Haberin Kapısı

Şeyh Seydâ (KS) El-Cezerî’nin Sohbet ve Terbiye Metodu

TASAVVUF

Şeyh Seydâ sohbetlerini sadece dergâh ve medresede değil irşad seferlerinde ve seyehatlerinde de gerçekleştirmiştir. Sohbet bir terbiye metodu olmuştur. Şeyh Seyda bu metodu kullanmış ve sohbetinde nazar ettiği cemaatte genellikle cezbe hâli gerçekleşmiştir. Bu cezbe ile de tarîkatta yol almak kolaylaşmış ve bu da tarikatın önemli unsurlarından biri olarak kabul edilmiştir.

Sohbet, “berâber bulunmak, bir kimseyle hemdem olmak, arkadaş ve dost olmak” anlamlarına gelmektedir. Birlikteliği ifade eden sohbet, Peygamber, mürşid, muallim ve üstâdla beraber olmayı da ifade etmektedir. [1] İmânla Hz. Peygamber’i gören, onunla beraber bulunan ve bu imânla ölen kimselere verilen “sahabî” adı “sohbet” kökünden gelmektedir. Sohbet, Hz. Peygamberin eğitim metodlarından biridir. Sohbette hem sözlü eğitim, irşâd ve tebliğ vardır; hem de hâl eğitimi, manevî yansıma vardır. Tasavvuftaki eğitim, intisâp eden müridin meşrebine göre sohbet, hâlvet ya da seyahat gibi uygulamalarla yapılmaktadır.[2] Terim anlamı içinde sohbetin şu şekilde tasnifi yapılmaktadır: cismânî sohbet, ruhani sohbet ve ilâhî sohbet. Cismânî sohbet, hayatta olan mürşid ile ülfet ve muhabbetle onun sözlerinden istifade etmektir. Tasavvuf ehlinin çoğunun bulunduğu sohbet çeşitidir. [3] Ruhânî sohbet, vefat eden ya da uzakta bulunan mürşidden mânen istifade etmektir. İlâhî sohbet ise vasıtasız bir şekilde Allah’ın terbiyesinden geçmek demektir. [4]

Allah’ın has kullarıyla sohbet etmeye ve onlarla birlikte olmaya teşvik eden çok sayıda âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîf vardır. Bu âyetlerden biri “Ey iman edenler; Allah ’tan korkun ve sadıklarla beraber olun” [5] âyetidir. Diğer bir âyet-i kerimede ise “Rızasını isteyerek sabah akşam rabbine dua eden kimselerle beraber sabret...” [6] diye buyrulmaktadır. Konuyla ilgili Hz. Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur: “Kişi dostunun dîni üzeredir. O halde kişi, kiminle dost olduğuna; sohbet ettiğine dikkat etsin." Sohbet bir nevi duygu alışverişidir. Korku ve üzüntü içinde olan bir kişinin yanında bulunanlar, onun bu halinden olumsuz etkilenirken, sevinç ve neşe içinde olanların yanında bulunanlar da olumlu yönden etkilenirler. Nitekim Hz. Peygamberin (s.a.v.) in sohbetinde duyduğu vecd ve heyecânı başka zamanlar hissetmediğini söyleyen Hanzala (r.a.) durumu buna örnektir. [7]

Sohbet, tasavvuf klasiklerinin ilki sayılan Ebû Nasr Serrâc’ın yazdığı “el- Luma” adlı eserden itibaren birçok klasik tasavvuf eserlerinde özel bir yer ayrılan konudur. Sohbetin bir eğitim metodu olarak kullanılması, özellikle tarikâtların ortaya çıkışından sonraki döneme aittir. Nakşibendî Tarîkatı’nın kurucusu Şâh-ı Nakşbendî’nin “bizim yolumuz, sohbet yoludur.” sözü bu tarîkatta sohbetin önemi ve öne çıkan bir eğitim metodu olduğunu göstermektedir. [8] Nakşibendî Tarîkatı’nda olan bazı sûfilerin sohbetle ilgili şu sözleri önem arz etmektedir. Sıbgatullah Arvâsî’ye göre sohbet “meyvesi müride mülk olan” terbiye usûllerindendir. Nazar ile kıyaslandığında daha kalıcı bir terbiye elde edilmektedir. [9] Yine Arvâsî’ye göre sohbettekilerin birbirine dua ve niyaz etmeleri esastır. [10] Abdurrahman Tâğî de müridlerini sohbete teşvik etmek için şu ifadeleri kullanmıştır: “Sohbet peşinde koşmayı severim. Nerede sohbet ehli varsa oraya gitmeyi isterim...” [11] Yine Abdurrahman Tâğî’ye göre, sohbet esnasında inen ilahî tecelli sufîler arasında dağıtılır ancak gâfil olmayanların kalbine iner. [12] Burada da sohbet esnasında râbıtanın önemi ortaya konmaktadır.

