Haberin Kapısı

İdrar Yolu Enfeksiyonlarına Kranberi Tedavisi

SAĞLIK

Kadın­larda idrar yolunun, erkeklere oranla daha kısa olması nedeniyle, bakteriler daha kolaylıkla mesaneye girebiliyor. İdrarda, bakteri oranının belirli sınırların üzerinde olması, tedavi amacıyla antibiyotiklerin kullanılması ise özellikle dirençli bakterilerin geliş­mesine neden olmaktadır. İşte kranberi suyu veya formülasyonları bu bakım­dan koruyucu ve tedavilerde sıklıkla önerilmektedir.

İngilizce “cranberry”, bilimsel Latince adı ile Vaccinium macrocarpon bit­kisinin meyvelerinden hazırlanan meyve suyu ve meyve suyunun yoğunlaştı­rılması ile hazırlanan meyve özütünden hazırlanan kapsül, tablet gibi formü- lasyonlar Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa ülkelerinde antioksidan olarak ve bilhassa kadınlarda idrar yolu enfeksiyonları ve adet dönemlerinde sıklıkla tüketilmektedir. Ülkemizde bu bitki yetişmiyor, dolayısıyla gerçek bir Türkçe adı bulunmuyor, ama bilimsel olmayan kaynaklara bakıldığında ben­zer türlerin isimleri ile karıştırılarak “yabanmersini” gibi yanlış adlar ile bili­niyor. İthal edilen kurutulmuş meyveleri market raflarında “amerikan üzümü” adı altında satılıyor. Eczanelerde ise kapsül veya tablet gibi hazır formülasyon- ları bulunuyor. Ben “kranberi” olarak isimlendirmeyi tercih ediyorum.

İdrarda, bakteri oranının belirli sınırların üzerinde olması, idrar yolu en­feksiyonu olarak kabul edilir (genellikle mililitresinde 100.000 hücre). Kadın­larda idrar yolunun, erkeklere oranla daha kısa olması nedeniyle, bakteriler daha kolaylıkla mesaneye girebiliyor. Dolayısıyla idrar yolu enfeksiyonları ge­nellikle kadınlarda, erkeklere göre 50 misli daha sıklıkla görülmektedir. Tedavi amacıyla antibiyotiklerin kullanılması ise özellikle dirençli bakterilerin geliş­mesine neden olmaktadır. İşte kranberi suyu veya formülasyonları bu bakım­dan koruyucu ve tedavilerde sıklıkla önerilmektedir. Ne şekilde bir koruma sağladığı henüz kesin olarak bilinmemekle birlikte, en akla yakın öneri, mey­velerin içerisindeki bileşenlerden proantosiyanidinlerin (kondanse tanenler) kolibasilinin mesaneyi çevreleyen epitel hücrelerinin yüzeyine bakterilerin yapışmasını önlediği, diğer bileşeni olan meyve şekeri (früktoz) ile prosiya- nidinlerin birlikte bakterileri öldürücü etki gösterdiği şeklinde. Kranberinin gerek deneysel ve gerekse klinik olarak ispatlanan bu etkisinin haricinde, ülse­re neden olan helikobakter mikroorganizmasının (helicobacter pylori), mide cidarına yapışmasını engellediği ve grip virüsünün gelişimini durdurduğu şek­lindeki bazı bulgular henüz tam olarak doğrulanmamış.

