Haberin Kapısı

Davet, Tebliğ ve Paylaşım Faaliyetinde Bulunanlara İki Nasihat!

İSLAM VE KÜLTÜR

Her davetçinin buna dikkat etmesi gerekir. Gücünün yetmediği hususlara karışmayacak. Boynundan büyük laflar etmeyecek. Elindeki gücün dışına çıkmayacak. On tane adam buldu diye devlete meydan okumayacak. Yirmi tane adam ile dünyaya ayar vermeye çalışmayacak. Kimsenin gazına, lafına gelmeyecek. Bir davetçi, gücünü aşan konularda konuşursa kaybeder.

1- Ben size yasakladığımı kendim yapmak istemiyorum.

2- Ben sadece gücüm yettiğince (sizi) düzeltmek istiyorum.

Hud Sûresi 88

Bu iki sözü Hazreti Şuayb kendi kavmine söylemişti.

Bunlardan birinde davetçinin özüyle sözüyle bir olmasına değinmiştir.

Ben size yasakladığım şeyi kendim yapmıyorum. Yani size faizden uzak durun deyip kendim faiz alıp vermiyorum. Ben size ölücülük yapmayın diyorum. Ben de ölücülük yapmıyorum. Ben size vaazlarımda adam kayırmayın, liyakatsiz adamı almayın diyorum. Ben de buna dikkat ediyorum. Ben size yalan söylemeyin diyorum. Ben de yalan söylemiyorum. Ben size uysal olun, yumuşak olun, kibar olun, anlayışlı olun, gönlü geniş olun diyorum. Ben de bunun aksine davranmıyorum...

İkinci olarak, ben gücümün yettiği kadarıyla ıslah etmeye çalışıyorum. Gücümün yetmediği hususlara karışmıyorum.

Her davetçinin buna dikkat etmesi gerekir. Gücünün yetmediği hususlara karışmayacak. Boynundan büyük laflar etmeyecek. Elindeki gücün dışına çıkmayacak. On tane adam buldu diye devlete meydan okumayacak. Yirmi tane adam ile dünyaya ayar vermeye çalışmayacak. Kimsenin gazına, lafına gelmeyecek. Bir davetçi, gücünü aşan konularda konuşursa kaybeder.

Nitekim davasını siyasi yorumların gölgesinde bırakanlar, davetçi kimliklerini kaybederler. Zamanla davetçi değil, siyasetçi bir kimliğe bürünürler.

Bazen yorumlarda, bazen de özel mesajlardan şunu yazanlar oluyor: Bunun arkasındaki güçleri niye söylemedin? Niye siyasetçilerden bahsetmedin? Sen de sistemi eleştiremiyorsun? Hadi, şunu da yaz da göreyim seni vb...

Ben de diyorum ki: Benim gücüm bunları yazmaya yetiyor. Senin gücün yetiyorsa sen yaz! Ben, değiştirebileceğime ve ulaşabildiğime inandığım kişiler için yazıyorum. Benim gücüm budur. Buradan ABD'ye ayar verecek gücüm yok. Buradan İsrail'e meydan okuyacak gücüm yok. Ama gücümün yettiği kadarını yapmaya çalışıyorum.

Resulullah Efendimiz, gücü yettiğinde Tebük seferine çıktı. Medine'den yaklaşık 700 km uzaklıkta bir yere. Gücü yetmediğinde ise sabah namazlarında düşmana beddua etti. Bi'ri Maune olayında olduğu gibi.

O, ayağını yorganına göre uzattı. Yanındaki müthiş insanları hülyaların peşinden koşturmadı. Onlara hülya değil, ülkü verdi. Durması gerektiği yerde durdu, yürümesi gereken yerde yürüdü ve koşması gereken yerde de koştu.

O, gözünü gökyüzüne dikmiş olsa da ayağının toprağa bastığının farkındaydı...

Gücümüzü, gücümüzün yettiği şeylere harcayalım.

Allah Teâlâ bizleri güçlü kılsın!

Murat Padak

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.