Haberin Kapısı
2021-02-24 20:46:51

Küresel İslami Finans Sisteminin Karşılaşacağı Sorunlar

Doğan Dursun

24 Şubat 2021, 20:46

Özellikle 2. Dünya savaşı sonrasında yaşanan yeni küresel düzen içinde İslam ülkeleri en başta ticaretin ve finansmanın kendi ihtiyaçları ve çerçevesinde olması için bazı gayretlere girişmiş, bunun neticesinde bugün 'İslam Ekonomisi Finansı' dediğimiz bir uygulama ve akademik bir çalışma alanı oluşmuştur. Devletler düzeyinde işbirliğini artıracak İslam Kalkınma Bankası uygulamaları başta olmak üzere gelişmekte olan 8 ülke (D8) ile yine işbirliğine yönelik farklı koordinasyon çabaları olmuştur. Tüm bu çabaların İslami perspektifte birçok karşılığı bulunabilir. Bu çabalarla birlikte İslam ülkeleri birçok gayri Müslüm ülke ile birlikte ticari, siyasi, kültürel vb. ilişkiler içinde bulunmaktadır. Hem bu ilişkilerin hem de küresel sistemin bir gereği olarak sınır ötesi ödeme sistemleri ‘de kullanılmakta vb. sistemlerden Müslümanlarda faydalanmaktadır.

SWİFT

SWIFT (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication ) bir grup banka inisiyatifi olarak 1973 yılında sınır ötesi ödemelerde teleks yerine kullanılmak üzere Belçika' da kurulmuştur. SWIFT transferleri başlatan, müşterilerin parasını tutan ya da bir tür bunların takasını yapan bir taraf değildir. Sunmuş olduğu hizmet, uluslararası transferler başta olmak üzere bankacılık ve yatırım bankacılığı ürün ve hizmetleri için bir tür şablon oluşturmak ve güvenli, kesintisiz mesaj trafiği sağlamaktır. İslami Finans bağlamında SWIFT konvansiyonel standartlarla birlikte örneğin murabaha mesaj tipi standartların oluşmasını sağlamıştır. SWIFT' in olmadığı bir durum küresel ticaret ve yaptırımların daha yavaş, daha maliyetli ve daha az güvenli bir ortamda gerçekleşeceği anlamına gelir. Bu durum SWIFT' in uluslararası yaptırımlar için de önemli bir role sahip olmasını sağlamaktadır.

11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında Amerikan Hazinesi'nin Terörizm Finansmanını İzleme Programı gerekçesi ile SWIFT, tehdit şüphesi olan hesapları ve işlemleri ABD ile paylaşmış, 2010 yılından bu yana ise ABD bu analizleri AB'li müttefikleri ile paylaşmaktadır.

YAPTIRIMLAR

Yaptırımlar; yasalara, kurallara ve düzenlemelere uymayı teşvik için kullanılan cezalar veya caydırıcı diğer uygulama araçlarıdır.

Yaptırımlar ülkelerin ticaret veya kredi akışlarına ilişkin getirilen ve diğer ülkeleri ayrımcı uygulamalara maruz bırakan iktisadi bir eylem olarak uygulandığı gibi bir tür mücbir makroekonomik politika kanalı olarakta kullanılabilecektir. İslam hukukunda gaye (makâsıdü'ş -şeria) bağlamında korunması gereken unsurları gerçekleştirme hedefinde olan bir kamusal idare, Tüzel kişilik veya ferdi insiyatif uygulamaları bir başka ülkenin çıkarları ile çatıştığı durumlarda, maddi güce sahip olan ülke uygulamaların engellenmesi için yaptırımlara başvurabilir. Yaptırımların uygulandığı alan ise daha çok para, uluslararası ödemeler, ticaretin sınırlandırılması ve engellenmesi olduğu için bir boyutu ile de kalkınmanın sınırlanması, fakirliğin artması gibi makro ve mikro bazlı büyüklüklere etki etmekte ve böylece mal emniyeti açısından olumsuz bir gelişme oluşturmaktadır.

ABD'nin uyguladığı yaptırımların önemi ise küresel ödeme akımları ağı içinde SWIFT sistemini, tüm metriklere göre, en fazla kullanan ve mesaj trafiği en fazla olan ülkenin ABD olmasından kaynaklanmaktadır.

Bu sistemlerin ne olduğuna ilişkin çalışmamızda verdiğimiz detaylara bakıldığında iki temel perspektif ortaya konulabilir. Birincisi, ödeme sistemlerinin teknik boyutlarının İslami uygulamalara uygunluğu ki burada belki çok az bir tartışma alanı olabilir. İkincisi ise bu sistemlerde mündemiç bulunan özellikler ve küresel uygulamalarla getirilen kuralların Müslümanlara verdiği/vereceği zararlar olabilir.

