Haberin Kapısı
2021-03-30 21:21:11

Kur'an-ı Kerim'de: "Salat"

Mehmet Salih Arslan

30 Mart 2021, 21:21

Kur’an-ı Kerim’de bazı kelimeler, farklı ayet -i kerimelerde ayrı anlamlarda zikredilmiştir. Ayrı anlam ve vecihlerde geldikleri için de, tefsir usulünde bu tür kelimelere : “Vücuh” denilmektedir. Bu durum Türkçede de mevcuttur. Mesela “Yüz” kelimesi; doksan dokuzdan sonra gelen sayı, çehre, yüzey, suda yüzmek, hayvanın derisini yüzmek… Gibi, farklı yerlerde ve farklı cümlelerde ayrı anlamlarda kullanılmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’deki “Salat” kelimesi de ”Vücuh” kısmındandır. Yani farklı ayetlerde; Namaz, Din, dua, kiraat, ibadet, rahmet ve istiğfar gibi farklı anlamlarda kullanılmıştır.

“Salat” kelimesinin “Namaz” anlamında zikredildiği ayet - i kerimelerden birisi, A’lak suresi 10. ayet - i kerimedir. ALLAHU TEÂLA şöyle buyurmaktadır : “ صَلَّىٰٓ إِذَا عَبْدًا ”“ Kul, namaz kılarken… ” Bu ayet -i kerime, Resulullah (A.S.)’ın, Kâbe’ nin avlusunda kıldığı namaz hakkında nazil olmuştur. Yine “Salat” kelimesinin “Namaz” anlamında olduğu ayet -i kerimelerden biri, Cuma Suresi 9. Ayet-i Kerime’dir. ALLAHU TEÂLA şöyle buyurmaktadır:

“ ٱلْجُمُعَةِ يَوْمِ مِن لِلصَّلَوٰةِ نُودِىَ إِذَا ءَامَنُوٓ ا۟ٱلَّذِينَ يَٰٓأَيُّهَا ”

“ Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman” yani ezan okunduğu zaman. Bu ayet-i kerimedeki “Salat” tan kasıt Cuma namazıdır, yani namazdır.

Ayrıca “ Zekât” lafzıyla ve “Eqame – yuqimu” fiiliyle beraber zikredilen ayet-i kerimelerdeki : “Salat” kelimesi de : “Namaz” anlamındadır. Mesela, savaş esnasında nazil olan Nisa suresi 102. ayet-i kerime bunlardan biridir. Zira bu ayet-i kerimede Resulullah (A.S.)’ın ve sahabe-i kiramın savaşta kılacakları ikindi namazı tarif edilmektedir.

ALLAHU TEÂLA şöyle buyurmaktadır:

مَّعَكَ مِّنْهُم طَآئِفَةٌ فَلْتَقُمْ ٱلصَّلَوٰةَ لَهُمُ فَأَقَمْتَ فِيهِمْ كُنتَ وَإِذَا ”

وَلْتَأْتِ وَرَآئِكُمْ مِن فَلْيَكُونُوا۟ سَجَدُوا۟ فَإِذَا أَسْلِحَتَهُمْ وَلْيَأْخُذُوٓا۟

“ مَعَكَ فَلْيُصَلُّوا۟ يُصَلُّوا۟ لَمْ أُخْرَىٰ طَآئِفَةٌ

“ (Ey Resulüm !) Onların içinde olup da onlara namaz kıldıracağın vakit, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursun ve silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekât kıldıklarında) arkanıza (düşmanın karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin ve seninle beraber namaz kılsınlar. ”

ALLAHU TEÂLA bu ayet-i kerimede açıkça namazı tarif etmektedir.

Resulullah (A.S.)’da ömrü boyunca kıldığı ve kıldırdığı namazlarla ve yaptığı tarif ve izahlarla hem fiili hem de kavli olarak “Salat”ın “Namaz” anlamında olduğu ayet-i kerimeleri sahabe-i kirama ve dolayısıyla ümmetine ta’lim, tarif ve tebyin etmiş, uygulayıp beyan etmiştir.

