Haberin Kapısı
2015-10-31 16:09:16

Kaderi İnkâr Edenlere Hodri Meydan!

Mehmet Salih Arslan

31 Ekim 2015, 16:09

Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla!

Böylesine hayırlı ve faydalı hizmeti kaderimizde takdir edip yazan, zamanı gelince de kazasıyla gerçekleştiren ve cüz’i irademiz ile kesbimizde bizi buna muvaffak kılan ALLAH’U TEA’LA’ YA sonsuz hamdı ve senalar olsun.

Kâinatın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Peygamber efendimize, âline ve ashabına sonsuz salata selam olsun.

Bu hayırlı hizmete vesile olan büyüklerimizden ve geceli gündüzlü çalışıp fedakârlık gösteren Ramazan beyden ve diğer kardeşlerimizden de ALLAH’U TEA’LA ebediyen razı olsun.

Biz acize de bu hizmette: İslam’da Gerçek İtikad bölümü lütfedildi. Malum olduğu üzere akaid konusu dinimizde en mühim meselelerden biridir. Ancak maalesef bu kadar önemli bir konuda haddini aşıp bozuk görüşlerle insanları yanlışa ve batıla sürükleyen aydınlar (!) bir kısım medyada cirit atmakta, hem kendilerini hem de başkalarını dalalete sürüklemektedirler.

Bu tahribatlardan biri de: Kadere İmanı inkârdır. İlahi kaderi inkâr eden bu güruh, küllî iradeyi yok sayıp her şeyi kullara, cüzi iradeye hamlederek onlara (hâşâ) kader yetkisi vermektedirler. Bu sebeple de onlara kaderiler denmektedir. Kaderîler’de asıl başı çekenler kureyş müşrikleridir. Ebu Hüreyre (R.A.) şöyle demiştir: “Kureyş müşrikleri peygamber (S.A.V.)’e gelip kader konusunu 2 ( inkâr etmek üzere) onunla münakaşaya girdiler. Bunun üzerine (şu âyet-i kerîmeler) nazil oldu :” O gün, (kaderi inkâr edenler) yüzleri üstü ateşe sürüklenirlerken (onlara) : Tadın! Sekar (cehennemin)in dokunuşunu (şiddetli acı ve elemini). Muhakkak ki BİZ (A’ZîMUŞŞAN) ! her şeyi bir kaderle yarattık (denir).” (Kamer suresi;48. ve 49. Âyet-i Kerîme)

Abdullah bin Ömer (R.A.)’den merfu (muttasıl ve sahih ) olarak rivayet edildiğine göre şöyle demiştir : “Kaderiyecîler, bu ümmetin mecusileridir. Eğer hastalanırlarsa onları ziyaret etmeyin, ölürlerse cenazelerine katılmayın! ” (Ebu Davut, Sünnet) Kaderiler, kelime oyunlu hilelerle insanların aklını çelmekte ve dalalete hatta inkâra sürüklemektedirler. Şimdi bu (üç kısım) hilelerini ve bunların batıl ve yanlış olduğunun ispatını sıralıyoruz:

1. Hileleri:

İman esaslarını açıklayan ve Cibril hadisi diye meşhur olan en sahih rivayet; Buharî’nin rivayetidir, metni de şöyledir :” İman; ALLAH’A, meleklerine, O’nun(ALLAH’U 3 TEA’LA’nın) huzuruna varmaya ve resullerine (peygamberlerine) inanman ve (öldükten sonra kabirden dirilip) mahşere gönderilmeye inanmandır.” (Ebu Hüreyre (R.A.)’den, Sahih-i Buharî- İman Bölümü)

Görüldüğü üzere bu (en sahih ) hadis-i şerîfte kadere iman zikredilmiyor, dolayısıyla kadere inanmak imanın şartlarından değildir.