Muhabir bankaların riskli gördükleri ülkelerle olan bağlarını kesmeleri İslam ülkelerinin kalkınmasını engellerken, fakirleri, ticaretle uğraşanları, ilgili ülke hükümetlerini zor duruma sokabilmektedir. Başta ABD olmak üzere belirli ülkelerin uyguladığı ödeme sistemlerine entegre olmuş iktisadi yatırımlarda bir yönü ile fakirliği arttırıcı, kalkınmayı azaltıcı etkilerle birlikte kolektif bir ceza gibi tüm ülkeyi etkileyici sonuçlar doğurmaktadır. Yaptırımların makroekonomik politikaları belirleyici iktisadi özgürlüğü engelleyici bir siyasi baskı aracı olarak kullanılması özgürlükler noktasında da uygun görülmeyecek bir sonuç ortaya çıkarmaktadır. Kindleberger(1970) uluslararası para ile ilgili sorunların aslında politik olduğunu belirtir. Bu sorunları çözmeye çalışan iktisatçıların siyaset bilgisi bulunmamakta siyaset bilimcilerin iktisada ilişkin bilgileri eksik kalmaktadır. Ödeme sistemlerinin de işte bu kesişim kümesinde kalan bir alan olduğuna ilişkin bir tartışmanın başlangıcı bundan sonra ne yapılması gerektiğine ilişkin cevabında başlangıcı olabilecektir.

Dünya ekonomisi statik değildir. Dünya ticareti ve finansı batıdan doğuya doğru kaymaktadır. Daha önce güç ve para sahibi batılı ülkeler açısından sermaye hareketlerinden kaynaklanan sorunlar büyük ölçüde gelişmekte olan ülkelerin sorunları arasında yer alırken, önümüzdeki bir kaç on yıl içinde gelişmiş ülkelerinde bu krizleri fazlası ile yaşayacağı öngörülebilir. Küresel finansal sistemin en önemli mekanizması olan parasal transfer mekanizmasına ilişkin yeni bir düzen kurulmaktadır. Bu düzende, ödeme sistemleri ile yine entegre halde olan güvenlik ve gizlilik, göçmen ödemeleri ve kalkınmaya açık teknolojiler ve mobil bankacılık bir çok farklı kanalla Müslümanları ve İslam ülkelerini olumlu yada olumsuz şekilde etkilemektedir. Sınır ötesi ödemelerdeki gelişmelerde; oyun kurucu olan taraflar acaba gerçekten bir düzen mi kurmakta yoksa düzeni kendi lehlerine olacak şekilde kurarak başka bir bozukluğa mı sebep olmaktadır? Sorusu da 'onlara yeryüzünde düzeni bozmayınız' denildiğinde 'hayır, biz yalnızca ıslah edenleriz derler. (Bakara 2-11)ayetini hatırlatmaktadır.

Günümüzde kur savaşları, egemenlik savaşları (küresel düzen ve hâkimiyet),iktisadi savaşlar gibi savaş türleri yaşanmaktadır. Bu süreçte özellikle ekonomik yaptırımlar gelişmekte olan islam ülkelerine maalesef olumsuz etkilemektedir. Dolayısı ile ödeme süreçlerinde yer alan başta en görünür haliyle uygulanan yaptırımlar ve muhabir bankacılık uygulamaları ile yapılan baskı ve köşeye sıkıştırma adımlarına karşı çıkış yolları oluşturmak İslam ülkeleri için artık tercih değil zaruriye haline gelmiştir.

Para ve ödeme sistemlerine ilişkin çözümler; ülkelerin daha ulusal ve daha kozmopolit oldukları, prestij için daha kısa dönemli ve etkinlik için daha uzun vadeli beklentilerinin olduğu bir ortamda belirsiz olmaktadır. Kısa vadeli ihtiyaçları gidermek için orta ve uzun vadeli zararlara katlanmak zaruretten kabul edilebilir olmakla birlikte bir takım alternatifler üzerinde çalışmak gerekmektedir. Bu anlamda; başta blok zinciri türü teknolojilerin hem üreticisi hem de kullanıcısı olmak, D8-i tekrar canlandırarak veya yeni birlikler ile bu konuda uygulanabilir çalışmalar yapmak kalkınmayı ve fakirliği azaltacak Müslümanların zarar görmesini engelleyecek yeni kanallar bulunması üzerine ciddi tartışmalar yapılmalıdır. Bu vücubiyet, makâsıd'üs Şeria’nın hem de kuvvetli olmanın bir gereği olarak ortaya çıkar bunlara ulaşmayı sağlayacak tüm öncüllerde aynı derecede Müslümanlar için zorunluluk olarak değerlendirilebilir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.