Haberin Kapısı
2016-07-30 18:09:59

Sabah Namazından Sonra Yapılacak Ameller

Cüneyt Varol

30 Temmuz 2016, 18:09

Hak yolcusu, sabah namazını kıldıktan sonra Kur’an okumaya ve çeşitli şekillerle zikretmeye, hamd, tesbih ve sena etmeye başlar. Yüce Allah’ın azametini, nimetlerini, insanın hesap ettiği ve edemediği, bildiği ve bilmediği yerlerden O’nun lütuf ve ihsanının kendisine nasıl kesintisiz olarak geldiğini tefekkür eder. Ulaşmış olduğu zâhir ve bâtın nimetlere şükretmedeki yetersizliğini düşünür. Aynı zamanda mükellef olduğu itaati yerine getirmede ve nimetlere karşı devamlı şükretmedeki acizliğini düşünür. Yine gelecekte yapmakla memur olduğu emir ve görevleri düşünür.

Ayrıca Yüce Allah’ın, onun kusurlarını devamlı nasıl örttüğünü ve kendisine bu şekilde lütufta bulunduğunu tefekkür eder. Yine işlediği ve aşırı gittiği günahlarını göz önüne getirir, ayrıca boş vakitlerini salih amelle değerlendiremediğini düşünür.


Mümin bu tefekkürüyle Yüce Allah’ın mülk alemindeki hakimiyetini ve melekût alemindeki yüce kudretini, bunlardaki ayet ve nimetlerini tefekkür eder. Yine Allah Tealanın azabını ve O’nun zâhir ve bâtın nimetleriyle olan imtihanını düşünür. Nitekim Yüce Allah’ın: “Onlara Allah’ın eski milletlere olan muamelesini hatırlat”224 ayetinde geçen “Eyyâmullah” ile Allah’ın nimetleri kastedildiği söylenmiştir. Bundan maksat, Allah’ın azabıdır da denilmiştir. Yine “Felaha ermeniz için Allah’ın nimetlerini anın”225 ayeti ve “Allah’ın hangi nimetini inkar ediyor, yalanlayabiliyorsunuz?”226 ayeti bu konuyla ilgilidir. İkinci ayet, “Ey insanlar ve cinler, Allah’ın hangi nimetini yalanlayabilirsiniz?” demektir. Buradaki manalardan hangisini alırsak alalım, hepsinde bir zikir anlamı vardır.


Zikir bir ibadettir. Zikir, zikredeni, tefekküre götürür. Tefekkür de havf ve recaya, korku ve ümide götürür. Zikir güçlenince müşahede hâlini alır. Nitekim bir ayette şöyle buyurulmuştur. “Onlar, Allah’ı kıyam halinde zikrederler.”227 Sonra ayet “Onlar, semaların ve arzın yaratılışını düşünürler.”228 şeklinde devam eder. Daha sonra da “Ey Rabbimiz! Bizi ateş azabından koru.”229 duaları yer alır.

Müşahede ise, ancak yakîn derecesine ulaşan bir imanla olur. Yakîn, imanın ruhudur ve en ileri noktasıdır. Müminin asıl mesleği işte bu yakini elde etmesidir.

Bazı alimler
“Bir saat tefekkür; bir yıllık ibadetten daha hayırlıdır”230 haberi hakkında şöyle demişlerdir:

“Bu tefekkür, kötülüklerden alıkoyup iyiliklere götüren ve dünyaya aşırı rağbetten ve hırslı olmaktan uzaklaştırıp kanaat ve zühde götüren tefekkürdür. Yine denilmiştir ki, o, müşahedeyi temin eden ve onu güçlendiren, zikretmeyi, şükretmeyi ve hidayete ermeyi sağlayan bir tefekkürdür.

Nitekim şu ayetlerde de aynı noktaya dikkat çekiliyor: “Takvaya ermek için onda olanları zikrediniz.”231 Yine“Belki sakınırlar veya onlar için bir hatırlatma olur.”232 Bunun bir benzeri de şu ayettir.