2008 tarihli bir bilimsel değerlendirme (meta analiz) çalışmasında, şimdiye kadar yapılmış klinik çalışmaların sonuçları iki ayrı kişi tarafından bağımsız olarak incelenmiş. Bilimsel kriterlere uygun 10 çalışmada 1.049 kişiye ait so­nuçlar göz önüne alınmış. Bu çalışmalardan yedisinde kranberi suyu verilen hastalar ile su ya da meyve suyu verilen hastalarda gözlenen sonuçlar, diğer üçünde ise kranberi tableti/kapsülü ile etkisiz ilaç verilenler karşılaştırılmış. Çalışmalar 1 ay ile 12 ay süre ile uygulanmış. Sonuçta 12 ay süre ile kranberi suyu (günde üç defa bir büyük bardak) veya kranberi kapsülü (günde iki defa) uygulanması ile üriner sistem enfeksiyonlarında belirgin bir düzelme sağlan­dığı sonucuna varılmış. Ancak bazı sınırlamalara dikkat çekilmiş. Kranberi meyve suyunun kadınlarda daha etkili olduğu, yaşlılarda etkinliğin belirgin bir şekilde azaldığı görülmüş. Yan etki olarak en önemli dezavantajın mey­ve suyunun tadının pek iyi olmaması. Bu nedenle klinik çalışmalarda deney programından çıkanların oranı bir hayli yüksek. Dolayısıyla tablet ya da kap­sül şeklinde tüketilmesi daha akılcı.

Burada bir hususa dikkat çekmek isterim. Piyasada satılan bazı kranbe­ri kapsüllerinin içeriğinin nemli olduğunu gözledim. Bu son derece önemli; nemlenmesi demek ilacın içeriğinin “bozunması” ya da “bozunmaya başlama­sı” demektir. Kullanmadan önce bunu kontrol etmekte yarar var.

İdrar yolu enfeksiyonlarında sürekli olarak antibiyotik kullanmanın son derece sakıncalı olduğunu biliyoruz. Gerek kullanan hasta bakımından ve ge­rekse antibiyotiklere dirençli mikroorganizma gelişmesine yol açması nede­niyle, hafif vakalarda bile antibiyotiklerden medet ummak doğru bir yaklaşım değil. Bu bakımdan kranberi formülasyonlarının öncelikle tercih edilmesinin ve ağır seyreden vakalarda ise son çare olarak antibiyotik kullanılmasının akıl­cı bir uygulama olacağı görüşündeyim.

Hamile ve emziren annelerde kranberi güvenli mi?

Kranberi meyvelerinin bence en dikkati çekici özelliklerinden biri hami­leler ve emziren annelerde idrar yolu enfeksiyonlarının önlenmesi ve tedavisi amacıyla sıklıkla kullanılması. Bildiğiniz gibi, hamilelik sırasında dölüte ve emzirme dönemlerinde bebeğe zarar verebileceği için ilaçların büyük bir kıs­mının kullanılmasından kaçınılmaktadır. 2004 yılında yayınlanan ve Norveç’te 400 hamile kadın arasında yürütülen bir anket çalışmasında, hamilelik döne­minde en çok kullanılan bitkisel ürünün “kranberi” olduğu tespit edilmiş.

Şüphesiz, su dâhil hiçbir şeyin tamamen güvenilir olduğunu söylemek mümkün değil. Diğer taraftan, hamile ve emziren annelerdeki söz konusu et­kilerin tespit edilmesine yönelik ayrıntılı klinik çalışma yapılabilmesi de etik olarak uygun değil. 2008 yılında yayınlanan bir çalışmada, kranberi ile ilgi­li mevcut tüm bilimsel nitelikte etkinlik ve risk verilerinden yararlanılarak, hamile ve emziren annelerdeki güvenilirliği incelenmiş. Sonuç olarak, kulla­nılan kranberi (meyve suyu veya kapsülü) miktarını abartmamak koşulu ile herhangi bir riskin söz konusu olmayacağı ileri sürülüyor. Risk olarak tespit edebildiğim tek uyarı, günde 3-4 litreden fazla meyve suyu içilmesi halinde böbrektaşı oluşumuna yol açabileceği şeklinde. Zaten bu kadar çok miktar içil­mesi mümkün değil!

