Haberin Kapısı

Ölen kimsenin yakınlarına taziyede bulunmak

İSLAM VE KÜLTÜR

Bunca acı ve kederi yetmiyormuş gibi, taziye için gelenlere helva yapacak, mutlaka ... Devam etmek, sonra da yemek ve tatlı yedirmek cahiliyye âdetlerindendir. Bazı yerlerde de bir hafta boyunca yemek yaptırılıp dağıtıldığıdır. ... Bıraktığı maldan yemek yapılarak cenazeye gelenlere verilmesi helal değildir.

“ ... Enes b. Malik r.a'dan. Peygamber s.a.v buyurdu ki: Kim herhangi bir musibet dolayısıyla mü'min kardeşine taziyette bulunursa Allah ona kıyamet gününde onun sebebiyle kendisine habr olunacak bir elbiseyi ona giydirecektir.

Ey Allah'ın Rasûlü habr olunması ne demek diye soruldu. Peygamber: Ona gıbta edilecek demektir diye, buyurdu."

Hatib, Tarih-u Bağdad: VII, 397 - İbn Asakir, Tarih-u Dimaşk: XV, 91/1 - İbn Ady, el-Kamil: IV, 1572 'de rivayet etmişlerdir.

“ ... Kurra el - Müzeni r.a'dan dedi ki: Allah’ın Peygamberi oturduğu zaman, yanına hemen ashabından da bir kaç kişi otururdu. Onların arasında küçük oğlu olan bir adam da vardı. O çocuk babasına sırtının arkasından gelir, o da alıp onu önüne otururdu. [ Peygamber s.a.v ona: Onu seviyor musun diye sordu, adam şöyle dedi: Ey Allah'ın Rasûlü: Allah onu sevdirdiği gibi seni de sevdirsin. ] Derken çocuk öldü. Adam da sohbete gelmez oldu. Oğlu için üzüldü. Peygamber s.a.v onu göremeyince: Ben ne diye filan kişiyi göremiyorum diye sordu. Ey Allah'ın Rasûlü dediler. Senin o gördüğün oğulcağızı var ya o öldü. Peygamber s.a.v onunla karşılaşınca oğlunu sordu, o da oğlunun öldüğünü Peygambere haber verdi. Peygamber oğlu dolayısıyla ona taziyetlerini bildirdi, sonra şöyle buyurdu: Ey filan kişi sen şunlardan hangisini daha çok seversin. Ömrün boyunca onunla hoş vakit geçirmeyi mi yoksa yarın cennet kapılarından hangisine gidersen mutlaka onun senden önce oraya varmış olduğunu ve o kapıyı sana açmakta olduğunu görmeni mi? Adam: ey Allah'ın Peygamberi elbetteki benden önce cennetin kapısına gidip, bana o kapıyı açmasını ben daha çok severim. Peygamber: İşte bu sana verilmiştir, diye buyurdu. [ ensardan bir adam] dedi ki: ey Allah'ın Rasûlü [ Allah beni sana feda kılsın ]. Bu sadece ona mı has yoksa hepimize mi? Peygamber s.a.v: aksine hepinize diye buyurdu] "

Nesai: I, 296 - İbn Hibban, Sahih'inde - Hakim: I, 384 - Ahmed: V, 35 'de rivayet etmişlerdir. Hakim: Senedi sahihtir" demiş, bu hususta Zehebi de ona muvafakat etmiştir. Hadisin Mecmau'z-Zevaid: III, 10)'da bir şahidi bulunmaktadır.

Taziye esnasında ölü sahiplerine söylenecek sözler

“ ... Üsame b. Zeyd'den dedi ki: Peygamber s.a.v’in kızlarından birisi Rasûlullah s.a.v’e bir küçük çocuğunun, oğlunun ya da kızının - bir rivayette Zeynep kızı Umeyme'nin - ölmek üzere olduğuna dair haber gönderdi. Binaen aleyh bizim yanımıza gel, dedi. Üsame dedi ki: Peygamber ona selam söylemek ve şunları bildirmek üzere haber gönderdi:

