Sevmek bizim gönlümüzün gıdasıdır. Sevgi, sevgiyi çektiğinden sevilmek de gerçekleşir. Bütün insanlar, sevilmek istiyorlarsa önce sevsinler. Sevdiklerimizi sıraya koyarsak, bütün sevdiklerimizi yaratanı sevmek ilk başta gelir. Bize eş veren O. Bize aş veren O. Bize göz ve kaş veren O. Topraktan buğday çıkaran O. Ottan et çıkaran da O.
Özellikle politikacılarımız, halktan oy istemeye gitmeden önce oyunu istedikleri insanların kalbine girmeleri gerekir. Kalbe giden yol da, ceplerinden geçmez. Bütün insanların kalbini dakikada ortalama yetmiş defa attıranı ihmal edenlerin şansı Firavun gibi geçici olur. Firavun’un maddi gücünün ne kadar olduğunu bugün dahi görebiliyoruz. Dünyanın yedi harikasından biri olan Piramitler, Mısır Firavun’larının yaptıklarıdır.
Bugün hem arkeologlar hem bilim adamları henüz Piramitlerin sırlarını çözmüş değiller ve araştırmalar devam ediyor. Firavun’un bu şaheseri aynı zamanda bir zulmün anıtıdır. Otuz yılda yüz bin insan çalıştırılmış. Karın tokluğuna çalıştırılan kölelerden ölenin yerine yenisini vermişler. Firavun’un işadamlarından Karun’un zenginliğini Kur’an-ı Kerim:
“Karun, Musa’nın kavminden idi, ama onlara karşı azdı. Biz ona öyle bir hazineler vermiştik ki, anahtarları güçlü kuvvetli bir topluluğa (12 kişi) ağır geliyordu. Kavmi ona, ‘Şımarma şüphesiz Allah şımaranları sevmez’ demişti” diye haber verir. (Kasas süresi, ayet 28/76).
O gün için dünyanın en zengini Karun’u ve eğitim işlerinden sorumlu Haman’ı yanına alarak halkın önüne çıkan Firavun’la onun zulmüne karşı çıkan, halkı onun kahredici, zulmedici, aşağılayıcı kanunlarına değil, yaratan, yaşatan Allah celle celalühün kıstaslarına göre hareket etmeye davet eden ve Allah’tan başka da yardımcısı olmayan bir kardeşi, bir de elinde asası olan Musa aleyhisselamla bu Firavun’dan hangisi başarılı olabilir?
Tarih de, Kur’an-ı Kerim de Musa aleyhisselamın galip geldiğini, Firavun’un ve adamlarının denize gark olduğunu haber verir. Musa aleyhisselam hâlâ salâvat-ı şerifelerle Müslümanlar tarafından anılmaya ve örnek alınmaya devam ediyor. İmamlar, öğretmenler, komutanlar, bakanlar, başkanlar, halka hizmet derken onları önce yürekten sevmeniz gerekir. Seveceğiniz insanlar tarafından sevilmek için, seksen dört milyonun veya sekiz milyarın her biriyle görüşmeniz ve konuşmanız mümkin olmadığına göre, sekiz milyarın ve seksen dört milyonun kalbini dakikada ortalama 70 defa attıran Allah celle celalühün sevgisini kazanırsanız, kalplerin sahibi, sizi de sevdirir.
İsrailoğullarının erkek çocuklarını öldürme kararı veren Firavun’a O Allah celle celalüh, çocuk olan Musa aleyhisselamı, Firavun’a sarayında beslettiğini Kur’an haber verir:
“Onu sandığa koy ve denize (Nil Nehri’ne) bırak. Deniz onu sahile bıraksın. Benim düşmanım ve onun düşmanı onu alır. Üzerine benden bir sevgi bıraktım ki gözlerimin önünde yerleştirilesin.” (Ta-Ha süresi, ayet 20/39).
Allah’ın sevgisini kazanmak için Allah’ın gösterdiği iki yol:
“İman edip, ameli salih işleyenlere Rahman, şüphesiz bir sevgi yaratacaktır. (Herkes onları sevecek).” (Meryem süresi, ayet 19/96).
Sevgili Peygamberimiz, Rabbimiz severse sevdirir anlamında şöyle haber verir:
Allah’ın Resulü şöyle buyurdu: “Allah tebarake ve teala, bir kulu severse, Cebrail’e şöyle der: ‘Allah, filanı sevdi, sen de sev.’ Cebrail o adamı sevince bütün gökyüzünde olanlara, ‘Allah, filanı sevdi siz de sevin’ der sema ehli de onu sever ve yeryüzü halkı da onu kabul eder.” (Buhari Sahih, K. Tevhid, bab 33).
Kalplerimizi evirip çeviren Allah celle celalühtür:
“Onların kalplerini ve gözlerini evirip çeviririz.” (Enam süresi, ayet 6/110).
Sevgili Peygamberimiz şöyle dua edermiş:
“Ey kalpleri evirip çeviren, kalbimi dinin üzerinde sabit kıl.” Ebu Hüreyre şöyle sorar: “Ya Rasülellah, biz sana ve getirdiğine (Kur’an’a) iman ettik. Sen bizim hakkımızda yine korkar mısın?” deyince Allah’ın Resulü: “Evet, şüphesiz, kalpler, Allah’ın ellerinden iki eli arasındadır ve onları dilediği şekilde erip çevirir.” (Tirmizi, Sünen, K. Kader, bab 7, Ahmet, Müsned, Enes bin Malik hadisi).