MÂBEDLER ŞEHRİ İSTANBUL

(İLK SARAYDAN SON MÂBEDE - 5)

İstanbul’un ruhunu aydınlatan selâtin camilerini ziyaret etmeye, bânilerini rahmetle yâd etmeye bugün de devam edeceğiz. Bir önceki bölümde bu mekânlar için “İstanbul’un Manevî Muhafızları” demiştik. İnsan bunu bu kadîm ve kutsal mâbedlerin kubbesi altında nefeslendiğinde daha iyi idrak ediyor. Haydi kaldığımız yerden selâtin camilerini şâd etmeye başlayalım...

* Sultan Üçüncü Mustafa tarafından 1766 depreminde yıkılan ve 1767-1771 tarihleri arasında Hassa Başmimârı Mehmed Tahir Ağa’ya yeniden inşa ettirilen (Fatih) Fatih Camii ve Külliyesi; annesi Mihrişah Emine Sultan ve ağabeyi Şehzade Süleyman adına Salacak sırtlarında, Aziz Mahmud Hüdayi Mahallesi’nde Mimar Mehmed Tahir Ağa’ya 1758-1760 yılları arasında yaptırılan (Üsküdar) Ayazma Camii; 1761 yılında Kadıköy Caferağa’da Tavus Sokak’ta inşa ettirilen ve 1858 yılında çıkan yangında zarar görmesinden dolayı Sultan Abdülmecid tarafından yeniden ihyâ edilen asıl adı Sultan Üçüncü Mustafa Camii’nden daha ziyade bilinen (Kadıköy) İskele Camii; 1750 yılında Beykoz Paşabahçe’de Barbaros Caddesi üzerinde yaptırılan ve 1965-1971 yılları arasında yıkılarak yeniden inşa edilen (Beykoz) Sultan Üçüncü Mustafa Paşabahçe Camii; 1760-1783 yılları arasında Hassa Başmimarı Mehmed Tâhir Ağa’ya inşa ettirilen (Fatih)Lâleli Camii ve Külliyesi.

[Ulu bir cami yaptırdım, “ceddim aldı” (Fatih Camii, Fatih Sultan Mehmed); bir daha inşa ettirdim, “keşişlere kaptırdım” (Camiden evvelce burada “Ayazma Sarayı ve Bahçesi” bulunduğu için yaptırdığı cami, onun ismiyle değil de “Ayazma Camii” ismiyle anılmış); yetmedi bir daha yaptırdım, bu sefer “deniz aldı” (kendisi tarafından inşa ettirildiği hâlde, bulunduğu yerden dolayı, ibadete açıldığı günden itibaren ismi “İskele Camii” olarak söylenegelmiş); en sonunda bir daha yaptırdım bu sefer de “dervişe kaptırdım” (Caminin yakınında yaşayan bir derviş varmış, keramet ehli bu zâtın elinden lale eksik olmazmış. Bundan dolayı, bu cami de Sultan Üçüncü Mustafa’nın değil de “Laleli Baba”nın ismiyle meşhur olmuş.) diyerek hayıflandığı bazı kaynaklarda geçmektedir.]

* Sultan Üçüncü Mustafa tarafından 1761’de Taya Hatun Mahallesi, Çakmakçılar Yokuşu’nda Saka Çeşmesi’nin üzerine yaptırılan Çakmakçılar ve Saka Çeşmesi Camii olarak da bilinen (Fatih) Sultan Üçüncü Mustafa Camii.

KIŞLA İLE BÜTÜNLEŞEN ULU BİR MÂBED

* Sultan Birinci Abdülhamid tarafından 1781’de (Sarıyer) Emirgan Hamid-i Evvel Camii (“Hamid-i Evvel” ifadesi “İlk Abdülhamid” anlamına gelir) ve 1777–1778 tarihleri arasında Beylerbeyi Sarayı’nın Hırka-i Şerif Dairesi’nin yerine annesi için mimar Mehmet Tahir Ağa’ya yaptırılan Beylerbeyi Camii yada diğer adıyla (Üsküdar) Hamid-i Evvel Camii ve Külliyesi.

