Haberin Kapısı

Huzuru Bekleyen Şehir 'Kudüs'

TARİH

Kudüs, tarihteki en eski şehirlerden biridir. Tarihçiler, Kudüs'ün inşa ediliş tarihi için kesin bir şey söylememekle birlikte Mescid-i Haram'dan 40 yıl sonra kurulduğu sahih hadislerle tespit edilmektedir.

Tarihi kaynaklara göre Kudüs şehri kurulduğunda çölden ibaretti, ne vadi ne de dağlara rastlanıyordu. Milattan 3000 yıl önce şehre ilk yerleşimler Kenanîler tarafından yapıldı. Arap yarımadasının kuzey bölgesine yerleşen Kenanîler daha sonra Ürdün Nehrinin batı kısmında yer alan bölgeye yerleşmişlerdir.

Göçler sonunda artan nüfusla birlikte Kudüs Şehri, Akdeniz kıyılarına kadar genişledi. Nehirden denize kadar olan bu bölgeye "Kenan Yeri" adı verildi. Bu bölgede bir şehir kuran Kenanîler, bu şehri bir merkez haline getirerek burada toprak ve vatan sahibi oldular.

Daha sonraları muhtemelen o dönemde şehirde oturan Yebusi topluluğundan dolayı şehre Yebus adı verilmiştir. Yebus iline, Mısırlılar ve Sina Çölünde kaybolan İbrani Kabileleri tarafından saldırılar düzenlense de bu saldırılara karşı şehri savunan Kenanîler bu bölgeye yıllarca sahip oldular.

FETİH ÖNCESİ KUDÜS

M.Ö.1200 yılında Kudüs Şehri, Mısırlı Firavunlar tarafından ele geçirildi. Bedevi Kabileleri (Habiru), Mısırlılara Kral Ahnatun döneminde saldırılarda bulundu. Mısır Kralı Abdihiba, şehrin savunmasında zayıf kalıp bu saldırılardan mağlup ayrılınca Kudüs Şehri l.Sitiy dönemine (M.Ö 1301-1317) kadar Habiru 'ların elinde kaldı.

Büyük İskender Filistin'i ele geçirdiğinde Kudüs şehrine de sahip oldu. Büyük İskender'in ölümüyle yerine geçen halifeleri Kudüs hâkimiyetini devam ettirdiler. Bu dönemde Kral Batilamas Filistin'e saldırarak (M.Ö. 323) Mısır topraklarındaki hâkimiyetine kattı.

M.Ö. 198 tarihinde Kudüs Şehri, Suriye'de bulunan Sikolos Nikatur liderliğindeki Sulukilere tabi oldu. Bu dönemde şehir halkı Yunan medeniyetinden etkilendi.

M.Ö. 63 yılında Roma İmparatorluğu Kumandanı Bumuci, Kudüs'ü ele geçirerek Kudüs'ü Roma İmparatorluğu sınırlarına kattı. Kudüs sonra Doğu Roma (Bizans) ve Batı Roma imparatorluğu olmak üzere iki kısma ayrıldı. Filistin ise doğu tarafında (Bizans'ta) kaldı.

Şehir iktisadi ve ticari olarak 200 yıl boyunca refah içinde kaldı. Kutsal mekânlara haç mevsimlerinde gelen ziyaretçilerden maddi anlamda çok faydalanıldı.

Bu istikrar Kudüs şehrinde fazla devam etmedi. 2.Farisi Kral Suriye'yi işgal etti ve bu işgal Kudüs'e kadar uzadı. Kiliseleri, mabetleri ve Mukaddes Kabir Kilisesini yerle bir ettiler. Bölgede kalan Yahudiler ise Hristiyanlardan intikam almak için Farisilere katıldı.

BizanslIlar şehri kaybetmiş oldular. Bu durum uzun sürmedi ve Bizans İmparatoru, Filistin'i miladi 628 yılında işgal edip Farisileri şehirden kovarak şehre tekrar haç koydu.

Genel olarak tarihe baktığımızda Filistin bölgesinde ve özellikle Kudüs şehrinde Yahudilerin bulunduğu zaman çok kısadır.

HZ. ÖMER’İN KUDÜS’Ü FETHİ

Mescid-i Haram ile Mescid-i Aksa arasındaki Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in İsra hadisesi gerçekleştiği dönemle birlikte İslam fetihleri de başladı. Bu hadisede Kâbe ve Mescid-i Aksa'nın aralarında manevi olarak bağlantı kuruldu.

İslam Ordusu, Ebû Ubeyde bin Cerrah önderliğinde şehri kuşattı. Patrik Safronyus şehrin anahtarını Hz. Ömer'in kendisine vermek istedi ve Hz. Ömer şehre geldi.