Menopoz döneminde stk tekrarlayan idraryolu enfeksiyonlarında kranberi

Kadınlarda, özellikle de menopoz öncesi dönemde sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları önemli bir sorundur. Eğer idrar yolu enfeksiyonu yıl içe­risinde iki defadan fazla tekrarlıyorsa, önlem olarak kişilere koruyucu olarak antibiyotik tedavisi önerilmektedir. Ancak antibiyotiklerin bu şekilde sık ve kontrolsüz kullanımı, doğal olarak antibiyotiğe dirençli kolibasili (escherichia coli) tiplerinin gelişmesine yol açmaktadır. Dolayısıyla, ciddi enfeksiyon vaka­larında uygulanabilecek antibiyotik seçeneği azalmakta, çaresizlik içerisinde gereksiz yere daha kuvvetli antibiyotiklerin kullanılması gerekebilmektedir. Bu tip istenmeyen dirençli bakteri tipleri gelişimine yol açmayacak çözüm öneri­leri için bitkisel ilaçlar önemli bir kaynak oluşturmaktadır.

Önemli bir tıp dergisi olan Archives of Internal Medicine dergisinde yayım­lanan ve Hollanda’da yürütülen bir bilimsel (çift körlü, randomize) klinik ça­lışmanın sonuçlarından bahsetmek istiyorum.

Çalışma, geçtiği bir yıl içerisinde 3 veya daha fazla idrar yolu enfeksiyonu geçiren menopoz öncesi dönemdeki kadınlar üzerinde yürütülmüş. Çalışma öncesinde 2 haftalık süreçte antibiyotik ya da kranberi kullananlar çalışmaya alınmamış. Hastalar gelişigüzel şekilde gruplandırılarak 1 yıl boyunca bir gru­ba (110 kişi) antibiyotik olarak trimetoprim-sülfametoksazol (ülkemizde ecza­nelerde birkaç ürünü var), diğer gruba (111 kişi) ise kranberi kapsülü verilmiş. Antibiyotik grubuna günde bir defa akşam 480 miligram antibiyotik, sabah ve öğlen de boş ilaç (plasebo) verilmiş. Kranberi grubuna ise günde 2 defa 500 miligram standart kranberi özütü (tip A proantosiyanidin üzerinden) taşıyan kapsüllerden ve bir tane de plasebo kapsül verilmiş. Her gruba verilen kapsül­lerin (etken maddeli ya da etkisiz maddeli) görüntü ve lezzet olarak birbirinin aynı olmasına dikkat edilmiş.

Çalışmada her ay alınan idrar ve dışkı örneklerinden ilk ay ve son ay (12. ay) örneklerinde ve çalışma tamamlandıktan 1 ve 3 ay sonra alınan örneklerde antibiyotiğe dirençli kolibasili test edilmiş. Deney süresince idrar yolu enfek­siyonu tekrarlama sıklığı izlenmiş. Ayrıca hastalara uygulanan sorgulama ile izlenimleri (yan etki vb) kayıt altına alınmış.

Sonuç olarak, idrar yolu enfeksiyonu tekrarlama sıklığı (tahmin edilebile­ceği gibi) antibiyotik verilen grupta, kranberi verilen gruba kıyasla yarı yarıya daha az görülmüş. Diğer taraftan, antibiyotiklere dirençli kolibasili sayısında bir ay antibiyotik kullanımı ile bile müthiş bir artış gözlenmiş. Başlangıçta yüzde 21-28 arasında olan dirençli bakteri sayısı, bir ay antibiyotik kullanıl­ması sonunda yüzde 73-91 gibi büyük bir orana yükselmiş. Hatta 12 aylık süre sonunda diğer önemli antibiyotiklere (siprofloksasin, norofloksasin) bile direnç gelişmiş. Halbuki kranberi verilen grupta herhangi bir direnç gelişimi gözlenmemiş. Bence bu en dikkati çekici sonuç. Burada bir hususu hatırlat­makta yarar görüyorum. Çalışmada standart kranberi özütü taşıyan bir ilaç formülasyonu kullanılmış. Etkili bir tedavi cevabının kranberi meyvesi yenil­mesi suretiyle alınması mümkün olmayabilir. Benim gözlemlediğim piyasada satılan kranberi meyveleri, diğer yaban üzümü, ayı üzümü gibi yakın görünüş­lü kurutulmuş meyveler ile karıştırılıyor. Dolayısıyla doğru ürün aldığınızdan nasıl emin olacaksınız?

Prof. Dr. Erdem Yeşilada 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.