﴿رَّبَّنَآ إِنِّيٓ أَسۡكَنتُ مِن ذُرِّيَّتِي بِوَادٍ غَيۡرِ ذِي زَرۡعٍ عِندَ بَيۡتِكَ ٱلۡمُحَرَّمِ ﴾
“Rabbimiz! Ben çocuklarımdan kimini, namaz kılabilmeleri için senin kutsal evinin yanında, ziraata elverişsiz bir vadiye yerleştirdim.”
İbrahim Sûresi 37.
Hazreti İbrahim ailesini aldı ve yüzlerce kilometre uzaklıkta yer alan bir yere bıraktı. Dereleri aştı, bahçeleri aştı, nehirleri aştı, manzaraları ve havası ılıman çok yerleri aştı. Sonunda Mekke’ye geldi. Ekin bitmez bir vadide durdu. Su yok, kervan geçmez, ot bitmez bir vadide konakladı. Burası, dedi ve ailesini bırakıp gitti.
Giderken: “Rabbimiz, ailemi ekin bitmez bir vadide bıraktım ama senin evine yakın! Rabbimiz, onlar namaz kılsınlar diye burada bıraktım!” dedi.
Bu dua ve niyetin sebebiyle Rabbi ona ve ailesine huzur verdi. Su geldi, kuşlar geldi, kervanlar geldi ve yerleşim yeri oluştu. Mabedin yanındaki ufak bir ev kocaman bir şehre dönüştü...
Belki de insanların nazarında beş para etmeyen evin, Allah’ın yanında çok kıymetlidir. Çünkü camiye yakındır. Allah’ın evine yakın olan ev ne güzel evdir!
Bazen evinin hiçbir değeri olmaz, hiçbir özelliği olmaz, hiçbir markete yakın olmaz... Ama camiye yakındır.
Ekin bitmez bir yerde, otobüs durağına uzak bir yerde, bankalara, çarşıya uzak bir yerde, markete, fırına uzak bir yerde... Ama şu var ki, senin evine yakındır. Bir mescide, bir camiye, bir Kur’ân Kursuna, bir medreseye yakındır.
Şimdi gelelim kendimize...
Ev alırken nelere dikkat ediyoruz? Kriterlerimiz nedir?
- Okula yakın
- Parka yakın
- Caddeye yakın
- Avm’ye yakın
- Durağa yakın
- Çarşıya yakın
- Bankalara yakın
- Devlet kurumlarına yakın
- Çarşıya yakın
- Ona buna yakın...
Peki, camiye yakın mı diye araştırıyor muyuz? Araştırma yapıyorsak da acaba kaçıncı sırada?
Hazreti İbrahim, evinin adresini tarif ederken “Allah’ın evinin yanında” diye tarif ediyor.
Ya biz? Biz evimizi nasıl tarif ediyoruz? Falan marketin orda, filan mağazanın aşağısında, büfeden sonraki sokakta, şu okula şu mesafede, falan pazarın kuzeyinde…
Neden camileri merkeze alıp adresi ona göre belirlemiyoruz. Bu konuyu biraz tefekkür etmek gerekir diye düşünüyorum.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Murat Padak