İNTİHARIN SESSİZ ÇIĞLIĞI! YENİ KUMARHANE TELEFONLARIMIZIN İÇİNDE!

TÜİK’in rakamları buz gibi bir gerçeği önümüze koyuyor. 2009’da 1103 kişi intihar etti; bunların 843’ü erkek, 260’ı kadındı. 2017’de bu sayı 2729’a yükseldi; %77’si erkekti, %22’si kadın. Erkekler neden bu kadar çok? Çünkü bu ülkede ekonomik ve sosyal sorumluluk en ağır yüküyle erkeğin sırtına bırakılıyor. “Evin direği” dediler, “ailenin rızkı” dediler, ama direk yıkıldığında altında kalan da o oldu.

Ve 2024… İntihar vakaları rekor seviyeye ulaştı: 4 bin 460 kişi! Bu, sadece bir sayı değil. Arkasında gözü yaşlı anneler, mezar başında ağlayan babalar, yetim kalan çocuklar var. Peki, neden artıyor bu rakamlar?

Yeni Mavi Balina: 3T-1B ve Dijital Tuzaklar

Ben yıllar önce “3T-1B” demiştim: Telefon, tablet, televizyon, bilgisayar. Çocuklarımızı, gençlerimizi avlamak için kullandıkları dört silah! 2018’de Mavi Balina’nın aslında yapay zekâ tabanlı bir oyun olduğunu, çocukları intihara sürüklediğini anlatmış, okullarda, salonlarda, yüzbinlerce öğrenciye, öğretmene, veliye bedelsiz seminerler vermiştim.

Ama o Mavi Balina renk değiştirdi. Bugün farklı farklı şekillerde geliyor: oyunların içine gizlenen şifrelerle, subliminal mesajlarla, sembollerle, renklerle, frekanslarla, seslerle…

Eskiden kumar metruk binaların bodrum katlarında oynanırdı. Sonra Kıbrıs’ın 5-6 yıldızlı otellerinde. Şimdi ise her gencin cebine kadar girmiş durumda. Her telefonda bir rulet masası, her tablette bir poker masası var.

Ve bu iş sadece sanalda kalmıyor. Borcunu ödeyemeyen gence diyorlar ki: “Sana borcunu sildirelim ama çevrenden 5-6 kişi daha getir.” Böylece sanaldan gerçeğe geçiyorlar. Bir gencin çöküşü, mahallesinin, ailesinin çöküşü oluyor.

Ekonomik Kriz ve İntiharların Gizli Sebebi

Temel gıda maddelerine %100’ün üzerinde zam yapılırken, şans oyunlarının vergileri %50 düşürülüyor! Fakir sofrada kuru ekmeği paylaşırken, kumar baronları devlet eliyle teşvik ediliyor. İnsanlarımız, borçlarından, çaresizlikten, işsizlikten bu bataklığa itiliyor.

Geçenlerde Gökçeada’da duydum: “Burası 2. Kıbrıs olacak” dediler. Kara para aklayanlara gün doğuyor. Bugün göz yumarsak, yarın Türkiye’nin her ocağına ateş düşecek.

Üstelik mesele sadece içeride değil! Geçtiğimiz yıl Türkiye’den sanal kumar üzerinden Siyonist lobilere aktarılan paranın 10 milyar dolar olduğu söyleniyor. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Daha önce 5 milyar dolarlık spekülatif hareketlerle Türkiye ekonomisini krize sürüklemeye çalıştılar. Şimdi ise gençlerimizin cebinden çalınan paralarla aynı oyun yeniden kuruluyor.

Yapay zekâ destekli kumar yazılımları önce size kazandırıyor; böylece hem iştahınızı kabartıyor hem de psikolojinizi ölçüyor. Sonra ekranlarda kazançlarınızı yükselterek hırsınızı tahrik ediyor. Tam “yeter, çekileyim” dediğinizde paranızı çekmenizi engelliyor, mutlaka kaybettirerek sizi terk ediyor.

Şimdi düşünelim: Türkiye’de 20 milyon genç var. Sadece merak saikiyle bile her birinin 500 lira kaybettiğini varsayalım.
20.000.000 × 500 = 10.000.000.000 TL.
Bu, yılda 10 milyar lira demek. Böyle bir kayıp, ülke ekonomisi açısından sadece bir zarar değil, topyekûn bir yıkımdır. Kripto para sahtekârlıkları da aynı mekanizmayı kullanıyor.

2002 yılında Türkiye'de resmi şans oyunları yalnızca 5 adetken, 2025 yılı itibarıyla bu sayı 13'e yükseldi.

2002 Yılında Türkiye'deki Resmi Şans Oyunları:

  1. Sayısal Loto

  1. Süper Loto

  1. Şans Topu

  1. On Numara

  1. Milli Piyango

2025 Yılında Türkiye'deki Resmi Şans Oyunları:

  1. Çılgın Sayısal Loto

  1. Süper Loto

  1. Şans Topu

  1. On Numara

  1. Hızlı On

  1. Milli Piyango

  1. Kazı Kazan

  1. Hızlı Oyna Hızlı Kazan

  1. Sanal Oyunlar

  1. Yılbaşı Özel Çekilişi

  1. Eşya Piyangosu

  1. Spor Toto

  1. At Yarışı Bahisleri

Bu liste, şans oyunlarının çeşitliliğinin ve erişilebilirliğinin arttığını, özellikle gençlerin bu oyunlara daha kolay ulaşabildiğini göstermektedir.

Bu durum, gençlerin kumar bağımlılığına sürüklenme riskini artırmakta ve toplumun geleceğini tehdit etmektedir.

Bu artış, toplumun özellikle gençlerin kumar kültürüne ve dürtüsüne sistematik olarak yönlendirildiğinin açık bir göstergesidir. Aradaki fark sadece sayısal değil; bir neslin geleceği, bilinçli bir şekilde uçuruma sürükleniyor.

Sessiz Çığlığı Duyalım!

İstanbul’da ilçeleri tek tek tarayın, haftada her ilçede en az 5 intihar vakasıyla karşılaşırsınız. Hepsi genç, hepsi borç batağında. Geride kalan anne-babalar ise “evladım göz göre göre elimden kayıp gitti” diye ağlıyor.

Bu sadece kişisel bir dram değil, toplumsal bir felaket! Çünkü herkes biliyor ki kendi evleri, kendi ocakları da sırada olabilir.

Bu da Son Sözümüz olsun. Uyan Türkiye!

Artık her ekran bir rulet masası, her telefon bir kumarhaneye dönmüş durumda. Telefonunuzu elinize aldığınızda sadece sosyal medya açılmıyor; birileri sizin beyninize kanca atıyor, ruhunuzu sömürmek için pusuda bekliyor.

Gençlere sesleniyorum:

– Kumarın, bahis oyunlarının, şans oyunlarının kazandırma ihtimali yok!

– Kaybettiğiniz sadece paranız değil, hayatınız.

Anne babalara sesleniyorum:

– Çocuklarınızı ekran başında yalnız bırakmayın.
– Onların telefonlarıyla değil, sizin sevginizle hayata tutunmalarını sağlayın.

Ve devlete sesleniyorum:

– Temel gıdaya vergi yükünü bindirip şans oyunlarının vergisini düşürmek intiharların ortağı olmaktır.

– Bu milletin gençlerini dijital mafyanın eline bırakmak ihanettir.

Türkiye’nin geleceği için bu çığlığı duymazsak, yarın mezarlıklarda kaybettiğimiz evlatların sessizliğinde hepimiz boğulacağız.