Maddi olarak bağlantı Hz. Ömer'in şehre gelmesiyle gerçekleşti.(636) Şehri aldıktan sonra bir emanname (güven fermanı) yazıldı ve Hz. Ömer (r.a) şehrin ismini İlya'dan Kudüs'e çevirdi.

Hz. Ömer Emannamesi "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla, Bu sözleşme, müminlerin emiri ve Allah'ın kulu Ömer tarafından İliya halkına verilen bir emandır. Onların canlarına, mallarına, kiliselerine, haçlarına, yerleşik ve göçebe olan bütün fertlerine verilen bir teminattır. Kiliseleri mesken yapılmayacak, yıkılmayacak ve kısmen dahi olsa işgal edilmeyecektir. İçindeki kutsal eşyalara dokunulmayacaktır. Mallarına el sürülmeyecektir.

Kimse dinî inançlarından dolayı zorlanmayacak, kendilerine asla zarar gelmeyecek ve yurtlarına Yahudiler iskân olunmayacaktır. Buna karşılık onlar da cizye vereceklerdir.

Bunlardan kim yurdunu terk etmek isterse, gideceği yere kadar mal ve can emniyeti sağlanacaktır. Yurdunda kalmak isteyenler ise, güvende olacaklardır ve cizye vereceklerdir. Dileyen Rumlarla gidecek, dileyen de toprağına dönecektir. Hasat elde edinceye kadar onlardan bir şey istenmeyecektir.

Bu, Allah'ın Resulü'nün, halifelerin ve müminlerin Kudüs halkına verdiği güvenlik ahdidir. Cizye ödedikleri müddetçe geçerlidir.

Şahitler: Halid bin Velid, Amr bin As, Abdurrahman bin Avf ve Mu'aviye bin Ebi Süfyan, hicri 15 yılında hazırlandı ve yazıldı."

FETİH SONRASI KUDÜS

Hz. Ömer devrinden sonra Emeviler, şehri kontrol altına aldılar ve çok önem verdiler. 661 ile 750yılları arasında hüküm sürdüler. Abbasîler 750 ile 878 yılları arasında Kudüs şehrine hâkim oldular. Abbasiler, Fatimiler ve Karmatiler arasında olan askeri darbelerden dolayı şehirde istikrarsızlık yaşandı.

1071 tarihinde Selçuklular şehre hâkim oldu. Daha sonra Fatımilerle yaptıkları çatışmalardan dolayı Haçlılar 88 yıl Kudüs'ü işgal ettiler. Toloni, İhsidi ve Fatimiler (Mısırlılar) zamanında Kudüs ve Filistin Mısır'a tabi oldu.

SELAHADDİN EYYUBİ DÖNEMİ

1187 yılında Selahaddin Eyyubi Kudüs'ü, Hittin Savaşında Haçlıların elinden geri almayı başardı. Kudüs halkına en iyi şekilde muamele yaptı. Kubbet-üs Sahra'nın üstündeki haç işaretini kaldırttı.

Şehrin restoresine, mimarisine ve yenilenmesine çok önem verdi. Mübarek Mescid-i Aksa'ya Nureddin Zengi'nin hazırlamış olduğu minberi hediye etti. Bu minberin işlemesi İslam şaheserlerindendir.

Selahaddin Eyyubi'nin vefatından sonra Fransızlar Kral Frederik zamanında Kudüs'ü tekrar ele geçirdiler.

1244yılında Mısır Eyyubi Hükümdarı El-Melikü's- Sâlih ve Hârizmliler beraber Suriye Eyyubileri ve müttefiki Haçlıları mağlup ederek Kudüs'ü geri aldılar. Böylece Kudüs tekrar Müslümanların hâkimiyetine girmiş oldu.

Memlüklüler 1259 yılında Ayn calut savaşında Seyfettin Kutz ve Zahir Bibars önderliğinde Moğolları yenince Eyyubi hanedanı sona erdi ve 1517 yılına kadar Filistin ve Kudüs Memlüklülerin hâkimiyetinde kaldı.

KUDÜS’TE OSMANLI DÖNEMİ

OsmanlIlar 28 Aralık 1516'da Sinan Paşa önderliğinde, Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferiyle birlikte Kudüs'e girdiler. Kudüs'ün Fethinden sonra Yavuz Sultan Selim, Mukaddes Kudüs şehrini 31 Aralık 1516 tarihinde ziyaret etti ve şehrin ismini Kudüs-ü Şerif olarak değiştirdi.

Osmanlı Devleti Kudüs'e 400 yıl hâkim olmuştur. OsmanlI için Kudüs her zaman büyük önem taşımıştır. Kanuni Sultan Süleyman, Sultan 4.Murad, Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve 2.Abdülhamid Han Kudüs Şehri için pek çok hizmette bulunmuştur.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde şehrin etrafı surlarla çevrilmiş ve önceki dönemlerden kalma surların tamamı onarılmıştır.

