Haberin Kapısı
2017-07-15 00:42:20

Sanal Bağımlılığımız ve Bizden Çaldıkları

Ferdi Aytekin

15 Temmuz 2017, 00:42

Ne ilginçtir ki; Eskiden cep telefonları internet vs gibi iletişim araçlarımız yoktu, lakin insanlar eş dost arkadaşlarını vs, istediği zaman, çarşı pazarda hatta iller arası rahatlıkla eliyle koymuş gibi bulurdu kaybetmezdi kolay kolay?

Ama şimdi insanlar değil bir ilde, değil bir çarşı pazarda bir AVM’de, bir pasajın içinde bir parkta dahi telefonları olmadığı zaman, birbirini bulamaz olmuştur...

Şimdi konum bildiriyorsun gps'cihazları ile elinin altında telefon, sürekli telefon kulağında konuştuğu irtibat halinde olduğu halde bile buluşmalarda insanlar, birbirini bulmak için bir sürü çaba sarf edebiliyor buluşmak isterken... Peki neden?

Bunun 2 sebebi olabilir:

1) Artık insanları bıraktığımız yerde veya bıraktığımız şekilde bulamadığımız için.... (Ahir zaman olması münasebetiyle sürekli halden hale girdiklerinden, şu insanı şurada bulabilirim diyemiyoruz gönül rahatlığıyla )

2) Teknolojiye o kadar bağlanmışız ki duyularımızı kaybetmiş hissizleşmişiz, hislerimizi fazla kullanmadığımız için hislerimiz körelmiş, teknolojiyle öylesine bütünleşmişiz ki, telefonumuzun şarjı bitse, ŞARZIM bitti diyoruz, oysa bizim değil telefonun şarjı bitmişken... Bilinçaltı olarak kendimizi o kadar aciz hissediyor ve özgüvenimizi kaybedip panikliyoruz... Çünkü telefona kendimizden daha fazla güveniyoruz, onsuz bir hiç olup, kaybolacağımızı sanarak kendimizi sahipsiz yapayalnız hissediyoruz panikle...

KÜÇÜCÜK TELEFONLARA HAPSETTİLER BİZİ, ADETA GERÇEK HAYATLA BAĞIMIZI KOPARIP YAŞAYAN BİRER ZOMBİYE ÇEVİRİYORLAR HEPİMİZİ FARKINDAMIYIZ?

Evin içinde hane halkı yalnızlaşıyor, ellerinde cep telefonuyla yan yana otururken bile... Sokaklara çıkıyorsunuz, sokaklarda genci yaşlısı bu telefon esareti altında, kulağına kulaklığı da takınca ya müzik dinliyor veya kulaklıkla konuşuyor dış dünyada sokakta yanında önünde kim geçiyor, ne görüyor ne duyuyor... Yanında insan kesseler, ruhu duymayacak... Hiç bir İMDAT çığlığını duyamayacak şekilde, FENAFİL TELEFON OLMUŞ (telefonda kaybolmuş, ruhunu ve bedenini telefonun emrine sunmuş) bir ruh haliyle? Parkta sokakta dolmuşta otobüste tramvayda ulaşım araçlarında kısa mesafelerde bile başı eskiden edepten öne eğilmiş insanlar, şimdi telefona olan saygısından sürekli başı önde ilerliyor oturuyor kalkıyor...Gençler sözde buluşup tur atmaya gezinti yapmaya çıkıyorlar arkadaşlarıyla ,oysa ne etrafını seyredebiliyorlar doğanın güzelliklerini vs nede birbirilerinin yüzüne bakarak konuşabiliyor gezinebiliyorlar.... BALIĞA gidiyor kafa dinlemeye elinde telefonla balık oltasını bekliyor, doğaya pikniğe çıkıyor elinde telefonla sürekli meşgul olarak doğanın güzelliklerinden istifade edemiyor...eş dost akraba ziyaretine gidiyor hoş beşten sonra yine böyle kopmalar misafirliklerde dahi.... Duygularımızı kaybedip yalnızlaşıyoruz, birbirimizden kopuyoruz, sanal iletişimi gerçek iletişime SATTIĞIMIZ için!

Zahmetsiz rahat ucuz bol, fazla emek harcanmadan elde edilen her şey değersizleşir kıymetten düşermiş...

Bu iletişim rahatlığı kolaylığı da bizden, doğa ve insanlarla olan iletişimlerimizdeki sıcak samimi ruhumuzu birlikteliğimizi ÇALDI, bütünlüğümüzü bozdu, hepimizi bireyselleştirdi, ruhi yalnızlıklara itti?

Örnek : eskiden kartpostallar vardı mektuplar vardı hatta kağıt resimlerimiz albümlerimiz...hepsi birer emek ürünü olduğu için, onlara dokunduğumuz zaman o emeğin buram buram kokusu vardı ruhu vardı duygusu vardı, şimdiki dijital ortamlardaki hiç bir yazı hiç bir resim hiç bir mesaj bu duyguyu tattıramaz.... Çünkü o resimler kartpostallar mektuplar vs hepsi elle tutulur olduğu için sizinle beraber doğal olarak onlarda eskiyip yıpranıyordu doğal akışıyla görüntü dede o eski hissini veriyordu, o yılların atmosferini kokusunu taşıyordu..yani bizlerle beraber eskiyip yaşlanıyordu onlarda...şimdiki dijital yazılar resimler görüntüler gibi değildi...hepsinin bir ruhu vardı ,baya bir emek verildiği için, paha biçilmez ederi vardı...

BİLİMSEL OLARAKTA BU SANAL TEKNOLOJİ BAĞIMLILIKLARI KANITLANMIŞTIR, TIPKI BİR UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞIYLA DENK HALDE TUTULMUŞTUR, ÖNCE KENDİMİZİ SONRA ÇOCUKLARIMIZI KORUMALIYIZ , TOPLUMU İÇTEN İÇE KEMİREN ÇÜRÜTEN BU TÜR SANAL BAĞIMLILIKLARDAN.... ÇÜNKÜ HAYAT VE ZAMAN, OKADAR UZUN VE UCUZ DEĞİLDİR?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.