Bu ta’lim ve tariften birini sahabe -i kiramdan Ebu Musa el-Eşa’ri (R.A.) sahih rivayette şöyle nakletmektedir: Şüphesiz ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) bize hutbe okuyarak sünnetimizi (istikamet yolumuzu) beyan etti ve namazımızı bize öğretti. Zira Resululla (A. S. )şöyle buyurdular:

«Namaz kılacağınız zaman saflarınızı düzeltin. Sonra içinizden biri size imam olsun. O tekbir aldı mı siz de tekbîr alın. (Fatiha’yı okuyup) الضَّٓالّ۪ينَ وَلَا عَلَيْهِمْ الْمَغْضُوبِ غَيْرِ dediğinde sizde : “Amin”, deyin ki ALLAH size icabet buyursun. İmam tekbir alarak rüku'a gitti mi siz de tekbir alın ve rükû' a gidin. Çünkü imam, sizden önce rükû etmeli ve sizden önce rükû'dan doğrulmalıdır... İmam : حَمِدَه لِمَنٔ اللَّهُ سَمِعَ dediği vakit, sizde: الْحَمْدُ لَكَ رَبَّنَا deyin. ALLAH, sizin bu sözünüzü işitir (karşılık verir). İmam tekbir alarak secdeye git­tiğinde sizde tekbir alın ve secdeye gidin, çünkü imam sizden önce secde etmeli ve sizden önce secdeden başını kaldırmalıdır… Oturuş esnasında da ilk sözünüz şu olsun.” Buyurup “Tahiyyat” ı zikretmiştir. (1)

İşte bu ve benzeri hadis-i şeriflerde Resulullah (A.S.) “Namaz” anlamındaki “Salat’ı” izah edip açıklamış ve bir hadis-i şeriflerinde de şöyle buyurmuşlardır:

“ Beni nasıl namaz kılıyor gördüyseniz, siz de öyle namaz kılınız. Namaz vakti geldiğinde içinizden biri size ezan okusun. En büyüğünüz de size imam olsun.” (2)

Namazla ilgili onlarca ayet-i kerime ve hadis -i şeriflerin olmasına ve ta Hz. Âdem (A.S.)’dan beri binlerce yıldır kılınmasına rağmen (3) maalesef bazı hoca kılıklı münafık şarlatanlar çıkıp, “Salat” tan kastın “Namaz” olmadığını, “Namaz” diye bir şeyin (haşa) olmadığını iddia etmektedirler.

Bu tür sapıkların batıl iddialarının sebebi ancak iki şeyle açıklanabilir :

1. Dinsizlik

2. Beyinsizlik Çünkü namazın Kitap, Sünnet ve İcma’ ile sabit olduğunu, zarurat-ı Din’iyyeden yani bilinmesi ve yapılması zaruri ve farz olduğunu bile bile, ancak dinsizler ve beyinsizler inkâr edebilir.

“Salat” kelimesiyle alakalı olarak yine kasıtlı bir şekilde yalan – yanlış bilgi verilen bir konu daha vardır. O da “Ahzab” suresi 56. Ayet-i Kerime’ye verilen yanlış manadır. Ahzab suresi 56. Ayet-i Kerime’de ALLAHU TEÂLA şöyle buyurmaktadır:

ءَامَنُوا۟ ٱلَّذِينَ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِىِّ عَلَى يُصَلُّونَ وَمَلَٰٓئِكَتَهُۥ ٱللَّهَ إِنَّ “ ا تَسْلِيمً وَسَلِّمُوا۟ عَلَيْهِ صَلُّوا۟

“Muhakkak ki ALLAH ve melekleri Peygamber’e salat ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de O’na salat edin ve teslimiyetle selamda bulunun.”

kimseler bu ayet-i kerimedeki: يُصَلُّونَ ve: صَلُّوا۟ siğalarıyla zikredilen “ Salat” ın – destek – anlamında olduğunu söylemektedirler. Hâlbuki bunlar kafadan uydurup desteksiz sallayan kimselerdir. Zira destek anlamında olsaydı يُصَلُّونَ ve: صَلُّوا۟ sığaları عَلَى lafzıyla beraber zikredilmezlerdi. Ayrıca tefsir kitaplarında ve sahih hadis-i şeriflerde öyle olmadığı yani destek anlamında olmadığı açıktır.

