Haberin Kapısı

Taliban, kaos ortamında medreseliler hareketi olarak kuruldu

ÖZEL HABER

Afganistan’da Amerikan ve NATO güçlerine karşı direnişini sürdüren ve nihayetinde zafer kazanan Taliban, Afganistan’ın köklerine ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir teşkilat olarak dikkat çekiyor.

Afganistan’da Amerikan ve NATO güçlerine karşı direnişini sürdüren ve nihayetinde zafer kazanan Taliban, Afganistan’ın köklerine ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir teşkilat olarak dikkat çekiyor. Molla Ömer ve arkadaşları tarafından Kandahar’da Diyobend medreselerine bağlı bir medresede kurulan Taliban, tavizsiz adalet anlayışıyla kısa sürede idaresi altına aldığı yerlerde huzur ve sükûneti sağlamayı başardı. 1996-2001 yıllarında Taliban’ın hükmettiği Afganistan’da şeriat kurallarının uygulanması sebebiyle hırsızlık, gasp, cinayet, tecavüz, uyuşturucu gibi insanlık suçları neredeyse bitme noktasına geldi. 2021 yılında dünya gündeminin en çok konuşulan konusu olmayı başaran Taliban, daha uzun yıllar adından sıkça bahsettireceğe benziyor. 

Afganistan’da 1979-1989 yılları arasında 10 yıl süren Sovyet işgalini güç birliğiyle sona erdiren Afgan direniş grupları, Rusların ülkeden kovulmasının ardından iktidar paylaşımında ihtilafa düştü. Çok sayıda direniş grubunun birbirleriyle savaşması sebebiyle Afganistan tam bir kaos ortamına döndü. Afganistan’da işgalci Ruslara karşı 10 yıl boyunca omuz omuza çatışan mücahitler, aralarına sokulan nifak tohumlarına yenik düştü. İşgalden sonra huzura kavuşmayı bekleyen Afganistan halkı, direnişçilerin iç çatışmaları sebebiyle bir kez daha hayal kırıklığına uğradı. Bu süreçte siyasi istikrarsızlık ülkedeki asayiş sorunlarını tetikledi, her türlü yolsuzluk, hırsızlık ve ahlaksızlık meşru hale geldi. Suçluların cezalandırılamadığı, adaletin tesis edilemediği Afganistan’da toplumsal huzuru sağlayacak bir iktidar gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyordu.

MOLLA ÖMER’İN LİDERLİĞİNDE SİYASİ HAREKETE DÖNÜŞTÜ

İşte böyle kasvetli bir ortamda Kandahar’da, Hanefi, Maturidi ve sofi bir hareket olan Diyobend medreselerinde bağlı bir medrese hocası olan Molla Ömer çevresindeki ilim talebelerini ve medrese hocalarını bir araya getirerek Taliban hareketini kurdu. Afganistan’da Sovyet işgaline karşı mücadele veren ve dağınık durumdaki mücahit gruplar da kendilerine ‘Taliban’ diyorlardı fakat Taliban’ın siyasi bir hareket olarak varlık kazanması Molla Ömer’in liderliğinde gerçekleşti. Molla Ömer, Taliban hareketinin kurulma amacını kendi ifadeleriyle şöyle anlatacaktı: “Öğrenci arkadaşımla birlikte Kandahar’da bir medresedeydim. Fesat, hırsızlık, yağmacılık ve cinayet çok yaygınlaşmıştı. Afgan halkı her şeyin iyi olacağına dair inancını yitirmişti. Allah’a tevekkül ettim ve bu öğrenci arkadaşlarımla birlikte çalışmaya koyuldum.” Taliban hareketi, amacını, Afganistan’da İslam hukukunu uygulamak, ülkeyi savaş ağalarından temizlemek ve suçlulardan arındırmak olarak belirleyerek silahlı mücadelesine başladı.