1.Hilelerinin reddi ve iptali:

Şimdi bizde onlara diyoruz ki: Sizin bu sapık ve yanlış fikrinize göre, kitaplara imanı da (hâşâ) inkâr etmek gerekir. Çünkü bu hadis-i şerîfte kitaplara iman da zikredilmiyor. Eğer bu sapık ve kıt görüşlüler deseler ki: Kitaplara iman başka hadis-i şerîflerde sabittir. Biz de deriz ki: Behey gafiller! Kadere iman da başka birçok (sahih ve hasen ) hadis-i şerîflerde sabittir. Belki onlardan haberiniz yoktur. İşte onlardan bazıları:

Sahih-i Buharî’den:

Ebu Hüreyre (R.A.)’den rivayet edildiğine göre, peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular : “Nezir(adak), âdemoğluna (insana) takdir edilmemiş bir şeyi getirmez (ulaştırmaz). Ancak ona kaderinde takdir edilen şeyi ulaştırır.” ( Sahih-i Buharî-Yeminler Ve Nezir Kitabı – Bab: 27 )

(Yine) Ebu Hüreyre (R.A) demiştir ki: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) bana dedi ki : “Kalem(in yazdığı) kurudu. Senin ulaşacağın (her) şeyin sübutu ile. (Sahih-i Buharî, Kader Kitabı-Bab :2)

Sahih-i Müslîm’den :

Abdullah bin A’mr (R.A.) demiştir ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurduğunu işittim: 4 “ALLAH (CELLE CELALUHU), gökleri ve yeri yaratmadan elli bin sene önce, mahlûkatın mukadderatını (kaderlerini) yazdı.” (Sahih-i Müslîm, Kader Kitabı)

Tirmizî’nin Sünen’inden:

Hz.Ali (R.A.)’den (rivayet edildiğine göre), peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu : “Kul, dört(hakikat)e inanmadıkça iman etmemiştir; ALLAH’tan başka ilah olmadığına ve şüphesiz benim ALLAH’ın rasulu olup hakk ile gönderdiğine şehadet (kalp ile tasdik dil ile ikrar) etmeli. Ölüme inanmalı. Ölümden sonraki dirilişe inanmalı. Ve kadere inanmalıdır.” (Sünen-i Tirmizî, sahih olarak - Hayrıyla Ve Şerriyle Kadere İman Babı)

İbnu Mace’nin Sünen’inden:

Cabir (R.A.), rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Bir nefse(cana) takdir edilen şey mutlaka yerine gelir (gerçekleşir). “ (Zevaid-i Sünen-i İbnu Mace)

Ahmed Bin Hanbel’in Müsned’inden :

Ebu Hazm’dan oda A’mr bin Hişam’dan, oda babasından ve (babası vasıtasıyla) dedesinden şöyle rivayet edilmiştir : Muhakkak ki rasulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) şöyle buyurdu : “Kişi, hayrıyla ve şerriyle, kadere inanmadıkça iman etmemiştir.” (Sünen-i Ahmed bin Hanbel, Kadere İman Babı – Sahih olarak)

2.Hileleri:

Kader konusu ahad haberle (haber-i vahidle) sabittir. Haber-i vahid de delil olmaz.

5 2.Hilelerinin reddi ve iptali:

Bu söz iki cihetle boş ve asılsızdır; Hem hadis literatüründe hem de Kur’an ahkâmında. Hadis-i şerîf cihetince: Kader konusu: Manevi mütevatirle sabittir. Çünkü kader hakkında birçok (sahih ve hasen) hadis-i şerîf vardır, isteyen hadis-i şerîf kitaplarını araştırabilir. Yukarıda zikrettiğimiz hadis-i şerifler de onlardan sadece bazısıdır.

Kur’an ahkâmınca ise: Lâfzen mütevatirdir. Çünkü kur’an-ı kerîmin her bir âyeti lafzen mütevatirdir. Kader hakkında bir değil birçok âyet-i kerîme vardır.

3. Hileleri:

Bakara suresi’nin 177. âyet-i kerîmesi (ki mea’li) :” Ancak (asıl) iyilik, bir kimsenin; ALLAH’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere inanmasıdır.”

Bu ayet-i kerîmede iman esasları zikredildiği halde kadere iman zikredilmiyor (dolayısıyla kadere inanmak şart değildir).