Arvâsî’ye göre, Allah ile sohbet edenlerin vasfı; onların kalplerinde dağınıklık bulunmaması (mâsivâullaha ilgilerinin olmamasıdır) ve huzur-u ilâhîyi hatırlatmalarıdır. Kendisi buna dayanarak meclisine katılanlara eğer manevî hallerinde bir farklılık görmüyorlarsa bir daha gelmemelerini söyler. [13]

Sohbetin amacı; insanların birbirinden uzaklaşmadan, sosyal hayat içinde toplumla beraberken tekâmül etmesidir. [14] Tasavvufun sosyal yönü, ferdî yönü kadar olmasa da azımsanmayacak derecede önem taşımaktadır. Bu sosyal yönde müridin mürşidi ile birlikte olması ve sohbet meclislerine katılması esastır. Çünkü tasavvufî hayat tıpkı sanat dalları gibi egzersizler ve pratiklerle öğrenilmektedir. [15]

Nakşîbendi tarikâtının önemli terbiye usullerinden biri olan sohbet metodunu Şeyh Seydâ el-Cezerî’de aktif olarak uygulamıştır. Haftalık periyodik düzende sohbetleri olmasa da fırsat buldukça mürîdlerine sohbette bulunmuştur. Sohbetin önemini her fırsatta belirtmiş ve tavsiye etmiştir. [16]

Şeyh Seydâ sohbetlerini sadece dergâh ve medresede değil irşad seferlerinde ve seyehatlerinde de gerçekleştirmiştir. Sohbet bir terbiye metodu olmuştur. Şeyh Seyda bu metodu kullanmış ve sohbetinde nazar ettiği cemaatte genellikle cezbe hâli gerçekleşmiştir. Bu cezbe ile de tarîkatta yol almak kolaylaşmış ve bu da tarikatın önemli unsurlarından biri olarak kabul edilmiştir. [17]

Onun sohbet ve vaazları genellikle erkek cemaate olmuştur. Ancak zaman zaman kadınların bulunduğu cemaate de gelmiş sırtı onlara dönük ve yüzü örtülü bir şekilde sohbet etmiştir. [18]

Fatih Musa ELMALI ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ 2019

--------------------------

  [1]Yılmaz, Tasavvuf Mes’eleleri, s. 111.

  [2] Yılmaz, a.g.e. s. 111.

  [3] Süleyman Uludağ, “Sohbet” DİA, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2004, c. 37, s.350.

  [4] Uludağ, “Sohbet” s. 350.

  [5] Tevbe suresi, 9/119.

  [6] Kehf suresi, 18/28.

  [7] Yılmaz, TasavvufMes’eleleri, s. 115.

  [8] Yılmaz, Tasavvuf Mes’eleleri, s. 112.

  [9] Arvasî, Minah, s. 54.

[10] Arvâsî, Minah, s. 76.

[11] Abdurrahman Tâhî, İşaretler, der.: İbrahim Çokreşî, haz.: Mehmet Ildırar, Sey-Tac Yayınları, Adıyaman 2000., s. 61.

[12] Tâhî, İşaretler, ss. 64, 65.

[13] Arvâsî, Minah, s. 54.

[14] Seydâ el-Cezerî, Rabıtada Usul, 47.

[15] Seydâ el-Cezerî, a.g.e. 15.

[16] 01/07/2018 tarihinde Samandıra İlim ve Sanat Vakfında Ömer Faruk Seyda ile yapılan mülâkat.

[17] Farkınî, Mektubat, s. 214.

[18] Baz, Şeyh Seydâ ve Seydâî Kolu, s. 66.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.