Haberin Kapısı

Öğretmen Öğrenci İlişkisi

EĞİTİM

Öğretme evrensel bir uğraştır. Öğretmen olmak kolay bir iş değildir idealist olmanın yanında büyük fedakârlıklarda gerektirir.

Herkes birbirine bir şeyler öğretir. Bu seminer , “öğretme”nin nasıl daha etkili yapılacağını, öğrencilerin bilgilendirilip, olgunlaştırılırken çatışmaları azaltıp sistemin süresinin nasıl artırılacağını anlatıyor.

Öğretme-Öğrenme sürecinin etkili olabilmesi için öğreten ve öğrenen arasında çok özel bir ilişkinin kurulması gerekir. İşte bu seminerde öğretmenin söz konusu bağlantıları sağlayabilmesine yarayacak iletişim becerilerini ele alır. Amaç, öğrencilerin büyümesi ve gelişmesidir, fakat birçok öğretmen tarafından kullanılan ve okul idaresi tarafından salık verilen öğretme yöntemleri öğrencilerin bağımlı, gelişmemiş ve çocuksu kalmalarını sağlamaktan ileri gitmez. Seminerde bütün bunların çözümünü bulacaksınız. Ayrıca etkili bir öğretmen olabilmek için neler yapmalı neler yapmamalı sıkıntılarla baş etme yöntemleri yapılan yanlışlıklar. Empati ve etkin dinleme gibi yöntemleri kullanarak başarılı bir öğretmen olma imkânı kazanacağız.

Etkili Bir Model

Okuldaki ve öğrencilerdeki problemlerden dolayı hayal kırıklığına uğrayabilir ya da problemin çözümünde başarısız görülebilir. Yapılan araştırmalara göre, onların başarısız olmadığını, tersine çoğunun öğretmenlik hakkında çok şey bildiği fakat bunu uygulamak için yeterli fırsatları bulamadığını göstermektedir. İyi öğretmen tanımları genelde çok kişi tarafından kabul edilmiş yaygın inançlara dayanır.

Mesela:

İyi öğretmen sakindir, telaşlanmaz, sinirlenmez, soğuk kanlıdır, duygularını göstermez.

İyi öğretmen önyargılı ve yanlı değildir, öğrencilere eşit davranır.

İyi öğretmen gerçek duygularını denetler ve öğrencilere göstermez.

etkili öğretmen her öğrenciye eşit davranır.

Öğretmenler birbirlerine destek olur kendi duyguları ve inançlarından etkilenmeden öğrencilere karşı cephe oluştururlar.

İyi öğretmen her şeyden önce tutarlıdır. Değişmez, unutulmaz, hata yapmaz coşkulu ve özgür bir eğitim ortamı oluşturur bu ortamı hep düzenli tutmayı başarır.

İyi öğretmen her sorunun cevabını bilir.

İşte bir öğretmen kendisini bu yaygın inanç modellerine göre değerlendirir ve kendisini başarısız kabul eder. Halbuki öğretmenler iyi ilişkiler kurduklarında rolden role geçmelerine sert davranmalarına, insanüstü ve erdemli kişiliklere bürünmelerine gerek yoktur. Aksi durumlarda en iyi öğretim tekniklerinin bile öğrencilere etki etmediği görülecektir. Sonucunda hep kendini farklı gösterme ikilem ve iç çatışma vardır. Öğrencinin gözünde de konuşması ve davranışı birbirine uyman öğretmenin hiçbir değeri yoktur. EÖE’ de (Seminerimizde) tuzaklardan kurtulup, durum ne olursa olsun gerçek bir kişi olarak davranmayı ve gerçek kendiniz olmanın yöntemini göreceksiniz.

Öğretmen ve Öğrenci Arasında İlişki

Açıklık: Her davranışta yapmacık değil doğal olma, maske takmama, dürüst olma.

Önemsenmek: Öğrenciye değer verme onu adam yerine koyma, oturup konuşma, ilgi göstererek öğrenciyi dinleme.

Birbirine ihtiyaç duymak: Öğrenci olmasa öğretmenin ne önemi var öğrenciye de öğretmen şarttır.

Birbirinden ayrı olmak:Gerektiğinde herkesin konumunu ve yapacağı işi bilmesi ve saygıda sevgide kusur edilmemesi hissettirilmeyen ince bir çizginin korunması.

İhtiyaçlarını karşılıklı olarak giderebilmek: Anlaşma sağlama karşılıklı gereksinimleri giderme birbirini anlamaya çalışma olumlu cevaplar verme.

Özelliklerini içerirse, iyi bir öğretmen-öğrenci ilişkisi kurulmuş demektir.

Yeni Model Kabuledilebilirlilik

Öğretmen-öğrenci ilişkilerinde, öğretmenlerin öğrencilerin davranışlarını kabul edip etmemeleri çok önemlidir. Kabul çizgisi değişkendir ve üç sebebi vardır;

Öğretmendeki değişiklikler,

Öğrencideki değişiklikler

Durum ve çevredeki değişiklikler,

Öğrenci davranışların kabul edilebilir ve edilemez davranışlar arasındaki ayrım, ilişkilerde ortaya çıkacak meselelerin, öğretmenler tarafından halledilmesine yardımcı olacaktır. Fakat burada öğretmen-öğrenci ilişkisinde ortaya çıkan sorun kime ait olduğunun çözülmesi gerekir. Öğretmenler kendilerini doğrudan ilgilendirmeyen, öğrencinin özel sorunları ile; doğrudan ilgilendiren sorunları ayırt etmelidir. Çünkü öğretmen kendisine şu soruları sorabilir;

Bu davranış benim üzerimde gerçek müşahhas bir etki yapmıyor mu?

Olumsuz etkilendiğim için mi bu davranışı kabul edemiyorum?

Yoksa yalnızca öğrencinin değişik davranmasını benim düşündüğüm şekilde hissetmesini istediğim için mi kabul edemiyorum?

Son soruya cevap evet ise sorun öğrencinindir; eğer bir önce ki cevap evet ise sorun öğretmenindir.Bu sorunların belirlenmesi ve ayrılması somut etki ile belirlenir. Öğrencilerin okuldan kaynaklanan ya da kaynaklanmayan birçok sorunları da vardır ve bu sorunlarla baş etmeye çalışırlar. Çünkü, öğretme-öğrenme yalnız ilişkinin sorun-yok bölgesinde etkili olabilir. Öğrencinin sorunu Öğretme-öğrenme alanı (sorun yok) Öğretmenin sorunu. Yapmacık kabul davranışı çok yanlıştır. Yargılamakta çok tehlikelidir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.