Haberin Kapısı
2017-07-20 00:54:38

Siyasi İdeolojilere Göre, Kürt Sorunu

Ferdi Aytekin

20 Temmuz 2017, 00:54

Yıllar önce yaklaşık 35, 40 sene önce Suriye’de Beşer Esad’ın babası, hafız Esad’ın devlet başkanlığı zamanlarında, Suriye ile Türkiye arasında yaşanmış ve diplomasi kulislerinde hala espri konusu olarak anlatılan, küçük çaplı bir devlet krizimizi aktarmakta fayda var, günümüze ışık tutması açısından...

Suriye’de yaklaşık 35, 40 yıl önce, Suriyeli devlet yetkililerinin önerisiyle, hem kendi içerisindeki Kürtlerin ,hem diğer komşu ülkelerdeki Kürtlerin gazını alıp, belki de yönlendirme amaçlı, kendi kontrolünde bir radyo frekansı kanalından Kürtçe radyo Yayın’ı açma kararı alınır, hazırlıklar başlatılır ve dillendirilir.... Bunu duyan Türkiye dışişleri, hemen bir diplomatını acilen Suriye’ye gönderir telaşla ve görüşme şöyle gelişir:

-Türk diplomat: Bu kanunu çıkaramazsınız

-Suriyeli diplomat: Neden bir radyo yayınından bu kadar endişe ediyorsunuz, sizi neden bu kadar ilgilendiriyor ki?

-Türk diplomat: Çünkü Sizin bu yapmaya kalkıştığınız şey, bizim ulusal bütünlüğümüzü tehdit eden bir gelişme...

-Suriyeli diplomat: Neden sizin ulusal bütünlüğünüzü tehlikeye atsın ki bu radyo, Türkiye’de KÜRT var mı ki? ( Diyerek manidar, bilinçli bir soru soruyor, alacağı cevaptan emin bir şekilde )

-Türk diplomat : (Bu soru karşısında biraz duraksayıp şaşkınlığını attıktan sonra Türk diplomat ) HAYIR YOK (diyor resmi ideolojik bakışıyla mecburen)

-Suriyeli diplomat: E o zaman sizi neden bu kadar telaşlandırıyor ki, izlik bir durum yokmuş, bizim iç işlerimizle alakalı bir sorun...(diyerek konuşmayı bitiriyor, fakat başka sebeplerden dolayı ilerleyen dönemlerde kurulmuyor bu radyo orası da ayrı muamma )

Peki 40 yıl sonra günümüze dönüp sorgularsak eğer,yeni yeni devlet tarafından tv radyo vs açılsa da, daha düne kadar Kürtçe şarkıları bile, terör zannediyorduk...Öyle tepki verip hemen cezalandırıyorduk.. Peki, şimdi günümüzdeki Kürt sorunu algımız hala ne düzeydedir nedir ideolojik olarak böyle beyni yıkanmış ve her şeye politize bakan farklı birçok halk kesimi gözüyle? Türkiye’deki politize olmuş insanların kendi penceresinden Kürt sorununa bakışı, ne durumda şimdi? Buna kabaca bakalım hep beraber...

SİYASİ GÖRÜŞLERE GÖRE TOPLUMUN İDEOLOJİK KESİMLERİNİN ÇÖZÜM SLOGANLARI NEDİR VE NE KADAR GERÇEKÇİDİR?

MHP’ye göre: NE MUTLU TURKUM DIYENE

Kemalistlere göre: Feodal yapı, toplumun geri kalmışlıktan kaynaklı cahilliği, modernlik, çağdaşlık, sorunu

Marjinal solculara göre: Sosyalizm komünizmle alakalı, kapitalist burjuva düzeninden kurtuluş, din engeli vs vs zırvalıkları...

Muhafazakar kesime göre :Öğretmen’de oluyorlar, doktorda, mühendiste, daha ne istiyorlar....

