Haberin Kapısı

Özlemini en çok çektiğimiz nedir?

İSLAM VE KÜLTÜR

Evet, geçmişi özlüyoruz. Ayrıldığımız dostlarımızı özlüyoruz, yanımızda iken kadir kıymet bilmediklerimizin sesini özlüyoruz değil mi? Peki yarını özledik mi hiç?

Çocukluk yıllarımızı özledik değil mi? Sokakta koşuşturmayı, saklambaç oynamayı, ip atlamayı, dolapların içinde uyumayı...

Eski bayramları özledik değil mi? Küçük olduğumuz için verilen küçük harçlıkları büyük gördüğümüz günleri... Şekerleri birer birer saydığımız o eski güzel günleri...

İlk sevdiğimizi, içimize gömdüğümüz sevgileri özlüyoruz değil mi?

Kaybettiklerimizi, annemizin yemeğini, babamızın kucağını ya da ayaklarımızın dışarıda kaldığı soğuk gecelerin yorganlarında yeniden uyumayı...

Bakkaldan pahalıya almamak için uzak bakkalları sınadığımız günleri...

Kimi zaman aç, kimi zaman üzüntüyle geçirdiğimiz geceleri özlüyoruz...

Evet, geçmişi özlüyoruz. Ayrıldığımız dostlarımızı özlüyoruz, yanımızda iken kadir kıymet bilmediklerimizin sesini özlüyoruz değil mi?

Belki geçmişten özlediğimiz sadece insanlar değildir. Kesilen o ağacı, koparılan o çiçeği de özlüyoruz. Ölen muhabbet kuşlarımızı bile özlüyoruz. Kaybettiğimiz kediyi...

Eski komşuları, eski evimizi, hayalimizden çıkmayan köyümüzü ve eski taş sokaklarımızı özlüyoruz...

Hepsi mazide kalmış değil mi? Özlediğimiz her şey mazide kalmış...

Peki, gelecekten yana neyi özlüyoruz?

Gelecek özlenir mi?

Özlenir mi diye sormayın.

Biliyorum, kimi zaman geleceği de özlüyorsunuz.

Allah'ın cemalini göreceğiniz o günün hasretiyle yanıp tutuşuyorsunuz değil mi?

Sahi, cennetteki evinizi özlediniz mi?

Cennetteki yuvanızı, yurdunuzu özlediniz mi?

Müminler için hazırlanan cenneti...

Ben özlüyorum kimi zaman...

Geçmişin bir daha gelmeyeceğini biliyorum. Onun için özlesem de üzülmemem gerektiğini bilirim. Ama yarını özlüyorum işte!

Yarını özledik mi hiç?

Nasıl özleyeceğiz ki?

Düne o kadar bağlıyız ki, yarından haberimiz yok! Kabristanlar, yarını beklemeyen milyonlarca insan ile dolu.

Yarına hazır mıyız?

Özlüyor muyuz?

Bir hayal kur. Gelecekten geçmişe gelmişsin! Mümin adam, mümine kadın, sana diyorum! Geleceğe, geçmişe iman etmiş gibi inanmadın mı? İnandın değil mi?

Şimdi hayalini kur. Gelecekten geçmişe yani bugüne gelmişsin! Bugündesin. Sen böyle bir hayalde geçmişi mi özlersin yoksa geleceği mi?

Yarını özlersin değil mi?

Yarını unutma. O da seni unutmadan...

Murat Padak

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.