olarak yeniden adlandırılan Mehmetçik‘in de bulunduğu 6 ayrı modeli imal etme kararı aldı. Aynı yıl ABD, Lockheed T-33 tipi jet eğitim uçaklarını Türk Hava Kuvvetleri’ne hibe etmesiyle projenin uygulanmasından vazgeçildi. 1956 yılına kadar mevcut uçak üretim projesine devam eden fabrikada, 1962 yılında tüm havacılık faaliyetleri durdurulmuştur.

Vecihi Sivil Tayyare Mektebi’ni kurdu. Okulda İlk Türk kadın pilot Bedriye Gökmen ile birlikte 12 pilot yetiştirdi.

Emperyalizmin yerli işbirlikçisi İNÖNÜ, uçak sanayiini yok ediyor... İnönü, Lozan'da İngilizlere verdiği "Savaş sanayii kurmayacağız" sözünü tuttu...

İnönü, Nuri Demirağ’ın uçak fabrikasını dağıttı. Yeşilköy’ü metrekaresini bir kuruştan istimlak etti, Demirağ’ın elinden aldı

Yer: İşadamı Nuri Demirağ’ın Yeşilköy’deki Gök Okulu… Diyalog, Nuri Demirağ ve Cumhurbaşkanı Milli Şef İsmet İnönü arasında geçiyor…

İSMET İNÖNÜ: Nuri Bey, her şey çok mükemmel, daha ileriye gitmek için niçin devletle işbirliği yapmıyorsunuz?

NURİ DEMİRAĞ: Teşekkür ederim. Senelerdir söylediğiniz hususta uğraştım. Fakat başaramadım. Devlet mensupları benden rüşvet istiyorlar. (Bu söz üzerine İnönü bozuldu)

İNÖNÜ: İspat eder misin?

DEMİRAĞ: İspat ederim. Müsaade ederseniz evrakları getireyim, (diye yazıhaneye geçti) İNÖNÜ: (yanındaki zevata dönerek) Zenginliği başını döndürdü. Havaalanını istimlak edin. Uçakları sattırmayın… dedi.

Nuri Bey içeriye girdiğinde İnönü ayağa kalkmış, kapıdan çıkarken karşılaştılar. Bir şey söylemeden otomobiline binerek ayrıldılar..

Bu kan donduran diyalog ve açıklama, İstanbul eski milletvekili ve ÖDP eski genel başkanı Ufuk Uras’ın merhum babası emekli albay Hasip Uras tarafından yazılan bir kitaptan alındı: ‘Hayat Bir Tecrübedir’. Kitapta son derece ilginç bir kişilik olan Hasip Uras’ın anıları ve mücadelesi yer alıyor.

Kitapta cumhuriyetin ilk girişimcilerinden, ilk uçak fabrikasının kurucusu Nuri Demirağ ile dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü arasında 68 yıl önce yaşanan çok çarpıcı bir rüşvet diyalogu anlatılıyor: “Divriğili Nuri Demirağ, 1937’de birçok ilde bile olmayan ortaokulu ilçesine yaptı. Bu ortaokuldan pekiyi ile mezun olan sekiz öğrenciyi pilot okuluna aldı, ağabeyim bunlardan biriydi. Beşiktaş ve Yeşilköy’de tayyare atölyesi kurdu. Divriği’de kuracağı gök okulu için havaalanı sahası, fabrika ve santral yeri aldı. Yeşilköy’de Gök Okulu kurdu. Balkan devletlerine planörler sattı. Okul tayyareleri yaptı. Almanlardan sonra dünyada en iyi uçağını Demirağ yapıyordu.

Ağabeyi Kemal Uras’ın babasına gönderdiği mektupta Demirağ ile İnönü arasındaki diyalog, ilk kez bu kitapta yer alıyor:

“Babacığım size üzücü bir haber vereceğim. Cumhurbaşkanımız geldiler. Havaalanını ve okulu gezdiler. Herşeyi beğendiler. Nuri Bey’in odasına geçildi. Nuri Bey, yaptığı işleri bir bir Cumhurbaşkanımıza ve yanındaki kişilere arzetti. Sonunda şöyle konuşma geçti:

İSMET İNÖNÜ: Nuri Bey, her şey çok mükemmel, daha ileriye gitmek için niçin devletle işbirliği yapmıyorsunuz?

NURİ DEMİRAĞ: Teşekkür ederim. Senelerdir söylediğiniz hususta uğraştım. Fakat başaramadım. Devlet mensupları benden rüşvet istiyorlar.

Bu söz üzerine İnönü bozuldu.

İNÖNÜ: İspat eder misin?

DEMİRAĞ: İspat ederim. Müsaade ederseniz evrakları getireyim, diye yazıhaneye geçti. İnönü yanındaki zevata dönerek, ‘Zenginliği başını döndürdü. Havaalanını istimlak edin. Uçakları sattırmayın.’ dedi. Nuri Bey içeriye girdiğinde İnönü ayağa kalkmış, kapıdan çıkarken karşılaştılar. Bir şey söylemeden otomobiline binerek ayrıldılar”

Bugün Atatürk Havalimanı olarak bilinen o yer, kısa süre sonra metrekeresi bir kuruştan istimlak ediliyor. İstimlak bedelinin 40 parası satış vergisi olarak kesiliyor ve Nuri Demirağ’a metrekare başına yarım kuruşun biraz üzerinde 60 para veriliyor…. Ve devlet dünyanın en iyi uçaklarından birini yapan Nuri Demirağ'dan tek uçak bile almadığı gibi, üretilen uçakların İspanya'ya, İran'a ihraç edilmesine de engel oldu. Böylece hiç bir devlet desteği almadan kendiliğinden ortaya çıkan uçak sanayii de yok edildi... Batılı emperyalistler öyle istediği için.

Yaşar Gören

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.