Haberin Kapısı
2016-03-21 17:00:21

Kaşınma Nizameddin!

Mehmet Salih Arslan

21 Mart 2016, 17:00

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,

Bundan birkaç yıl önce ; Patagonya’nın Sesli Radyosu, adlı müsbet komedi skeçleri vardı. O skeçlerden birinde sunucu şöyle diyordu:

-Dinleyicilerimizden Nizamettin adında bir kardeşimiz bize mektup göndermiş. Nizamettin Bey mektubunda bize şöyle soruyor:

-Bosna Hersek savaşına katılmak istiyorum, ne diyorsunuz?

(Bu soru üzerine sunucu şöyle cevap veriyordu) :

-Kaşınma Nizamettin, otur oturduğun yerde!

Evet, bu cevabın doğruluğu her ne kadar tartışılır olsa da bizim bunu anlatmamızın sebebi; günümüzde haddini aşıp kabir azabı gibi gayet ciddi, mühim ve çetin bir vakıa’yı inkâra yeltenerek gerçekten kaşınanların olmasıdır.

Biz, aman kabir azabından nasıl kurtuluruz, nasıl atlatabiliriz, diye derin derin düşünürken Nizamettin’lerdeki cesarete(!) bakın. Tümden inkârına kalkışıyorlar! Hâlbuki kâfirlere, münafıklara ve Müslüman da olsa asi facirlere kabir azabının varlığı haktır ve buna inanmak vaciptir. Çünkü kabir azabının varlığı ayet-i kerimelerle, (birçok sahih ve hasen) hadis-i şeriflerle ve (ehlisünnette) icma ile sabittir. Hatta kabir azabı bir yana (özellikle münafık ve kafirlere) ölüm anından itibaren bile azap başlar .

ALLAH’U TEA’LA (Mealen) şöyle buyuruyor:

“ Ya, melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını (ruhlarını) alırken halleri nasıl olacak? ” (1)

“ Bir görseydin; o zalimler can çekişirlerken melekler de ellerini uzatmış : (Haydi) Canlarınızı verin de, ALLAH’A karşı haksız yere söylediklerinizden ve O’nun ayetlerine üstünlük taslamanızdan ötürü bu gün horluk (alçaklık) azabı ile cezalandırılacaksınız , (derlerken).” (2)

“ Bir görseydin; hani melekler, küfredenlerin (kafirlerin) canlarını, yüzlerine ve arkalarına vurarak: Tadın yakıcı azabı (dediklerini). ” (3)

Kabir azabı ile ilgili ayet-i kerimeler:

“Şüphesiz ona sıkıntılı bir hayat vardır. Ve onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.” (4)

Ayet-i kerimesindeki : “ Sıkıntılı hayat ” ın; kabir azabı, olduğunu peygamber efendimiz (A.S.M.) hadis-i şerifte belirtmiştir. Bu hadis-i şerifi Ebu Hüreyre (R.A.)’den, İbn Ebi Şeybe, İbn Ebi Hatim, Hâkim, Beyhaki, Taberani, Bezzar ve sahih isnadla İbn Hibban rivayet etmişlerdir. İbn Kesir’de bu hadis-i şerifin ceyyid (güzel ve sağlam) isnadla rivayet edildiğini söylemiştir. (5)

Ğafir (Mü’min) Suresi, 46. ayet-i kerimede de ALLAH’U TEA’LA (Mea’len) şöyle buyurmaktadır:

“Onlar (firavun ve ona tabi olanlar) sabah akşam o ateşe sokulurlar. Kıyamet koptuğu gün ise: firavun ailesini (ona ve ona uyan kavmini) azabın en şiddetlisine sokun! , (denilecek).”

Tefsirciler şöyle demektedirler: Bu ayet-i kerimedeki “O Ateş”; kabirdeki ateş ve onların görecekleri azaplardır. Nitekim ayet-i kerimenin devamında : “ (Sonra)Kıyamet koptuğu gün ise (zebanilere) : firavun ve alini (cehennemdeki) en şiddetli azaba sokun (denilecek)”, buyrulması da bunu izah etmektedir. (6)

Tevbe Suresi’nin 101. Ayet-i kerimesinde de ALLAH’U TEA’LA (Mealen) şöyle buyurmaktadır:

“Onlara (münafıklara) iki kez azap edeceğiz. Sonra onlar, büyük bir azaba (cehenneme) itileceklerdir.”

Müfessirler, “İki kez azab” ın Birincisini: Dünya hayatında münafıkların (ve kâfirlerin) esir edilip sefil duruma düşmeleri veya öldürülmeleri, diye tefsir etmişlerdir.