“Allah size ayetlerini açıklıyor ki, tefekkür edesiniz.”233 Yani dünya ve ahiret hakkında düşünesiniz. Tefekkür edenler neticede, ebedi olan hayat için çalışır ve ona rağbet ederler, fanî olandan ise yüz çevirirler.

Yüce Allah, şu ayette “açıklamayı” şükretmeyi gerektirici bir sebep kılmıştır: “Şükredesiniz diye Allah size ayetlerini açıklıyor.”234 Nitekim şu ayette de bu ifade ediliyor: “Onda olanları zikrediniz ki takvaya eresiniz.”235

Allah (c.c), bundan sonra isyan edenleri şu şekilde nitelemiştir:
“Onlar öyle kimseler ki, bizim zikrimizden yana gözleri perdelidir.”236

Ümmü’d-Derda şöyle demiştir: “Ebu’d-Derda’nın ibadetinin çoğu tefekkürdü.''237 Şöyle derdi: “Her gün üç yüz dinar kâr edip de, onları infak etmeyi istemem”. Bunun sebebi nedir? diye soruldu, şu cevabı verdi: Çünkü, bu beni tefekkürden engeller.”238


Kul tefekkür durumda güzel niyetlere bürünür ve Allah’a ve yaratıklarına karşı en güzel amel ve davranışları gerçekleştirmeye azmeder. Veya istiğfarda bulunur. İşlediği ve gelecekte işleyebileceği hataları için tevbesini yeniler.

Yine tefekkür hâlindeki kimse, yalvarıp yakararak, korkarak, hakka boyun eğerek ve itaat ederek kendisini bütün yasaklardan korusun diye ihlasla dua eder. Yüce Allah’tan, salih amelleri işlemede kendisini muvaffak kılmasını ve sevilen faziletleri kendisine lütfetmesini niyaz eder. Bu esnada kalbini ve zihnini diğer arzu ve düşüncelerden sıyırır, duasına icabet olunacağına inanır ve ilâhî taksime razı olur.

Veya bu zamanını, iyi ve hayırlı şeyler konuşup, din kardeşlerini Allah yoluna çağırarak, onlara faydalı olarak ve onlara ilim öğreterek geçirir.

İşte geçmiş alimlerimizin zikir ve tefekkürleri böyle idi. Zikir ve tefekkür, ibadet ehlinin en faziletli ibadeti idi. Ve bu, alemlerin Rabbine götüren uzun ve girift almayan muhtasar bir yoldur.


Yukarıda açıkladığımız manalardan hangisine göre hareket edilirse edilsin, Yüce Allah zikredilmiş olur. Ve mürid böylece zikir etmeye devam eder.

Bu anlattıklarımızı namaz kıldığı yerde ve kıbleye dönmüş olarak yapar. Bu esnada başka bir şey konuşması veya iş yapması hoş değildir. Nitekim selefi salihin, fecir vaktinden güneş doğuncaya kadar, takva ve hayır türü işlerin dışında konuşmayı mekruh görürlerdi. Bazıları da bu vakitte zikir ve iyiliğin dışındaki konuşmaları şiddetle eleştirir ve onu çok çirkin görürlerdi.
Fakat bu, maalesef günümüzde pek uygulanmayan bir sünnettir. Buna kim dikkat ederse, bu sünneti ihya etmiş ve faziletini ele geçirmiş olur.

224 İbrahim 14/5.

225 A'raf 7/69.

226 Rahman 55/16.

227 Al-i İmran 3/191.

228 Al-i İmran 3/191.

229 Al-i İmran 3/191.

230 Zebidi, İthafu's-Sade,xııı,305. Suyuti, el-Camiu's-Sağir,No:5897.

231 Bakara 2/63

232 Taha 20/99.

233 Bakara 2/266.

234 Maide 5/89.

235 Bakara 2/63.

236 Kehf 18/210.

237 Ahmed, K.Zühd, 135; İbnu Mubarek, Zühd, No:286, Ebu Nuaym,ıv, 253; Ebu'ş- Şeyh, Kitabu'l-Azame, No: 46-47.

238 Bkz:Ibnü'l-Esir, Camiu'l-Usul,I,446 (No:261);

KAYNAK

Kutu'l - Kulub

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.