Dindar kesime göre: Hepimiz Müslümanız, din kardeşiyiz kürtlük nerden çıktı ( türünden hiç bir dini içeriğe girmeden, bir fikir beyan edemiyen kuru bir slogan )

Yani aslında hala hepsinin dediği, Kürt sorunumu varmış Türkiye’de? Ben hiç duymadım, görmedim konuşmak istemiyorum diyerek, topu Taç’a atmak... Ve 3 maymunu oynayarak, Devekuşu misali kafamızı kuma gömmeye devam etmek. Oysa dünya hızla değiştikçe değişiyor, sorunlar cıg gibi üzerimize üzerimize geliyor, daha da büyüyerek... Halının altında süpürüp saklayacak yerimizde kalmadı... Artık yüzleşemez isek, korkarım bu toz toprağın altında hepimiz kalacağız... Biz bu gidişle ve bu kafayla daha bir cok terör örgütünü kendi elimizle üretiriz, üremesine böyle toplumsal zemin verererek... Bize kalsa ne alevi sorunu vardır, ne Kürt sorunu vardır, nede dindarların, ne gayrimüslimlerin veya diğer romanın sunun bunun sorunu vardır... Sanki biz gözümüzü kapayınca, görmezden gelince o sorunlar bir bir kaybolacak... Herkes sorunları konuşmaktan, sorunlarla yüzleşmekten korkup kaçıyor.... Kimse Hic sorunun asıl sahiplerini (halkı) muhatap alıp, onlara sormak istemiyor... Hep sorur gibi yapıp, zaman kazanmaya çalışıyor ve kendi kendini kandırmaya devam ediyor... Ya O insanların adına devlet konuşuyor, ya da onlarla alakası olmayan, onlar adına savaştığını iddia eden onlara da musallat olmuş terör örgütleri konuşuyor muhatap alınıyor... Ama bir türlü onlar konuşamıyor özgürce, Biz ne istiyoruz diyerek, hem kendi kendileriyle, hem de devletiyle... Bırakmıyorlar Bizi bize ‘ki, özgürce konuşup herkesim derdini sıkıntılarını dile getirebilsin... Ama onlar hariç, herkes konuşuyor maşallah... Birde böyle uzman edasıyla kasıla kasıla her yerde... Ne deyim ALLAH sonumuzu hayretsin... Tek bildiğim: TÜM SORUNLARIMIZLA YÜZLEŞME VAKTİ GELDi GEÇİYOR BİLE...

Ne Güzel demişti Mevlana Celalettin’i Rumi k.s: Dün dünle beraber gitti cancağızım... Ne kadar söz varsa düne ait... Artık yeni şeyler söylemek lazım... Diyerek

Bir an önce Türkiye’deki tüm kesimlerin sorunlarının giderilmesi ve sloganlarla değil, samimi gönül bağıyla icraat'la, hakiki kardeşlik hukukunun tesis edilmesi temennisi ile sağlıcakla kalın... Slm ve dua ile...

DİP NOT: Bu toplumsal tespitlerim gözlemlerim geneldir... Yoksa ideolojik körleşmelerden uzak tarafsız hak nazarıyla adalet nazarıyla olaylara bakabilen azınlıkta kalmışta olsa birçok insanımız vardır her kesimden toplumumuzda... Diğer ekseri çoğunlukta ideolojik körlük içerisindedir,çoğu bilmediğinden art niyetli olarak değil...Dış güçlerin, ideolojileri dinselleştirip tabuya dönüştürerek,tipik zihinsel olarak böl parçala yönet stratejisinin yıllardır vermiş olduğu geçici körlükten ötürü.... O yüzden ümit varız bu geçici körlükten... yeter ki insanlar hakikatleri konuşmaktan çekinmesin ,Hz. Ömer’in adaletiyle her şeye bakmaya çalışmayı bilsin ve dürüstçe kendisi için istediğini kardeşi için istemeyen hakiki imana eremez hadisi şerifini kendine rehber edinip, referans alsın....

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.