Kanuni döneminde çok sayıda camii, medrese, imarethane, çeşme ve şehrin su ihtiyacını karşılayan bürke adı verilen su havuzları ile buradaki suyu şehre taşıyan kanallar inşaa edilmiştir.

Hürrem Sultan tarafından yaptırılan bir imarethane günümüzde hala ayakta durmakta ve yine yoksullara hizmet vermeye devam etmektedir. Diğer Osmanlı padişahları da Kudüs'ü ihmal etmemiş ve şehrin imarı ve kalkınması için ellerinden geleni yapmışlardır.

OSMANLI’ DAN SONRAKİ DÖNEM

(İNGİLTERE VE İSRAİL'İN İŞGALİ)

09 Aralık 1917 tarihinde Kudüs Şehri Ingilizlerin eline geçti ve İngiliz mandası haline gelerek Filistin’in başkenti oldu. 14 Mayıs 1948 tarihinde îngilizler Kudüs şehrinden çıkarak, bölgede işgalci İsrail devletini kurdular ve o tarihte Arap-îsrail çatışmaları başladı.

Filistin’in 5’te 4’ünü işgal ettiler. Kudüs şehri o tarihte ikiye ayrıldı, Batı Kudüs İsrail işgali altında kaldı. Doğu Kudüs Ürdün kontrolünde Müslüman Arapların elinde kaldı.

1967 savaşının 7. gününde İsrail, Kudüs Eski Şehrinin tamamını işgal etti. Bu işgal hala devam etmektedir. Bu süreç içinde şehir halkı işgale karşı direnişe devam etti.

Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa ya giriş çıkışlar halen işgalci İsrail’in kontrolündedir.

İşgalci İsrail’in Kudüs’ü Yahudileştirmeye yönelik çalışmaları devam etmektedir.

Arap Müslümanları şehirden çıkarmak için planlar kuruyorlar. Siyasi ve demografik yapıyı değiştirmeye çalışıyorlar. Bugün Kudüs, tarihte hiç olmadığı kadar adalet, huzur ve güven ortamına ihtiyaç duymaktadır.

KUDÜS’TE BULUNAN TARİHİ MAHALLE YOK EDİLDİ!

İşgalci rejim tarafından ağlama duvarı olarak adlandırılan duvar esasen Burak Duvarıdır.

Efendimiz (s.a.v.) Miraç gecesi Mescid-i Haramdan, Mescid-i Aksa’ya, Burak isimli mübarek bineğiyle gelmiş ve bineğini bu duvara bağlamıştır. Duvar, Burak ismini bu hadiseden sonra almıştır.

Efendimiz’in (s.a.v.) Mescid-i Aksa’ya girdiği kapının adı Nebi (peygamber) kapısıdır. Bu kapı daha sonra Megaribe Kapısı olarak adlandırıldı. Selahaddin Eyyubi, Kudüs’ü fethettikten sonra, Mescid-i Aksa’yı korumaları için Megaribe Mahallesini ordusundaki Fas’tan gelen mücahitlere vakfetti. Bundan sonra bu duvar ve kapı Megaribe Kapısı ve Duvarı olarak adlandırıldı.

Bu duvar ve kapıyı Yahudilerin kendi amaçları için kullanımı, Mescid-i Aksa’nın 1967’de İsrail tarafından işgal edilmesiyle başlamıştır ve hala devam etmektedir.

Bu duvar ve kapmın bitişiğinde bulunan mahalle, işgalin ilk yılında tamamıyla yok edildi.

İşgalci İsrail yıkıma başladığında, insanların evlerinde bulunması onları bir an bile tereddüte düşürmedi. Yıkımlar esnasmda birçok insan evlerinin altında kalarak can verdi.

Mahallede bulunan camiler, mescitler, medreseler tek tek yıkıldı. Bu yıkımdan sonra enkazın üzerine kendi uydurdukları ağlama sahasını inşa ettiler ve Burak Duvan’nm adını Ağlama Duvarı olarak değiştirdiler.

İşgalci İsrail rejimi, 1967’de Megaribe Mahallesini ortadan kaldırdıktan sonra Mescid-i Aksanın altında kazı çalışmalarına başladı. Ardından Megaribe Kapı yolunu 2000 yılında tamamen yok etti. Şu an bu enkazın yerine kalın demirli sağlam bir köprü inşa ettiler. Köprünün vasıflan arasında askeri araçlan ve dozerleri taşıyabilecek nitelikler bulunuyor.

Yıkımlardaki tek amaç, Mescid-i Aksa’yı ortadan kaldırmaktır. Bu amaçlarını gerçekleştirene kadar bu tür yıkımlara hızla devam edeceklerdir.

Mirasımız Derneği olarak bilginize ve ilginize arz ederiz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.