Haberin Kapısı

Beğenilme Çağının İnsanlarıyız

YAŞAM VE ÇEVRE

Övülmeyi ne kadar seviyorsunuz? Lütfen bunu kendi nefsinize sorun. Bana birisi yakışıklı dese, çok güzelsin dese, sesin çok harika dese, çok güzel öğreticisin dese, çok akıllısın vb. dese ne hissederiz? Ne hissediyoruz?

ويُحِبُّونَ أنْ يُحْمَدُوا بِما لَمْ يَفْعَلُوا

"Onlar yapmadıkları şeylerden dolayı (bile) övülmeyi isterler."

Âli İmran Sûresi 187

Yeni kuşak çocuklar övüle övüle büyütülüyor. Aşkım, cicim, bi tanem, yavrum, kuzum, bebeğim, babasının kuzusu, annesinin bi tanesi, badem gözlüm, kurbanın olayım, canımın içi... Evet, her çocuk sevilmeyi, övülmeyi hak ediyor. Ama acaba abartıyor olabilir miyiz? Övülmeye alışkın bir çocuk gerçek hayata atıldığı zaman övülmediğini görünce ne hisseder? Nasıl hisseder? Hep övülecek mi?

Büyüyünce övgüler bitmiyor. Adına nezaket dediler, kibarlık dediler, centilmenlik dediler, duygusal dediler, romantik dediler, aşık dediler, düşkün dediler... Dediler de dediler...

Artık evde üç öğün eline sağlık demediğiniz zaman yemeği beğenmediğiniz düşünülüyor değil mi? Ya da çok teşekkür ederim lafını duymasak bir daha yemeğe götürmeyi düşünmüyorsunuz değil mi? Çocukları alıp bir hafta sonu gezdirseniz ve kimse hiçbir şey demeden eve gelseniz, yaptığınız fedakarlık boşa gitti diye düşünüyorsunuz. Madem kimse bir teşekkür dahi etmedi, bir daha gitmeyiz değil mi?

Teşekkür bekler olduk kendi çocuklarımızdan. Eline sağlık lafını her yemekte yemek duası gibi bekler olduk eşimizden değil mi? Eline sağlıkların ardından, eline sağlıklı yemekler gelmeye devam ediyor. Ama eline sağlık denilmese artık yemeğe sevgi girmez oluyor...

Bir arkadaşımıza bir iyilik yaptık diyelim. Ne çok bekliyoruz onun bu yaptığımız iyiliği ikide bir hatırlatmasını. Hatırlamasa zorla hatırlatır olduk değil mi? O teşekkür yapılacak! Bir daha, bir daha yapılacak! Kulaklarımız ne teşekküre doyar oldu ne övülmeye doyar oldu...

Sahi teşekkür ediyor muyuz teşekkür beklemeyenlere? Yoksa teşekkürün de mi cılkını çıkardık? Evde çocuk, babasına altı üstü mutfaktan bir su getirdi. Harçlık bekler gibi teşekkür bekler oldu değil mi? Bazı şeyler için teşekkür gerekiyor mu?

Doymaz bir nefsimiz var. Bol övgüler, bol teşekkürler, bol beğeniler bekler olduk. Havaya, suya ihtiyacımızın olduğu gibi övgüye de muhtaç olduk. Günlük övgülerini almayan kişiler psikopat derecesinde manyak oldu. Yaptığımız her şeyin ardından teşekkür bekler olduk. Kıldığımız, kıldırdığımız namazın ardından teşekkür bekler olduk. Hutbeden çıkınca teşekkür sayısına göre hutbe kalitemizi ölçer olduk. Derslerden sonra teşekkür sayısı haftaya dersimizin kalitesini belirler oldu...

Ah şu övgüler ve teşekkürler! Yerli yersiz bekler olduk...

Murat Padak

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.