İkincisini ise : Kabir azabı , olarak tefsir etmişlerdir.(7)

“(Kıyametten)Sonra onlar, büyük bir azaba (cehenneme) itileceklerdir.” Ayet-i kerimesi’de bunu vurgulamaktadır.

Kabir azabına dalalet eden başka ayet-i kerimeler de vardır (Secde Suresi: 21, Nuh Suresi : 25, Tekasür Suresi : 3 )

Kabir azabı ile ilgili hadis-i şerifler

Kabir azabı ile ilgili (manevi mütevatir derecede) çok sahih ve hasen hadis-i şerif mevcuttur. İşte onlardan bazıları:

Buhari ve Müslim’in (Sahih’lerinde) rivayet ettikleri hadis-i şerifte; Hazret-i Aişe (Radiyallahu Anha)’nın yanına yahudi bir kadın gelip kabir azabından bahsetti ve O’na: ALLAH Seni kabir azabından muhafaza etsin, diye dua etti. Hz.Aişe (R.A.) diyor ki : Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu aleyhi ve selleme kabir azabından sordum. (Peygamber A.S.M.) Buyurdu ki :

“Evet, kabir azabı haktır.”

(Hz.Aişe R.A.) : Bundan sonra, Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in her namazda (Tahiyyat, Salli Ve Barik Duaları’ndan sonra) kabir azabından ALLAH’a sığındığını gördüm. (8)

Müslim’in (Sahih’inde) rivayet ettiği hadis-i şerifte, Enes (R.A.)’den rivayet edildiğine göre, Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular :

“ Duyduklarınızı gizleyebilseydiniz, ALLAH’ın size kabir azabını işittirmesi için dua ederdim (isterdim).” (9)

Tirmizi’nin, Zühd Bölümü’nde hasen olarak rivayet ettiği hadis-i şerifte; Hz.Osman Radiyallahu anh’ın azatlısı; Hani (R.A.), şöyle demiştir: Osman Radiyallahu anhu bir kabre uğradığında sakalı ıslanıncaya kadar ağlardı. Ona: Cennet’i ve Cehennem’i zikredince ağlamıyorsun, kabri zikredince (temaşa ve tefekkür edince) ağlıyorsun. (Bunun hikmeti nedir? ) denince, Hz. Osman dedi ki: Muhakkak ki, Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellemi şöyle buyururken işitim:

“ Kabir; ahiret duraklarının ilkidir. Ondan kurtulunca ondan sonrası kolaydır. Kurtulmayınca ondan sonrası daha şiddetlidir. Kabirden daha korkunç bir manzara görmedim.” (10)

Kütubu Sitte’den beşinin rivayet ettiği (sahih) hadis-i şerifte ; İbn Abbas (Radiyallahu anhuma) şöyle anlatıyor : Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem iki kabre uğradı ve buyurdu ki : “ Bu ikisi azap görüyorlar. Azapları da , (insanların zannında) büyük günahtan dolayı değil.”

Sonra da şöyle buyurdu : “ Evet, biri nemime (koğuculuk, laf getirip götürmeyle) dolaşırdı. Diğeri de idrardan istibra etmezdi (arınmaz, korunmazdı).”

Ardından da (A.S.M.), yaş bir hurma dalı getirilmesini istedi. Onu ikiye böldü. Bir dalı birinin (mezarı) üzerine, birini de öbürünün (mezarı) üzerine dikti. Sonra da buyurdu ki : “Ümit var ki; bunlar yaş kaldıkça (zikirleri sebebiyle) azapları hafifler.” (11)

Bu kadar kat’i ve sağlam delillerden sonra da inkara yeltenip niyazileşen varsa, ölüp gittiğinde görür ; kabir azabı varmıdır, yokmudur ?!

Esselamu a’la men ittebea’l hüda …

----------------------------

  1. Muhammed (A.S.M.) Suresi: 27
  2. En’am Suresi: 93
  3. Enfal Suresi: 50
  4. Taha Suresi: 124
  5. Tefsir-i Eddürrul Mensur – C: 10, Tefsir-i İbn Kesir – C : 10
  6. Nesefi, İbn Kesir, Safvetüttefasir
  7. Tefsir-i İbn Abbas, Eddürul Mensur, Nesefi, İbn Kesir, Safvetüttefasir
  8. Tefsir-i İbn Kesir – C: 10, Etterğibu Vetterhibu – C : 7
  9. Etterğibu Vetterhibu – C: 7
  10. (10)Etterğibu Vetterhibu – C: 7
  11. (11) Hadis ansilopedisi – C: 15
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.