Tefsir kitaplarında, ayet-i kerimedeki “Salat’ın”; Allah’ın Peygamber’ine rahmet etmesi ve O’nu yüceltmesi, meleklerin O’na istiğfar edip yüksek derecelere ve mükâfata erdirilmesini ALLAH’ tan niyaz etmeleri, müminlerin de Allah’ın O’na rahmet ve bereketini yağdırması için dua etmeleri anlamında olduğu belirtilmektedir.

ALLAHU TEÂLA, Bakara suresi 199. Ayet-i Kerime’ de : “ٱللَّهَ وَٱسْتَغْفِرُوا۟ ”“ALLAH’ tan bağışlanma dileyin.” Buyurduğu gibi Ahzab suresi 56. Ayet-i kerimede de mü’minlere, Peygamber’lerine “Salat” etmelerini yani O’na Allah’tan rahmet, yüksek dereceler ve bereket ihsan etmesi için dua etmelerini emretmektedir.

Bu ayet-i kerime nazil olduğunda sahabe-i kiram, ayet-i kerimenin mana ve izahını, en büyük müfessire ve ayetin bizzat muhatabı olan Zat’a yani Hz. Peygamber (A.S.)’ a : “ Ya Resulullah! ALLAHU TEÂLA bize, Sana salat etmemizi emrediyor. Peki, Sana nasıl salat edeceğiz? ” diye sual ettiler. Hz. Peygamber (A.S.)’da “ Salli–Barik ” diye meşhur olan duanın okunmasını şöyle buyurdular:

“Deyin ki: Allah’ım! İbrahim (ve) âline salat ettiğin, yani rahmet ve ihsanda bulunduğun gibi Muhammed'e ve âline de salat eyle yani rahmetini ve ihsanını yağdır. Şüphesiz Sen övülmeye layık ve Yücesin. Allah’ım! İbrahim (ve) âline bereket lütfettiğin gibi Muhammed'e ve âline de bereket lütfeyle. Şüphesiz Sen övülmeye layık ve Yücesin! ” (4)

Hz. Peygamber (A.S.), başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurmaktadır : “ Kim üzerime bir defa salat ederse yani salavat getirirse ALLAH’ ta o kimseye on defa salat eder yani rahmet eder - ve on günahını siler ve on derece (makamını) yükseltir. - En hayırlı günlerinizden biri; Cuma günüdür. O halde o günde bana çokça salat edin (çokça salavat okuyun). – (Asıl) cimri, yanında zikrim geçtiği (yanında bahsedildiğim) halde üzerime salavat okumayandır.- Yanında ben zikrolunduğumda üzerime salat etmeyen (salavat getirmeyen) kişinin burnu yere sürtülsün (hor ve hakir olsun). ” (5)

Evet, bize düşen; heva ve heveslerine göre ayet-i kerimelere mana veren sahtekârlara değil, ayet-i kerimeleri tebliğ, tarif ve teybin ile açıklamakla bizzat görevli olan Resulullah (A.S.)’a uymak ve itaat etmektir. ALLAHU TEÂLA bizleri muvaffak eylesin, âmin. Ve sallallahu a’la seyyidina Muhammed’in ve a’la alihi ve sahbihi ve selem vel-hamdu lillehi Rabbilalemin.

----------------------

(1) Müslim, Kitabu’s-Salat, (16) 62 - 404, Sünen-i Ebi Davud, Kitabu’s-salat, 182 - 972, Sünen-i İbnu Mace, Kitabu’s-salat, (24) – 901

(2) Buhari, “Ezan,” 18

(3) Meryem, 58-59; İbrahim,37; Bakara,43; Nisa,162; Maide,12;Lokman,17; Taha,14; Âli İmran,39; Meryem,31

(4) Müslim, Salat, 17 / 65 - 405; Sünen-i Ebi Davud, Kitabu’s-Salat, 183 / 980, 976; Tirmizî, Ebvabu’s-Salat, 20 / 234 – 483

(5) Müslim, Kitabu’s-Salat, 17 /70 -408; Nesaî, Kitabu’s-sehv 501 /1220-1221, Kitabu’l-Cum'a, 723-1678; Ebu Davud, Salat, 361/1530-1531; İbnu Mace, Kitabu’l-cenaiz, 65 /1636-1637; Tirmizî, Ebvabu’s-Salat 21/235 – 485; Ebvabu’d-Daa’vat, 100 / 111 – 3546, 3545; Müsned, 2, 254

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.