KANDAHAR’DAN KABİL’E UZANAN YOL

Taliban lideri Molla Ömer, öncelikle direniş hareketini başlattığı Kandahar’da hakimiyeti ele geçirdi. Kısa sürede Afgan halkı arasında büyük ilgi toplayan Taliban’a katılımlar hızla artmaya başladı. 1995 yılında Kandahar’la birlikte 12 şehrin hâkimiyetini ele geçiren Taliban hareketi, başkent Kabil’in kapılarına dayandı. Ülkedeki kaos ve kargaşadan bıkan Afgan halkı, Taliban’ı bir kurtuluş umudu olarak gördü ve mücahitlere sahip çıktı. 1996 yılında Afganistan’ın idaresi artık tamamen Taliban’ın elindeydi. Taliban, Afgan topraklarının tamamında İslam hukukunu uygulamaya başladı. Şeriat mahkemelerinin aldığı kararlarla toplumun huzurunu bozan bozguncular en ağır cezalara çarptırıldı. Bu cezalar vesilesiyle yolsuzluk, hırsızlık, arsızlık, uyuşturucu gibi toplumsal sorunlar kısa sürede frenlendi. Taliban’ın ilan ettiği ‘şeriat’ yönetimi birçok dünya ülkesi tarafından tanınmazken Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Taliban hükümetini tanıdıklarını açıkladı.

AFGANİSTAN’A HUZUR VE GÜVEN HÂKİM OLDU

Taliban, 5 yıllık iktidarında dışa kapalı bir siyaset izlemeyi tercih etti. Hareketin dış politikadaki tecrübesizliği Afgan toplumumun dünyayla iletişim sorunu yaşamasına yol açtı. Ekonomik olarak büyük bir refah dönemi yaşanmasa da asayiş ve huzur yönünden Afganistan’ın en sakin dönemi Taliban’ın 1995-2001 yılları arasındaki iktidarı zamanında gerçekleşti. 2007 yılında Amerikan işgalinden feverân eden Afgan bir gazeteci, bu durumu şu sözlerle anlatmıştı: “Taliban iktidardayken bir Afgan sırtına bir çuval altın alıp ülkenin bir ucundan bir ucuna gitse ona kimse dokunamazdı. O adamın malını gasp etmeye meyledecek biri çıkmazdı çünkü bilirdi ki Taliban, hırsızlığı şeriat kurallarına göre en ağır şekilde cezalandırmaktaydı. Ama şimdi öyle mi? Amerikan işgalinde bir Afgan yağmalanırım korkusuyla bir sokaktan bir sokağa eşyasını götüremiyor.” Taliban’ın Afganistan’da sağladığı bu huzur ortamı 2001 yılında başlayan Amerikan ve NATO işgaline kadar devam etti.

KARANLIK SÜREÇ: 11 EYLÜL SALDIRILARI

Amerika Birleşik Devletleri tarihinde en kanlı terör saldırısı olarak kayıtlara geçen ve faillerinin kim olduğu hâlen ispatlanamayan 11 Eylül saldırıları sonrasında George Bush hükümeti Afganistan’daki Taliban hükümetinden El Kaide lideri Usame bin Ladin’i kendisine teslim etmesini istedi. Taliban hükümeti ise ABD yönetiminin Usame bin Ladin’i 11 Eylül saldırılarında sorumlu olduğunu ispatlaması halinde teslim edeceğini duyurdu. Taliban ayrıca Usame bin Ladin’i yalnızca uluslararası bağımsız bir mahkeme tarafından suçlu bulunması durumunda teslim edebileceğini, aksi takdirde himayelerinde bulunan bir Müslüman’ı ABD’ye teslim etmelerinin mümkün olmadığını ifade etti. Taliban’ın bütün diyalog ve çözüm çağrılarını yanıtsız bırakan Washington, çok önceden planladığı hain saldırısını gerçekleştirdi. Bundan sonraki süreçte ABD, aç bir kurdun koyun sürüsüne saldırması gibi İslam toprağı Afganistan’a kanlı işgali başlattı. Aslolan şuydu ki; ABD yıllar öncesinden planladığı Afganistan işgaline 11 Eylül’ü bahane etmişti. Zira ABD’nin Afganistan’daki kirli amaçlarının başında, ezeli rakipleri Çin ve Rusya arasında stratejik toprakları ele geçirerek Orta Asya’daki fitne projelerine bir üs sağlamak geliyordu. ABD ve zulüm ortağı NATO, Usame bin Ladin’i bulma, özgürlük ve demokrasi getirme yalanıyla girdikleri Afganistan’da devasa bir enkaz bırakarak ve ağır bir hezimete uğrayarak def olup gitmek zorunda kaldılar.

ARAŞTIRMA: Abdussamet Karataş/Milli Gazate

İmparatorluklar mezarlığı: Afganistan

# ABD, Afganistan, Taliban

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.