Haberin Kapısı
2017-04-09 19:59:20

Bir Kemik Sızlatma Hikâyesi

Fatih Kanlı

09 Nisan 2017, 19:59

Rahmetli Erbakan Hocanın vefatından bu yana Ak Partililerde bir Erbakan aşkı depreşti ki sormayın gitsin.  Hocanın sağlığında gizli saklı köşelerde duran bu aşk birden bire alevleni verdi. Hocanın sözlerini ve sloganlarını kullanmalar, İsrail’e-Amerika’ya atarlanmalar, Avrupa Birliğine rest çekmeler yetmezmiş gibi birde Saadet Partililere “Siz Erbakan’ın yolundan çıktınız, Hocanın kemiklerini sızlatıyorsunuz” gibi serzenişler…

Yetmezmiş gibi “Siz FETÖ ile işbirliği içerisindesiniz” gibi, (safsata) Siz Batılılarla beraber hareket ediyorsunuz, Siz PKK ile aynı saftasınız, Siz CHP ile aynı saftasınız ve siz ŞİACISINIZ gibi safsatalar…

Hayretler içerisindeyim, şaşkınlığımdan kimi zamanlar cümle kurmakta bile zorlanıyorum. Bazen “burası daha önceden yaşadığım adına dünya dediğimiz yer mi?” Diye sorasım gelmiyor da değil hani…  Çünkü bu serzenişte bulunanlar;

-Hocanın sağlığında yüreğini sızlatanlar,

-Hocayı sağlığında yerden yere vuran şahıslar,

-“Parti kapatmak için parti kurulmaz” deyip ayrı bir baş çeken insanlar.

-Her fırsatta Hareket içerisinde “Lider Sultası” var deyip perde arkasından “Padişahım Çok Yaşa” diye bağıran insanlar,

-Rahmetli için “o artık ANTİKA, bir değer köşesine çekilip bir kenarda durmalı” diyenler,

-Hocamın,  Yurt içi-Yurt Dışı bazı İslam Âlimlerinin tüm ısrarlarına ve ikna çabalarına karşı Hocayı sırtından hançerleyip, Hocayı Rahmetli Üstadı Mehmet Zahid Kotku efendiden sonra ikinci defa ağlatan kimseler, (Hocanın ağlamasından dolayı Rahmetli Nermin annenin Tayyip Bey’e karşı “O na asla hakkımı helal etmiyorum” diye ifadesi de var),

-Yenilikçi Hareketin Lider kadrolarının ayrılış sürecinde Doğan Medyasında köşe kapmaları,

-Rahmetli Hocanın tüm uyarılarına rağmen “PARALELCİLERLE” iş tutmaları,

-Hocanın tüm uyarılarına rağmen 2. Körfez savaşında Türk Hava sahasında ABD li uçaklara 4990 sorti yaptırmaları,

-İsrail’in OECD ye katılımı için RED oyu vermesi gerekirken çekimser kalarak İsrail’in OECD ye üye olmasını sağlaması,

-Tayyip Bey’in Başbakanlığı döneminde Körfez Savaşında Müslümanları katleden ABD’li askerler için “Irak’ta savaşan kahraman ABD’li kahraman Bay ve Bayan askerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz” demesi,

By Recep Tayyip ERDOĞAN

The Wall Street Journal

March 31 st. 2003

-Yine bundan hemen 3 sene sonra Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün “Dünya barışı için, barışı korumak için, son 50 senede dünyada en çok Amerikalılar kendi çocuklarını feda etmişlerdir.”dedi. (//www.milliyet.com/2006/05/16/siyaset/siy03.html)

-28 İslam Ülkesinin sınırlarının değiştirilmesi projesi olan BOP’un Eş Başkanlığının üstlenilmesi,

Bu gibi örnekleri alabildiğine çoğaltmak mümkün zira kırdıkları ceviz bir değil beş değil bini aştı…

İktidarda oldukları dönem içerisinde Rakı Fabrikasının haricinde bir tane fabrika kurmayanlar her seçim öncesi ne hikmetse biran da Erbakan’ı hatırlamaya başlıyorlar. Halka “Devlet Fabrika yapmaz” gibi hastalıklı bir cümle ezberletenler, “Devlet niçin stadyum yada Spor Salonu yapar” diye sorulmasına da fırsat vermiyorlar. Zira bu soruyu sormaya kalkıştığınız anda konjektüre göre “Ergenekoncu” yahut “Fetöcü” olma olasılığınız çok yüksek.

