Haberin Kapısı
2016-07-14 19:42:57

İnsanlığımıza Bir Kere Daha Utanalım mı?

Fatih Kanlı

14 Temmuz 2016, 19:42

Her gün gasp, hırsızlık, tecavüz, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, yetim hakkı yeme gibi bir dünya haksızlıkların ve Ahlaksızlıkların olduğu ülkemizde güzel işler de olmuyor değil aslında…

Bugün (13.07.2016) Antalya 6.Ağır Ceza Mahkemesinden bir karar çıktı. Karar, 15yaşında ki bir çocuğa önce tecavüz edip sonra da vahşice katleden 3 kişinin tutuklanarak cezaevine gönderilmesi…

İsterseniz olayın ne olduğunu anlamaya çalışalım; Dün Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe ARMAN konuyu köşesine taşıdı özetle durum şöyle;

Bundan tam 7 yıl önce 15 yaşında ki bir kız çocuğu Facebook üzerinden tanıştığı bir şahısla buluşuyor. Bu şahsın yanındaki 2 arkadaşı ile birlikte kızı oracıktan hemen kaçırıyorlar. Götürdükleri evde kıza kolundan eroin verip birde zorla alkol içiriyorlar ve kızcağıza bu 3 sapık tecavüz ediyorlar. Yetmezmiş gibi bir de öldüresiye kızcağızı dövüyorlar nihayetinde öldürüyorlar da… Cesetten kurtulmak için Isparta da arı kovanlarının olduğu bir araziye bırakıyorlar ki arılar cesedi tanınmayacak bir hale getirsin ve ortada delil filan kalmasın.

10 gün sonra aynı yerde kızcağızın cesedi bulunuyor lakin aynı dönemde öldürülen bir hayat kadını olduğu için o kişi olduğu düşünülerek kimsesizler mezarlığına gömülüyor. Ama tabi ilk önce ceset Adli Tıp’a geliyor, Adli Tıp’ın verdiği otopsi raporunda şu ilginç ifade var: “Ölüm nedeni belli değil!”  Tecavüze uğrayıp vahşice işkence gören maktulde herhangi bir ölüm nedenine rastlanmıyor! O zorla içirdikleri Alkol ve kolundan enjekte ettikleri Eroin de çıkmıyor raporda! Sadece vücudunda ki birkaç tane sperme rastlanılıyor.

İlahi Adalet tecelli edecek ya işte, maktulün ablası işin yakasını bırakmıyor ve bir kadın avukat buluyor. Avukatın ismini vereceğim Av. Sibel ÖNDER, cesur, korkusuz, azimli genç bir avukat… Ne kadar takdir edilse azdır…

Avukat adeta bir dedektif gibi iz sürüyor, ilk önce cesedin bulunduğu yerde ki lastik izleri alınıyor ve ardından Mobese kayıtlarına bakılıyor haliyle arabanın tespit edilmesi zorlaşmıyor. Arabanın kiralık olduğu ve kendi kimlikleriyle arabayı kiraladıkları anlaşılıyor. Ve doğal olarak katiller kıskıvrak yakalanıyor. Ama gelin görün ki Adli Tıbbın vermiş olduğu o rapordan dolayı bu katiller serbest bırakılıyor.

Ama avukat işin peşini bırakmıyor Sosyal Medya aracılığı ile katillerden biriyle arkadaşlık kuruyor. Sabırla azimle tam bir yıl boyunca hiç bozuntuya vermeden arkadaşlık yapıyor şahısla. Bir şekilde güvenini kazanıyor cinayeti ayrıntılarıyla öğreniyor şahıstan…

Avukat büyük olasılıkla cinayetin aydınlatılması için mahkemeden Fethi Kabir istiyor ve maktulün vücudunda ki kırıklar yeniden tespit ediliyor ve uyuşturucu, alkol kullandırıldığı tespit ediliyor. Avukatın bu mücadelesi ve “Adil Rapor’un” hazırlanması tam 7 yıl sürüyor. Koskoca 7 yıl ve rapora göre yeniden iddianame hazırlanıyor ve Dava yeniden görülmeye başlanıyor. İşte o davada bugün bir karar çıktı. Bu 3 katil tutuklanarak cezaevine gönderildi 2. Duruşma Eylülde yapılacak o güne kadar Cezaevinde yaşatırlar mı Allah bilir…

Bu vakıa maalesef ülkemizde ne ilk ne de son olacağa benziyor. Bu gibi durumlar ülkemizde her gün cereyan ediyor ve her gün yeni canlar bir veya birkaç ahlaksızın süfli arzularına kurban gidiyor. Ve maalesef ne kanunlarımızın bu konuda bir caydırıcılığı var nede toplumsal olarak Ahlaki Normlarımızın bu durumlara karşı bir caydırıcılığı var.

Önceden mahallenin kızına bile yan gözle bakılmaz ve kendi öz kardeşinin namusunu korur gibi mahallenin semtin kızlarının namusu (aynı zamanda kendi ahlakı) korunurken bugün TV dizileriyle “Amcasının karısına göz diken” insan profilleri bu ülkenin insanlarına “İdol”olarak gösterilerek “TOPLUMSAL AHLAK” dejenere edildi. Ve maalesef bu diziler bu ülkede Reyting rekorları kırdı. Toplum olarak benimsendi kabullenildi çünkü toplumun “Ahlaki Değerlerinde” yozlaşma olmaya başladı ve had safhaya çıktı. Böyle olunca da, Hırsızlık, tecavüz, gasp, adam öldürme, işkence, suiistimal ve bunlar gibi her türlü Ahlaksızlık normal ve meşru görülmeye başlanır oldu.

Özgecan Aslan, Münevver Karabulut ve bu kız çocuğu gibi örneklerin sayısı her geçen gün artmakta ve sayıları katlanmaktadır. Böyle giderse toplumsal bir çözülmenin yaşanılması kaçınılmazdır. Bu çözülme yaşandığında bir ülkenin yok olması değil bir milletin yok olması söz konusu olacaktır.

Çözüm; etkili ve yetkili kişilerin kişisel hesaplarını, ikbal sevdalarını bir kenara bırakıp toplumun en büyük kanayan yarası olan bu “AHLAK” sorununa biran evvel bir çözüm bulması gerekmektedir. İşin en önemli tarafı da çözüm bulacak Erk sahiplerinin bu “ERDEME” bu “AHLAKA” sahip olmaları gerekmektedir.

Peki, Ülkeyi idare eden bu mekanizma bu “AHLAKA” sahip mi?

İsterseniz hem bu soruya cevap niteliğinde hem de yazıya nokta niteliğinde olması için şu Hadis-i Şerif'i paylaşalım:

“Sizler nasılsanız o şekilde idare olunursunuz.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.