* Sultan Üçüncü Selim tarafından 26 Nisan 1802-5 Nisan 1805 tarihleri arasında Üsküdar’daki Selimiye Kışlası’nın yanına Hassa Başmimarı Mehmed Arif Ağa ve Ahmed Nûreddin Ağa’ya yaptırılan sebil, çeşme, mektep, hünkâr mahfili, abdest odası ve vaktin doğru tespiti için kullanılan muvakkithâne gibi çok amaçlı bir ibadethane olan (Üsküdar) Büyük Selimiye Camii ve Külliyesi.

* Sultan İkinci Mahmud tarafından 1823’yılında yanan “Arabacılar Kışlası Camii”nin yerine Mimarı Krikor Balyan’a yaptırılarak 1826’da ibadete açılan halk arasında “Tophane Camii” olarak da bilinen surdışına inşa edilmiş İstanbul’un en büyük camilerinden (Beyoğlu) Nusretiye Camii ve Külliyesi.

HIRKA-İ ŞERİF KORUMA ALTINDA...

* Sultan Abdülmecid’in annesi Bezmiâlem Vâlide Sultan tarafından 1843’te bugünkü Çapa Tıp Fakültesi ile Vakıf Gureba Hastanesi (Bezmiâlem Vâlide Sultan tarafından İstanbul’da fakir ve kimsesizler için yaptırılan hastahâne) arasında yaptırılan (Fatih) Bezmiâlem Vâlide Camii.

* Sultan Abdülmecid (1839–1853) tarafından Topkapı Sarayı civarına Mektebi Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane bahçesi içinde inşa ettirilen Abdülmecid, Mecidiye, Sahrayıcedid, Sarayiçi Camii olarak da bilinen (Fatih) Tıbbiye Camii; Beşiktaş Çırağan Sarayı arkasında, Yıldız Sarayı’nın girişinde yer alan ve Hassa Mimarı Garebet Amira Balyan (başka bir rivayete göre Nigoğos Balyan) 1848’de yaptırılan (Beşiktaş) Küçük Mecidiye Camii; Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Üveys-el Karanî’ye (Veysel Karanî) hediye ettiği hırkasının (hırka-i şerif) korunması ve halk tarafından rahat ziyaret edilmesi için Fatih’te Balyan ailesine 1851’de yaptırılan (Hırka-i Şerif Camii ilk olarak Sultan Birinci Abdülmecid tarafından 1780’de yaptırılmış olup, 1812’de Sultan İkinci Mahmud tarafından yenilenmiş) (Fatih) Hırka-i Şerif Camii; Beşiktaş Ortaköy İskele Meydanı’nda Boğaz’a hakim, üç tarafı denizle çevrili bir konumda bulunan ve 1853- 1855 tarihleri arasında Nigoğos Balyan’a yaptırılan Büyük Mecidiye Camii olarak da bilinen (Beşiktaş) Ortaköy Camii; Kabataş ve Beşiktaş arasında, Dolmabahçe Sarayı’nın yanında 1852 yılında Sultan Abdülmecid’in annesi Bezmiâlem Vâlide Sultan tarafından inşasına başlanan, vâlide sultanın vefatı üzerine Sultan Abdülmecid tarafından 1855 tarihinde tamamlanarak ibadete açılan Bezm-i Âlem Vâlide Sultan Camii olarak da bilinen (Beyoğlu) Dolmabahçe Camii; Şişli ilçesinde Teşvikiye semtinde ilk olarak Sultan Üçüncü Selim tarafından 1794-1795 tarihleri arasında yaptırılmakla birlikte, eski caminin yerine 1853 yılında Sultan Abdülmecid tarafından Garabet Balyan ve oğlu Nigoğos’a yaptırılan (Şişli) Teşvikiye Camii.

* İlk olarak Sultan Üçüncü Ahmed tarafından 1722’de Sadabad Sarayı ile birlikte Kağıthane Deresi’nin kenarına yaptırılan, daha sonra Sultan Üçüncü Selim ve Sultan Birinci Mahmud tarafından onarım gören camii, cami daha sonraki dönemlerde Sultan Abdülaziz tarafından 1863 yılında Sarkis ve Agop Balyan kardeşlere yeniden inşa ettirilen Aziziye ve Kağıthane Camii olarak da bilinen ( Kağıthane) Sadabad Camii.