" Aldığı şey Allah'ındır. Verdiği de [Allah'ındır ] herşey onun yanında belli bir ecele kadardır. Binaen aleyh sabretsin ve ecrini Allah'tan beklesin. Kızı ona [ mutlaka kendisine gelmesi için ] yemin vererek haber gönderdi. Bunun üzerine o da kalktı, biz de kalktık. Küçük çocuk Rasûlullah s.a.v’in kucağına verildi. Nefesi [ sanki bir su tulumunda imiş gibi ] hırıldayıp duruyordu. Gelenler arasında Sad b. Ubade [ Muaz b. Cebel ], Ubeyy [ b. Kâb ] zannederim [ Zeyd b. Sabit ve birtakım kimseler vardı.] Rasûlullah s.a.v’in gözleri yaşla doldu. Sad ona: Bu ne oluyor ey Allah'ın Rasûlü [ sen ağlamayı yasaklamadın mı? ] Peygamber s.a.v buyurdular ki: Bu [ancak] Allah'ın kullarından dilediği kimselerin kalblerine koyduğu bir rahmettir. Allah kulları arasından merhametlilere merhamet buyurur."

Buhari: III, 120-122 - Müslim: III, 39 - Ebu Davud: II, 58 - Nesai: I, 263 - İbn Mace: 481 - Beyhaki: IV, 65­68-69 - Ahmed : V, 204-206-207

“ ... Bureyde b. el-Hasib'den rivayet edilmiştir. O dedi ki: Rasûlullah s.a.v ensarı arar araştırır, onların hastalarının ziyaretine gider, onları soruştururdu. Bir gün ensardan bir kadının oğlunun öldüğü haberini aldı. Başka bir çocuğu da yoktu. Bundan dolayı onun için çok üzülmüş, çok kederlenmişti. Peygamber s.a.v ona gitti. [ Beraberinde ashabı da vardı. Kadının evinin kapısına ulaşınca kadına: Allah’ın Peygamberi ona taziyede bulunmak üzere girmek istiyor denildi. Rasûlullah s.a.v girip şöyle dedi: Bana ulaştığına göre sen oğlun için çok üzülmüş, kederlenmişsin. O kadına Allah'a karşı takvalı olmasını, sabırlı olmasını emretti. Kadın ey Allah'ın Rasûlü [ nasıl üzülmeyeyim ] ben artık doğum yapamayan rakub bir kadınım. Benim ondan başka bir çocuğum da yok dedi. Bu sefer Rasûlullah s.a.v şöyle buyurdu: Rakub çocuğu hayatta kalan demektir. Sonra şöyle buyurdu: Bir erkeğin yahut müslüman bir kadının üç evladı ölür de [ onların mükâfatını ümit ederse ] mutlaka Allah onu, o çocukları vasıtasıyla cennete girdirir. Bunun üzerine Ömer [ Peygamber s.a.v’in sağında bulunuyordu ] . Anam babam sana feda olsun ya iki kişi olurlarsa diye sordu. Peygamber: İki kişi dahil diye buyurdu."

Bezzar : 857 - Hakim : I, 384 'de şöyle demektedir : " Hadisin senedi sahihtir." Zehebi de bu hususta ona muvafakat etmiştir.

Taziye için ölü evinde toplanmak, özel toplantı yerleri oluşturmak ve gelenlere yemek yedirmek caiz değildir

“ ... Cerir b. Abdullah el-Beceli r.a dan. Şöyle demektedir: Bizler ölenin akrabaları yanında toplanmayı ve defnedilmesinden sonra yemek yapmayı bir çeşit ağıt yakmak olarak sayıyorduk - bir rivayette görüyorduk - ."

Ahmed: 6905 - İbn Mace: I, 490

Ölü sahipleri için yemek yapıp götürmek sünnettendir

“ ... Abdullah b. Cafer r.a dan. O şöyle demektedir: Cafer’in ölüm haberi ulaşınca, Peygamber s a v şöyle buyurdu: Cafer’in ailesine bir yemek yapınız, onlara kendilerini yeteri kadar uğraştıracak bir iş gelip çatmış bulunuyor, ya da onlara kendilerini meşgul edecek bir şey gelmiş bulunuyor, diye buyurdu."

Ebu Davud: II, 59 - Tirmizi: II, 134 - İbn Mace : I, 490 - Şafiî, el-Umm : I, 247 - Dara kudni : 194, 197 - Hakim : I, 372 - Beyhaki : IV, 61 - Ahmed : I, 175

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.