Ellerinde ki Medya gücü vasıtasıyla beyinleri öyle bir uyuşturuyorlar ki, halk ne kapatılan tütün fabrikalarından haberi var nede yabancı sermayeye satılan fabrikalardan, sanayi kuruluşlarından haberi var. Kurulan kâğıt fabrikaları, tütün fabrikaları, şeker fabrikaları, çimento fabrikaları, dokuma fabrikaları vd. sanki mitolojilerde kalmış günümüz çağını yansıtmayan bir “mit” ya da “efsanevi” şeyler gibi duruyor artık.  Yeni neslin asla görmediği ve bu şekilde gidecek olursa da asla göremeyeceği fabrikalar zamanla artık AVM’lere yada yeni yapılacak residence’lara arazi olacak rant kapısı olacak.

Zamanla üretimin tamamıyla yabancı sermayenin eline geçmesi ve kendi öz kaynaklarımızın tamamen elimizden çıkması ülkemizi tam anlamıyla 3.Dünya ülkesi haline getirecek, borç/faiz ödemeleri devasa noktalara geldiğinde Devlet borçlara yetişemediği bir zaman diliminde artık yavaş yavaş topraklarımız da elimizden çıkmaya başlayacak.

Savaşlar artık 20. Yüzyılda olduğu gibi tankla tüfekle yapılmıyor, Devletler ve Devletleri idare eden mekanizmaların içerisine yerleştirdiği klikler vasıtasıyla ve tersinden algı ile yürütülüyor. Bu süreç içerisinde dost bildiklerinizin kimileri hain, hain bildiklerinizin çoğu ise dost çıkabiliyor. İşte Ak Parti içerisinde ve Siyaset arenasında ki tabanı etkili olan ve ülkede Sosyolojik karşılığı olan Siyasi hareketler içerisinde böyle bir durum söz konusudur. Geçen yazılarımda ısrarla vurguladığım Ak Parti ve Devlet içerisinde kritik noktalara yerleştirilmiş olan bazı CIA destekli “Fetöcü” ve Soros destekli “Pelikancı” yapılanmalar Devleti için çıkılmaz bir noktaya doğru sürüklüyorlar. Ne yazık ki bunlara karşı refleks göstermesi gereken sosyolojik tabanı olan siyasi yapılanmalar ellerinde ki bir takım medya gücünü kullanmıyorlar tam aksine kullanmak yerine daha da zayıflatılması için ellerinden geleni yapıyorlar.

Erbakanın en büyük ideali olan ilk önce “Yeniden Büyük Türkiye” sonrasın da ise “Yeni Bir Dünya” ideali mevcut şartlar içerisinde şuan da gerçekleşebilmesi maalesef mümkün gözükmüyor. Zira “Büyük” olmanın ve “Yeni bir Dünya” kurmanın yolu kendi öz kaynaklarıyla üretim ve sanayileşmekten geçer. Bunun yanında manevi kalkınmayı da sağlayabilmek gerekmektedir. Ancak Türkiye bugün her ikisinide gerçekleştirmekten çok uzaktadır. Ülkeyi yönetenler uygulamada Özalcı söylemde ise Erbakancıdırlar… Konuşmaya gelince mangalda kül bırakmazlar ama uygulamaya gelince Erbakanın ideallerinden fersahlarca uzaktadırlar.

AB uğruna çıkarılan yasalar, imzalanan uluslarası sözleşmeler, toplumun ahlakını bozacak her türlü uygulamaya ve fiile yol verilmesi, 7/24 TV’LERDEN evlerimizin içine akan “Ahlaksız Yayınlar” ve bunların görmezden gelinmesi, es kaza görenlerin ise ellerinde etki ve yetki olmasına rağmen sadece şikayetlenmeleri ve gerekeni yapmamaları Erbakanın bulunduğu noktadan ve ideallerinden fersahlarca uzakta hatta kıyaslanamayacak kadar uzaktadır.

Ancak her ne hikmetse her seçim dönemi İktidardan nemalanan köşeleri tutmuş yazarçizer takımı Erbakan’ın kemikleri üzerinden siyaset yapma Ahlaksızlığını, Aymazlığını, Yüzsüzlüğünü ellerinden bırakmamaktadırlar.

Sahi merak etmiyor da değilim hani; “Efendiler sizde ki bu KEMİK MERAKI VE KEMİK SEVDASI nereden geliyor?”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.