3.Hilelerinin reddi ve iptali :

Yine diyoruz ki: Âyet-i kerîmeyi dikkatlice okursanız göreceksiniz ki orda :” Kitaba” (tekil olarak) zikrediliyor, kitaplara (çoğul olarak) değil. O halde sizin kıt ve batıl fikrinize göre sadece bir kitaba (Kur’an-ı Ker’ime) inanıp diğer üç hakk kitaba inanmamak gerekir. Eğer yine derseniz ki: Diğer üç kitabın varlığı ve hakk oluşu başka âyet-i kerîmelerde mevcuttur. Bizde yine deriz ki: Be hey gafiller! Kader konusu da başka âyet-i kerîmelerde sabittir (mevcuttur). Belki onlardan da haberiniz yoktur, işte onlardan da bazıları : “Muhakkak ki BİZ(A’ZİMUŞŞAN), her şeyi (önceden belirlediğimiz) bir kaderle yarattık.” (Kamer suresi: 49) Bu âyet-i kerîme’nin kaderi inkâr edenlere karşı nazil olduğunu zikretmiştik.

6 “ ALLAH’ın emri, (önceden) takdir edilmiş bir kaderledir.” (Ahzab suresi: 38)

“ Her şeyi yaratıp mukadderatını (kaderini) takdir eden (ALLAH yüceler yücesi)dir.” (Elfurkan suresi: 2)

“ Alemlerin rabbi (olan) ALLAH istemedikçe (izin vermedikçe) siz dileyemezsiniz.” (Tekvir suresi: 29)

“Bir canlıya uzun ömür verilmesi de, onun ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitaptadır. Şüphesiz bunlar ALLAH’a kolaydır.” (Fatır suresi :11)

“Ne yeryüzünde ne de kendi canlarınızda meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki BİZ onu yaratmadan önce bir kitapta (sabit ve yazılmış) olmasın. Şüphesiz ki bu, ALLAH indinde kolaydır.” (Hadid suresi: 22) “(O) Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” (Ena’m suresi :38)

“ (Ey rasulüm!) Bilmezmisin ki, ALLAH, gökte ve yerde ne varsa (hepsini) bilir. Bunların hepsi bir kitapta (levhi mahfuz da)dır. Ve muhakkak ki bu (şeylerin tümünü bilip önceden tayin etmek), ALLAH indinde kolaydır.” (Hacc suresi :70)

“(Ey Habibim!) De ki: Bize hiçbir zaman ALLAH’ın yazdığından başkası erişmez (ulaşmaz). O bizim Mevla’mızdır. O halde mü’minler yalnızca ALLAH’a (güvenip) tevekkül etsinler.” (Tevbe suresi: 51)

Evet, bu kadar sahih ve kat’i deliler kaderin varlığına ve hakk oluşuna şehadet ettiği halde hala kalbinde ve dilinde inkâra tevessül eden varsa onları da şu âyet-i kerîmelerle müjdeliyoruz :

“Yoksa siz, kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz ?! Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık, kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. ALLAH, sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir.” (Bakara suresi: 85)

7 “ Her kim, iman(esasların)ı inkâr ederse onun a’meli boşa gitmiştir. Ve o (kimse) ahirette hüsrana (büyük bir ziyana) uğrayanlardandır.” (Maide suresi: 5)

“(O) Gün, (iman ve İslam hakikatlerini) yalanlayanların vay haline!” (Mürselat suresi: 19)

“ Kendisine Rabb’inin âyetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir?! Muhakkak ki BİZ(A’ZİMUŞŞAN), günahkârlara, ettiklerinin karşılığı olan cezayı veririz.” (Secde suresi: 22)

“O gün, yüzüstü ateşe sürüklendiklerinde (onlara): Tadın! Sekar(Cehennem’in)in dokunuşunu (acı ve elemini). Muhakkak ki BİZ (A’ZİMUŞŞAN) her şeyi bir kaderle yarattık (denir).” (Kamer suresi: 48 Ve 49)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.