* Sultan Abdülaziz (1861-1876) tarafından Beşiktaş’tan Maçka’ya doğru çıkan ve günümüzde de Akaretler adıyla anılan iki yol üzerinde mimar Sarkis Balyan’a temeli attırılan, padişahın 30 Mayıs 1876’da tahtından indirilmesi üzerine inşaatı tamamlanamayan (Beşiktaş) Aziziye Camii.

* Sultan İkinci Mahmud’un eşi ve Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Vâlide Sultan tarafından 1869-1871 yılları arasında bugünkü Fatih- Aksaray Meydanı’nda mimar Montani Efendi’ye yaptırılan, fakat yol çalışmalarında bazı yapılarını kaybeden (Fatih) Pertevniyal Vâlide Sultan Camii ve Külliyesi.

CAMİLER İSLÂM MEDENİYETİ’NİN RUHU

* Sultan İkinci Abdülhamid tarafından 1887 yılında Yıldız Sarayı’nın güvenliğini sağlayan askerlerin ibadet ihtiyaçlarını karşılaması için Orhan Gazi’ye atfen yaptırılan (Beşiktaş) Orhaniye Kışlası Camii; Sultan İkinci Mahmud tarafından 1813’te Eminönü’nde Yalıköşkü Caddesi’nde yaptırılan caminin harap olması üzerine, 1887 yılında Sultan İkinci Abülhamid tarafından Mimar Alexandre Vallaury’e yaptırılan (Fatih) Hidayet Camii; Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın büyük ilgisine mazhar olan Şeyh Hamza Zafir Efendi adına Serencebey Yokuşu’nda 1889’da yaptırılan (Beşiktaş) Ertuğrul Tekke Camii ve Külliyesi; Kanûnî Sultan Süleyman tarafından Şehzade Cihangir için Mimar Sinan’a Marmara Denizi ve Boğaziçi’ne hakim bir noktada Beyoğlu Pürtelaş Mahallesi’nde, Cihangir Yokuşu’nda 1559-60 yılları arasında yaptırıldığı bahsine daha önce girmiş olmakla beraber, bu yapı deprem ve yangınlarda defalarca yıkılıp yapılmış fakat en son 1889 yılında Sultan İkinci Abdülhamid tarafından âdeta yeniden inşa edilen (Beyoğlu) Cihangir Camii; yapımına 1893 yılında başlanıp 1895’de bitirilerek ibadete açılan zarif ve estetik yapısıyla huzur dağıtan Servili- Merkez Camii olarak da bilinen (Büyükada) Büyükada Hamidiye Camii; İstanbul Boğazının Anadolu yakasında Üsküdar Burhaniye Mahallesi, Abdullah Ağa ve Enveriye Sokağı’nın kesiştiği yerde 1901 tarihinde Sultan İkinci Abdülhamid’in 8 oğlundan biri olan Şehzade Burhanettin Efendi adına inşa edilen ve köye ismini veren (Üsküdar) Burhaniye Camii; Bizans döneminde küçük bir kilisenin bulunduğu Karaköy Meydanı’nda İstanbul’un fethiyle yaşanan değişimle kilise camiye çevrildi ve Sultan İkinci Beyazid döneminde Yağkapanı Tekkesi ismiyle hizmet vermeye başladı. Daha sonra harap bir görünüme dönüşen tekke, dönemin Vezir-i Âzamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından yıktırılıp 1670 yılında cami olarak inşa edildi. 1894 İstanbul Depremi sonrası harap olan (Beyoğlu) Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii’nin yerine 1902’de Sultan İkinci Abdülhamid dönemin tanınmış mimarlarından D’Aronco’ya yeni bir cami yaptırdı. Daha sonra 1958 yılında büyük bir vandallığa maruz kalarak yok edildi.

Yarın devam edeceğiz, inşallah.